Yenilenebilir bir dünya

Güncelleme Tarihi:

Yenilenebilir bir dünya
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2017 23:22

BM İklim Değişikliği Konferansı (COP23) Bonn’da başladı. 197 ülkenin temsilcileri, 2 hafta boyunca, Paris Anlaşması’nın uygulanmasına dair adımları tartışacaklar. Bonn’da sunulan araştırmaya göre yüzde 100 yenilenebilir enerji küresel çapta mümkün.

Haberin Devamı

BONN’da başlayan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP23), iklim değişikliği açısından önemli tartışmalara sahne olacak. ABD Başkanı Donald Trump’ın Paris kararı sonrası yapılan ilk iklim zirvesi olması nedeniyle, çıkacak sonuçlar merakla bekleniyor. Zirvenin en önemli gündemi ise, Paris Anlaşması’nı uygulamaya geçirmek için nasıl bir işbirliği yapılacağı ve nasıl harekete geçileceğini belirleyecek bir kural kitabının ortaya konulması. Zirve sırasında açıklanan yeni bir rapor iklim değişikliği ile mücadelede önemli rol oynayan yenilenebilir enerji konusunda ezber bozan sonuçlar içeriyor. Lappeenranta Teknoloji Üniversitesi-LUT ve Energy Watch Group’un (EWG)birlikte hazırladıkları çalışma, yüzde 100 yenilenebilir enerjiye dayalı bir küresel elektrik sisteminin tüm yıl boyunca ve her saatte uygulanabilirliğinin mümkün ve büyük oranda fosil yakıtlar ve nükleer enerjiye dayalı mevcut sistemden daha uygun maliyetli olduğunu savunuyor.

YÜZDE 100 MÜMKÜN MÜ
LUT ve EWG’nin raporu, COP23 sırasında düzenlenen Küresel Yenilenebilir Enerji Çözümleri (GRESS) toplantısında sunuldu. Rapora göre, mevcut yenilenebilir enerji potansiyeli ve depolama dâhil tüm teknolojilerle 2050’ye kadar küresel elektrik arzını karşılamaya yetecek güvenli enerji üretimi mümkün. Yüzde 100 yenilenebilir elektriğin küresel ölçekte seviyelendirilmiş maliyeti, 2015’te megavat saat (MWh) başına 70 Euro iken, 2050 yılında 52 Euro’ya düşüyor. Bu maliyetler hem depolama hem şebeke maliyetlerini içeriyor. LUT tarafından geliştirilen bu modelleme, dünyanın 145 bölgesinde yerel ölçekte mevcut yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı en uygun maliyetli teknoloji karmasını ve bir referans yılı içinde saat bazında elektrik arzı için en etkin maliyetli yenilenebilir enerjiye geçiş patikasını hesaplıyor. Çalışmanın temel bulguları özetle şöyle:

Dünya elektrik ihtiyacının 2015’teki 24.310 TWh’den 2050 yılında 48.800 TWh’e çıkacağı öngörülüyor.

Elektrik üretimindeki en büyük pay, hızla düşen maliyetleri sayesinde, fotovoltaik (PV) güneş panelleri ve bataryalarına ait. 2050’de küresel ölçekte elektrik karmasının yaklaşık yüzde 69’u güneş, yüzde 18’si rüzgar enerjisi, yüzde 8’i hidroelektrik ve yüzde 2’sini biyoenerji oluşturacak.

Bataryalar, güneş enerjisinin en önemli depolama teknolojisi. 2050’de toplam talebin yüzde 31’i depolama ile karşılanacak ve bunun yüzde 95’i yalnızca batarya kaynaklı olacak.

TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ GELİŞME!
BONN’da Fiji Başkanlığı’nda başlayan İklim Zirvesi’nde Türkiye için önemli gelişmeler yaşanıyor. İklim Haber’in haberine göre, Bonn’da Paris Anlaşması’nı imzalayan ama iklim finansmanı ve teknoloji transferi mekanizmalarına erişemediği için onaylamayan Türkiye’nin sorunlarını çözmek için önemli adımlar atıldı. Müzakerelerin ilk gününde Türkiye’nin talebi üzerine, Fiji Başkanlığı, Türkiye’nin “özel koşullarını” değerlendirmek ve çözüm yolları bulmak için Almanya İklim Baş Müzakerecisi Jochen Flasbarth Bonn’u arabulucu olarak belirledi. Alınan karara göre, Almanya İklim Baş Müzakerecisi Jochen Flasbarth Bonn’da düzenlenen COP23’de Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasında arabuluculuk görevini üstlenecek.

BAKMADAN GEÇME!