Güncelleme Tarihi:
Gökhan CEYLAN- Kaan ULU/ANKARA, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır. Türkiye'nin IMF ile yolunun kesişmesi söz konusu değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin 27'nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasını gerçekleştirdi. Erdoğan, toplantıya katılan tüm partililere teşekkür ederek, "AK Parti medeniyetimizin ve tarihimizin kendine yüklediği bu büyük davayı hep ileriye taşımayı başarmıştır" diye konuştu. İnsanlar gibi ülkelerin ve partilerin de sürekli sınamalara maruz kaldığını kaydeden Erdoğan, Türkiye ve AK Parti olarak son yıllarda siyasi, ekonomik ve sosyal pek çok sınama ile karşılaştıklarını söyledi. Erdoğan, "Gün oldu, vesayetin kıskacında bizi boğmaya çalıştılar. Gün oldu, sokaklarımızı karıştırmak istediler. Gün oldu, terör örgütlerini üzerimize saldırdılar. Gün oldu, FETÖ ihanet çetesini kullanarak, topyekun ülkemizi işgal etmeye kalkıştılar. Gün oldu, sınırlarımız ötesinden üzerimize ateş yağdırdılar. Hamdolsun, milletimizle beraber ülkedeki milli ve yerli duruş sahibi kesimler ile birlikte bu tuzaklarını, oyunlarını hepsini de boşa çıkardık" dedi.
'CHP'Yİ YİNE KARŞI CEPHEDE GÖRÜYORUZ'
Siyasi alternatif konumunda olması gereken partinin, her defasında Türk milletinin düşmanlarıyla aynı safta yer almasının kendilerini üzdüğünü söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yanlış anlaşılmasın. Bizim sorunumuz asla siyasi muhalefet değil. Muhalefetin demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu biliyoruz. Bizim sıkıntımız herhangi bir konudaki eksiğimizin, varsa yanlışımızın ifade edilmesi de değildir. Biz en kritik dönemlerde düşmanlarımızın safında yer alanlardan, onlardan bize yönelmiş siyasi ve ekonomik silahlarına adeta cephane taşıyanlardan mustaribiz. Bölücü terör örgütünün güdümündeki HDP'yi bu ilişkisini kesemediği sürece meşru siyasetin aktörü olarak görmemiz zaten mümkün değildir. Maalesef bizi üzüntüye sokan zihniyetin en büyük temsilcisi ana muhalefet partisidir. Gezi olaylarında vandallarla mücadele ediyoruz, CHP'yi onlarında yanında buluyoruz. Ülkemizi FETÖ'cülerin tuzaklarından kurtarmak için çaba gösteriyoruz, CHP'yi onların saflarında görüyoruz. Biz gece Atatürk havaalanına iniyoruz, meğerse bizden yaklaşık 2,5 saat önce bay Kemal oraya geliyor ve oradan tanklar öncülüğünde bindiriliyor, bir otomobile Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gidiyor, oradan devlete, ülkemize yapılan darbeyi kahvesini yudumlayarak izliyor. Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan 'Benim bu işlerle alakam yok' diyor. Hepsi kayıtlarda var. Televizyon kayıtlarında var. Ya sen böyle bir adamsın. Korkaksın, ürkeksin, ne millisin ne yerlisin. Bölücü terör örgütünün çukur eylemlerine karşı destansı bir mücadele yürütüyoruz, CHP'yi yine karşı cephede görüyoruz. Yaşadığımız son hadiselerde yine benzer bir durumla karşı karşıya kaldık. Ama artık milletim yutmuyor. Şehitlerimizin aileleri artık yutmuyor ve 'Hangi yüzle sen buraya geldin?' demeye başladılar. Türkiye ekonomik bağımsızlığına yönelik sistematik bir saldırıya karşı kamusuyla özel sektörü ile tarihi bir mücadele veriyor. Peki ana muhalefet partisi ne yapıyor? Her zamanki gibi safını ülkesinin ve milletinin değil, karşı tarafından yanında belirleyerek ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Bunun adı muhalefet değildir. Bunun adı fırsatçılık bile değildir, olsa olsa alçaklıktır."
'TÜRKİYE, IMF DEFTERİNİ AÇMAMAK ÜZERE KAPATTI'
"Şahsıma, AK Parti hükümetlerinin en çok gurur duyduğum icraatları sorulsa ülkemizi IMF boyunduruğundan kurtarmamız olur" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Hep söylüyoruz, bugün de söyleyeceğim. Biz göreve geldiğimizde unutmayın, 23,5 milyar dolar IMF borçla devir aldık. 2013'te ne yaptık? Tamamen sıfırladık. Ya bay Kemal bunu yapan biz değil miyiz? IMF boyunduruğundan bu ülkeyi kurtaran biz değil miyiz? Peki bu IMF meselesi niye bu kadar önemli? IMF'nin misyonu, ödemeler bilançosu bozulmuş olan ülkelere kredi vermek ve onların sadece mali değil aynı zamanda siyasi yapılarını da dönüştürmek. Bu misyonu gereği IMF kurumlara veya özel firmalara değil sadece devletlere borç verir. Türkiye 1960 darbesinin ardından IMF'nin pençesine düşmüş ve AK Parti dönemine kadar kurtulamamıştır. İşte bazı yaptığımız ziyaretlerde birileri bize hala utanmadan, sıkılmadan 'IMF'den size destek verelim, bunu sağlayalım'. Bizim böyle bir derdimiz yok ki defteri kapattık. Biz şu anda ülkemize yatırım için arayıştayız. Varsa yatırım yapacak ülkemize biz onların önünü açarız. Buyursunlar, gelsinler, yatırımlarını yapsınlar. Siyasi bağımsızlık gibi ekonomik bağımsızlığının bedelinin yüksek olduğunu hep birlikte yaşayarak gördük. IMF'nin bir ülkeyi kıskaca alması için önce belli şartların oluşması gerekiyor. Bugün Türkiye IMF'nin kredi desteğine ve buna bağlı teknik yardımına ihtiyaç duyacağı seviyeden çok ama çok uzaktadır. Ekonomik göstergelerimizin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok iyi konumdadır. Türkiye IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır. Türkiye'nin IMF ile yolunun kesişmesi söz konusu değildir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güçlü mali disiplini ve ortaya koyduğu ayakları yere basan ekonomik politikaları ile borç yönetimini kolayca gerçekleştirme kapasitesine sahip olduğunu belirterek, "Son dönemde gerçekleşen küresel spekülatif saldırılara ve algı operasyonlarına rağmen Temmuz ayında yüzde 123 olan borcu çevirme oranımız Eylül ayı itibarıyla yüzde 109 gerilemiştir" dedi.
FOTOĞRAFLI