Güncelleme Tarihi:
Mustafa TURAPOĞLU/ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANLIĞI Sözcüsü İbrahim Kalın, "Terör örgütünün her unsuruna karşılık Suriye sahasında biz kendi ulusal güvenliğimizi garanti altına alacak adımları her an atarız. Fırat Kalkanı, Afrin'de olduğu gibi" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrası, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamalarda bulundu. Kalın, İstanbul'da 3'üncü havalimanının 29 Ekim'de açılacağını söyledi.
'MÜCADELEMİZ YOĞUN BİR ŞEKİLDE BÜTÜN DÜNYADA DEVAM EDİYOR'
Toplantıda ilgili birimlerin güvenlik durumlarıyla ilgili sunumları olduğunu söyleyen Kalın, "Hem iç hem de dış güvenliği ele alan bu sunumlarda Türkiye’nin ulusal çıkarlarına tehdit teşkil eden bütün terör unsurları ve terör yapılanmalarına karşı alınan tedbirler detaylı bir şekilde değerlendirildi. Özellikle son dönemde PKK, DHKP-C, DEAŞ, PYD gibi terör örgütlerine karşı son derece etkin bir mücadele verdiğimizi biliyorsunuz, hem Türkiye topraklarında hem de sınır ötesinde Suriye’de, Irak’ta ve başka yerlerde. Aynı şekilde FETÖ terör örgütüne karşıda faaliyetlerimiz, mücadelemiz yoğun bir şekilde bütün dünyada devam ediyor. Buradan bir geri adım atılması söz konusu değil. Uyuşturucuyla mücadele, organize suçlar, gasp, hırsızlık gibi suçlarla ilgili de güvenlik birimlerimiz son dönemde başarılı performans sergiliyorlar. Bununla ilgili detayları da kabine toplantısında ele alındı" dedi.
'BİZİM ALMANYA İLE ÇOK KÖKLÜ SİYASİ, EKONOMİK, TOPLUMSAL İLİŞKİLERİMİZ VAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na yaptığı ziyaret ve ardından gerçekleştirdiği Almanya ziyaretini değerlendiren Kalın, "Bununla ilgili de siz de takip ettiniz ama özellikle İdlib mutabakatının bütün dünyada takdirle karşılandığını herkes ifade ediyor. Bunun sonuçlarını da bugün zaten görmeye başladık. Eğer böyle bir mutabakat sağlanmasaydı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat, şahsen üstlendiği bu girişim başarılı olmasaydı bugün muhtemelen İdlib de büyük bir insani dramla karşı karşıya olacaktık. Büyük bir göç dalgası sadece Türkiye topraklarını değil dünyanın, bölgenin diğer ülkelerini de Avrupa’ya kadar vuracaktı. İdlip mutabakatının detayları da şu anda özellikle Rus mevkidaşlarıyla ilgili birimlerimiz tarafından müzakere ediliyor. Sınırların ne olacağı, ne kadar içeri girileceği, coğrafi sınır ya da topografya itibariyle nerelerden ne kadar içeri girileceği konuları da detaylı bir şekilde çalışılmaya devam ediliyor. Milli Savunma Bakanlığımız, Dışişleri Bakanlığımız ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımız Rus mevkidaşlarıyla bu istişarelerini sürdürüyorlar şu ana kadar da bu konuyu pürüzsüz bir şekilde belli bir olgunluk noktasına da getirdiler. Bu da bizim açımızdan tabi ki memnuniyet verici." dedi.
ERDOĞAN, NEW YORK'TA 14 LİDER İLE GÖRÜŞTÜ
İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, New York’ta yaptığı temaslarda, yaklaşık 14 liderle görüşmeleri olduğunu belirterek, "İkili ve heyetler arası. Orada da bu konu hemen her görüşmede gündeme geldi. Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın BM Genel Kuruluna yaptığı hitapta özellikle küresel barış vizyonuna vurgu yapması, tek taraflı, tepeden inmeci, 'güçlüyüm dolayısıyla haklıyım' diyen dünya görüşüne karşı çok taraflı, kucaklayıcı, adaleti, eşitliği ve iş birliğini öne çıkartan vizyonu dünya kamuoyuyla paylaşıldı. Aslında şu anda dünyada bu iki vizyonun rekabet halinde olduğunu söyleyebiliriz. BM’den bir Almanya’ya ziyaretimiz oldu. Burada da son dönemde Almanya’yla ilgili yaşadığımız sorunları geride bırakmayı hedefleyen, pozitif gündemi öne çıkartan bir ziyaret gerçekleştirdik. Alman makamlarının ziyarete verdiği önem hakikaten takdire şayandı. Bundan dolayı kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz. Bir devlet ziyaretine yakışan her türlü tedbir alınmıştı. Bundan memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Bizim Almanya ile çok köklü siyasi, ekonomik, toplumsal ilişkilerimiz var. Bu ziyaretle yeni bir sayfanın açılmış olacağını ümit ediyoruz. İki tarafta da bu niyetin olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, açıklamasının ardından kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Kalın, Türk ve ABD ordularının ayrı ayrı devriye görevlerini gerçekleştirdiği Münbiçte son durum ve ortak devriyelerin ne zaman gerçekleştirileceği yönündeki soruya şu cevabı verdi:
'MÜNBİÇ YOL HARİTASININ BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR'
"Maalesef Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle bir takım oyalama taktiklerinin devriye girdiğini üzülerek görüyoruz. Bizim her düzeyde ABD'li mevkidaşlarımıza söylediğimiz bu artık oyalama taktiklerinin bir kenara bırakılması. Münbiç yol haritasının planlandığı şekilde hayata geçirilmesi. Şimdi bu eğiticilerin eğitilmesi, ondan sonra sahadakilerin eğitilmesi, ondan sonra ortak devriye süreçlerini aslında çok önceden tamamlanması gerekiyor. Şimdi bir tarih açıklıyoruz şu veya bu gerekçeyle bir takım gecikmeler, ertelemeler yaşanıyor. O yüzden size şu tarihte, bu tarihte diye bir tarih veremiyoruz. Çünkü bu normalde çok önceden tamamlanması gereken bir süreçti. Ama dediğim gibi şu veya bu gerekçeyle bu tarihler hep öteleniyor. Biz artık bunun durmasını istiyoruz. Yani orada madem terör örgütüne karşı ortak güvenlik çalışması yapacağız, ortak devriyedir, Münbiçlilerin kendi şehirlerine dönmesini bir an önce sağlanmasıdır, hedefler bunlar. Bunu bir an önce yapalım. Daha fazla geciktirmenin bizim açımızdan izah edilir bir tarafı söz konusu değil. Dolayısıyla bizim beklentimiz ilgili birimlerimiz bu konuyu muhataplarıyla her gün konuşuyorlar ama bu oyalama taktiği gerçekten büyüyen bir sorun olmaya başladı. Buradan tekrar bu mesajı vermek istiyorum. Münbiç yol haritasının bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor."
'ADIMLARI HER AN ATARIZ'
Kalın, "Fırat'ın doğusu konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlı ifadeleri söz konusu. Önümüzdeki günlerde bir operasyon masadamıdır" sorusuna ise şu şekilde cevap verdi: "Mesele sadece PYD/YPG'nin Fırat'ın Doğusuna geçmesi meselesi değil. Ondan sonra ne olacağıyla ilgilide bizim zihnimiz net aslında. Yani terör örgütünün her unsuruna karşılık Suriye sahasında biz kendi ulusal güvenliğimizi garanti altına alacak adımları her an atarız. Geçmişte attığımız gibi. Fırat Kalkanı, Afrin'de olduğu gibi. Bizim tabi ki beklentimiz ABD yönetiminin PYD/YPG'ye verdiği bu desteğin artık sonlandırmasıdır. DEAŞ ile mücadele diye bir gerekçe kalmamıştır. Başka gerekçelerle Amerikan devletinin Suriye'de kalmak istediğini biliyoruz. Özellikle İran'a karşı. Ama bu gerekçeyle yapılması halinde bölgedeki gerginlikleri nasıl tırmandıracağını da biz açıkça görüyoruz. Dolayısıyla burada terörle mücadele öncelikli hedef ise buna yoğunlaşmamız gerekir."
'BÜYÜK BİR ORANDA BİR MUTABAKAT SAĞLANMIŞ DURUMDA'
Kalın, İdlib mutabakatı konusunda ise çatışmazlık ortamının sağlandığını ifade ederek, "Kimsenin Türkiye'ye gelmesi söz konusu değil. Mutabakat çerçevesinde belirlenen sınırların gerisine çekiliyorlar. Dolayısıyla bir çatışmazlık ortamının hali yaşanıyor şu anda. Bu sağlanmış oldu. Bunu korumaya biz kararlıyız. O çerçevede bildiğiniz gibi bizim orada 12 tane askeri gözlem noktamız var. Sınırlar tam olarak nerede, bu konuda arkadaşlarımızın görüşmeleri devam ediyor Ruslarla. Çok büyük bir oranda bir mutabakat sağlanmış durumda. O grupların nereye çekileceği biraz operasyonel detay. Özellikle MİT bu konuyu sahada çalışıyor. Amacımız orada ne rejim tarafından İdlib'e bir saldırının yapılması, ne de İdlib'ten rejim ya da Rus hedeflerine dönük bir saldırının yaşanmaması. Şu ana kadar bu hedef büyük orada tutturulmuş durumda" dedi.
Kalın, İstanbul'da kendisine ulaşılamayan Suud gazeteci ile ilgili olarak ise, "Bildiğimiz kadarıyla Suud vatandaşı Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkosolosluğu'nda" yanıtını verdi.
Kalın, Emeklilikte Yaşa Takılanlar ile ilgili olarak da, "Kabinede gündeme gelmedi. Bu konu kabinenin gündeminde yok. Değerlendirmesi Meclis'te yapılır" dedi.
'TÜRKİYE CUMHURİYETİ EKONOMİSİNİ İLGİLİ BİRİMLERİ YÖNETİR'
Kalın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Türkiye'nin danışmanlık hizmeti alınması için anlaştığı McKinsey'le ilgili yönettiği soruları hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
"Yeni bir IMF modeli, yabancılara teslim ediyorlar, bizim mahremimize giriyorlar' gibi ekonomimizi, bakanımızı dolaylı olarak da Cumhurbaşkanımızı hedef alan mesnetsiz iddialar bunlar. Türkiye Cumhuriyeti ekonomisini ilgili birimleri yönetir. Bu hep böyle olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır. Danışmanlık hizmetinin bir bağlayıcı tarafı yoktur."