Yetim gorillere yuva

Güncelleme Tarihi:

Yetim gorillere yuva
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 1999 00:00

Haberin Devamı

Kimsesiz yavru goriller Almanya'daki bir yuvada yetiştiriliyor

Stuttgart'taki hayvanat bahçesinde yavru gorillerin bakım ve eğitimlerinin yapıldığı özel bir yuva var. Avrupa'da başka örneği olmayan yuvada, yedi kişi 24 saat boyunca yavruların hizmetinde. Goriller burada üç yaşına kadar yetiştiriliyor ve ardından Avrupa'daki hayvanat bahçelerine dağıtılıyor.

Almanya'nın Stuttgart kentindeki hayvanat bahçesi Wilhelma Zoo'da bugünlerde 10 goril yavrusu sıcak bir yuva buldu. Anne ve babaları tarafından terkedilen yavru goriller buradaki yuvada, insan yavruları gibi bakım, eğitim ve sevgi görüyor.

58 yaşındaki Gundi Scharpf'ın yönetimindeki yuvada altı görevli 24 saat boyunca eksiksiz hizmet veriyor yetim gorillere. 10 yavrunun koruyucu anneliğini yapan Scharpf, 30 yıldır goril yetiştiriyor ve bugüne kadar 74 tanesini eğiterek ‘‘hayata’’ hazırlamış. Yuvada üç veya dört yıl kalan yavrular daha sonra Avrupa'daki hayvanat bahçelerine dağıtılıyor.

24 SAAT HİZMET

Yavrulara 24 saat boyunca hizmet eden Scharpf ve ekibi, her bir yavruya günde 12 kez mama veriyor ve altını değiştiriyor. Çocuk gibi bakım isteyen yavru gorillerle oyun oynamak da görevlerinin bir parçası. En küçükleri eğlendirmenin kolay olduğunu söyleyen Scharpf, büyüklerin daha kaprisli olduğunu ve onları oyalamanın daha zor olduğunu söylüyor. Goriller için can sıkıntısından daha kötü birşey olamayacağını anlatan bakıcılar, onları eğlendirmek için tahta bloklardan evler yaptıklarını ve toplarla oyunlar oynadıklarını söylüyorlar.

Yavrulara karşı büyük sevgi duyduğunu belirten Scharpf, onları insan yavrusu gibi kucakladığını ve koruduğunu anlatıyor. ‘‘Her goril gün içinde en az bir kez gülmeli’’ diyen Scharpf, güldüklerinde yavruların gözlerinin parladığını ve ağızlarını açtıklarını söylüyor.

Başarılarını, yavruların büyüyüp kendi yavrularını yetiştirecek duruma gelmeleriyle ölçtüklerini söyleyen yetkililer, bu goril yuvasının Avrupa'da tek olduğunu belirtiyor.

Scharpf'ın koruyucu anneliğini yaptığı yavru gorillerle ilgili ilginç saptamaları var: ‘‘Benimle ilgili her türlü değişikliği fark ediyorlar. Saçımdaki değişikliği, yeni parfümümü veya küpemi hemen algılıyorlar. Hepsine eşit sevgi göstermeliyim, yoksa kıyamet kopuyor. Gözlerini açıp, bağırmaya başlıyorlar ve başkalarından yardım istiyorlar.’’

Hayvanlara emirlere itaat etmeyi öğretmek en önemli eğitim aşamalarından birisi. ‘‘Bazen plastik bardaklardan su içmelerine izin veriyoruz. İçtikten sonra bardağı bize vermeleri gerekiyor. Yere atarlarsa, onlara ses tonumuzla vurgulayarak bunun yanlış olduğunu anlatıyoruz. Yine başarılı olamazsak, onları dikkate almıyoruz, yokmuşlar gibi davranıyoruz. İşte tam bu noktada yavru goriller, insan yavrusu gibi davranıyor. Birkaç saat sonra ağlayarak Gundi'nin kucağına tırmanıyorlar’’ diye anlatıyor bir görevli.

Gorillerin uzun vaadede, hatırlama veya tanıma yetileri var mı? Bu sorunun yanıtını Gundi Scharpf veriyor: ‘‘Yuvada 7 yıl geçiren Lea adlı bir dişi orangutan’ımız vardı, daha sonra Zürih'teki bir hayvanat bahçesine gönderildi. Bir gün beni Zürih'ten birisi aradı ve 'anneanne' olduğumu müjdeledi. Lea'nın yavrusu olmuştu. Görmeye gittim. Lea beni görür görmez, kucağına yavrusunu alarak bana doğru geldi. Yavrusunun elini kafesten uzattı ve onu okşamamı istedi. İşte sadakat budur bence.’’

Yavru goriller her gün görevlilerce yıkanıyor. Günde 12 kez mama yiyen bebek goriller, çocuk gibi bakım ve eğitim istiyor. Bakıcıların emirlerine itaat etmeyi öğreniyorlar.

Yavrular için en büyük sorun can sıkıntısı. Bu nedenle bakıcılar onları eğlendirmek için oyunlar oynuyor. Çünkü felsefeleri ‘‘Her yavru, günde en az bir kez gülmeli.’’

Goril eğitimcileri, yavruları masaya oturtup fincandan su içmeyi öğretiyor. Goril, masadakileri yere atmamalı, emirlere uymaz da atarsa onunla ilgilenilmiyor ve böylece cezalandırılmış oluyor.

Gorillerin bazıları birkaç haftalık olduğu için, daha büyük olanlardan ayrı tutuluyor. Birbirlerine ancak camekanın arkasından tanıştırılıyorlar.

Darıca'daki şempanze barınağı

AVRUPA'nın en büyük ve modern şempanze barınağı Darıca Kuş Cenneti'nde. ‘‘Şempanze Sarayı’’ olarak adlandırılan barınağın ilk sakinleri olan 6 şempanze geçen aylarda yeni mekánlarına taşındı. Yazlık, kışlık ve mutfak bölümlerinden oluşan barınak toplam 1000 metrekarelik alan üzerinde yer alıyor. En büyükleri 7 yaşında olan şempanzeler Romeo, Garip, Kınalı, Hooke, Gina ve Justin daha önce tutuldukları karantina bölümünden alınarak yeni yerlerine taşındı. Şempanzelerin yeni yerlerine alışma çalışmaları için Macaristan'dan gelen Budapeşte Hayvan Bahçesi Şempanze Bakıcısı İstvan Vidakovits şempanzelerin bakımlarının belli bir yaştan sonra çok zor olduğunu belirterek, ‘‘Şempanzeler, güçlü liderlik duygusuna sahip hayvanlardır. Grup liderliği için kendilerine rakip olarak gördükleri bakıcılarını bile parçalayabilirler’’ diyor.

Darıca Kuş Cenneti'ndeki 6 şempanzeden üçü buraya sahipleri tarafından hediye edildi, diğer 3'ü ise Orman Bakanlığı tarafından yapılan kontrollerde yasal olmayan yollardan satıldığı saptanarak toplanan şempanzeler.

Bomba

arayan köpekler

Terörün tırmanışı, politikanın tuhaflaşması toplumu çok etkiledi. Ancak, hiçbir zaman sinmekten yana değilim. Tersine, herkesin projeler üretip, topluma faydalı ne biliyorsa ortaya çıkartmasından yanayım. Ben de konum gereği, bomba arayan köpeklerden bahsedeceğim.

Günümüzde, toplu uyuşturucu arayan köpekler olduğu gibi, bomba arayan köpekler de eğitilmektedir. Bomba arama eğitimi verecek köpekler, uyuşturucu arayan köpekler gibi, koku alma kabiliyeti en yüksek olanların arasından seçilir. Neredeyse, 100 köpekte bir rastlanan bu yüksek koku alma kabiliyeti, en önemli etkendir. Ülkemizde kullanılan özel patlayıcıların kokuları da elde edilip, 10-11 ay süren destekle köpeği eğitmek gerekir. Bu patlayıcılar trinitrotoluen (TNT), potasyum klorat, sodyum klorat, nitrogliserin ve benzerleridir.

Bugün, iyi bir patlayıcı arayan köpeğin, en az 15 kadar patlayıcı çeşidini bulması gerekir. Patlayıcıların temini ve bulundurulması yasak olduğundan, ülkemizde patlayıcı arayan köpeklerin eğitimi yalnızca resmi kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Onlar da bu köpekleri kendi asli görevlerinde kullanıyorlar. İstanbul gibi büyük kentlerdeki otel, süpermarket, stadyum, eğlence merkezlerinin bu özel köpeklerle taranıp, patlayıcıların tespit edilmesi, büyük faciaları önleyecektir.

Bu çok seçkin köpekler, uzun zaman alan eğitimleri ve temininin zorluğu nedeniyle çok pahalıdır. Avrupa'da bile çok çabuk bulmak kolay değildir. Üstelik, bomba arayan köpekleri isteyen kuruluşların, köpeği nasıl kullanacakları da çok önemlidir. Bu köpekler, eğer açık alanlarda bomba arayacaklarsa ayrı, ambarlarda ve market raflarında bomba arayacaklarsa ayrı, araçlarda bomba arayacaklarsa yine ayrı eğitilecekler, kurumun güvenlik elemanlarına da tatbikat yaptırılacaktır.

Yoksa, bir bomba köpeği her koşulda bombayı bulur diye bir kayıt yoktur. Onun için mutlaka ön görüşme yapılıp, proje eğitmene aktarılır. Köpek, nereyi koruyacaksa eğitimi o yönde güçlendirilir.

Cihan ÖZYAĞMUR

Köpek Eğitmeni

Telefon: 0216 327 08 63

Faks: 0216 327 00 85

Bir kadın

50 köpek

Bulgaristan göçmeni köpek sevdalısı Cemile Ülker 50 yaşında. İstanbul'a 15 yıl önce geldi. 7 yıl evli kaldı. Büyakada'daki evlerinde 2 süs köpeği vardı. Görümceleriyle köpekler yüzünden arası açıldı. Kocasıyla sık sık bu konuda kavga etti. Sonunda köpekleri için evliliğini bitirdi.

Pazarlarda çiçek, kazak satmaya başladı. Kadıköy'de bir ev kiraladı. Bu sırada köpek sayısı, doğumlarla birlikte 10'a çıktı. Kadıköy'de oturduğu ev ha yıkıldı ha yıkılacak durumdaydı. Sonunda da yıkıldı.

Cemile Ülker'in birikmiş 2 milyar lirası vardı. Bir tanıdığı aracılığıyla Gebze'de ev buldu. Evi satın alarak, köpekleriyle mutlu bir yaşamı düşlüyordu. Ancak satış yapmak için gitiği Salı Pazarı'nda parasını kaptırdı. Sokakta kaldı.

Sırf köpekleri için, Gebze'de 350 köpekli bir çiftlikte temizlik işleri yapmaya başladı. Ama çiftlik sahibi, ona göre köpeklere iyi davranmıyordu. Dayanamadı, çiftlikten ayrıldı. Köpekleriyle birlikte birkaç gün sokaklarda yattı, kalktı.

Bakırköy Belediyesi'nin Osmaniye'deki hayvan barınağında konaklamaya başladı. Ancak köpeklerine yapılan muameleyi beğenmedi. İddiasına göre, barınak yöneticileri onun adını kullanarak, hayvanseverlerden para topladı. Ancak ona beş kuruş bile vermedi. Aralarında kavga çıktı. Barınaktan ayrıldı. Çöplüklerde sabahlamaya başladı.

Bakırköy Belediyesi'nden yardım talep etti. Belediye, Ataköy 5. Kısım'daki kurban kesim yeri olarak kullanılan boş araziyi gösterdi. Ona birkaç kulübe ile kırık dökük bir karavan verdi. Bu arada, Cemile Ülker'in sokaklardan topladığı köpek sayısı 50'ye ulaştı. Bir işadamı, maddi destek sağladı ona. Köpeklere her ay düzenli olarak yiyecek, tedavi masrafı, bu hayvanseverden geldi. Belediye, zaman zaman su getirdi kulübesine. Cemile Ülker, 50 köpeğe bakma mücadelesi veriyor. Hayvanseverlerden, kendisine uzanacak dost bir yardım eli bekliyor.

MEKTUP

Hürriyet Medya Towers Pet Corner

Güneşli-34544 İSTANBUL Faks: 0212 677 03 40

e-mail: bovacik@hurriyet.com.tr

Pire ve kenesavar

Havalar yavaş yavaş ısınıyor. Sokağa çıkan kedi ve köpeklere, hem pirelerin hem de kenelerin musallat olması an meselesi. Piyasada, giderek sayıları artan, farklı kullanım şekillerindeki pire ve kenesavar ilaçlara bir yenisini de Topkim ekledi. Frontline adıyla, sprey ve damla olarak üç farklı ambalajda piyasaya sürülen ilacın en önemli özelliği hem kedi ve köpekler hem de sahiplerini etkileyecek zehirli madde içermemesi. Yavru kedi ve köpeklere de uygulanabilen ilaç, deri altındaki yağ bezelerine nüfuz ederek, pire ve kenelere karşı etkili oluyor. 4-8 saat içinde etkisini gösteren ilacın etki süresi parazit türlerine göre üç aya kadar çıkabiliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!