Güncelleme Tarihi:
Deniz Otobüsleri'nin filosu, Turgut Özal feribotunun bugün hizmete girmesiyle 24 gemiye ulaşıyor
Saatte 75 kilometre hızla giden deniz otobüsleri artık hayatımızın bir parçası oldu. Yolcu sayısı ilk günden bugüne iki kat arttı. Genel Müdür Binali Yıldırım şirketin eskisi gibi zarar edip etmediği sorusuna şöyle cevap veriyor: ‘‘Şimdi değil ama çok kârlı bir şirketiz diyemem. Yine de hem yatırım yapıyoruz, hem işletmeyi sürdürüyoruz.’’
İstanbul Deniz Otobüsleri'nin (İDO) Avustralya'dan 38 bin dolara aldığı (yaklaşık 12 trilyon lira) ve ‘‘Turgut Özal’’ adını verdiği hızlı feribot, yarın Yenikapı'da yapılacak bir törenle hizmete başlayacak. Uzunluğu 86.6, genişliği 24 metre olan dev feribot, İDO'nun Adnan Menderes'ten sonra ikinci büyük hızlı feribotu.
Bu feribotla birlikte İDO'nun toplam gemi sayısı 24'e yükseldi. Bunlardan 20'si normal deniz otobüsü, dördü hızlı feribot. Cezayirli Hasan Paşa ve Turgut Reis, daha küçük; 100 araç ve 500 yolcu kapasiteli. Adnan Menderes ve Turgut Özal ise 200 araç ve 800 yolcu alıyor. Normal deniz otobüsleri İstanbul içi ulaşımda kullanılırken, hızlı feribotlar Yalova, Bandırma seferleri yapıyor.
Hızlı ve güvenli ulaşım
Hızlı feribotun en önemli özelliği, adı üzerinde, hızlı gitmesi! Saatte 42 mil (75 kilometre) yapıyor. Normal bir deniz otobüsüyle iki saat 15 dakikada alınan İstanbul-Bandırma arasını, bir saat 45 dakikaya; bir saatlik İstanbul-Yalova arası yolculuğu ise 35 dakikaya indiriyor. Bu karşılaştırma bir de karayoluyla yapılırsa, 5-6 saatlik yolculuğun bir saate, 35 dakikaya inmesi sözkonusu.
İDO Genel Müdürü Yıldırım, yedi salonu, çocuk oyun odaları, yiyecek içecek servisi, özürlü asansörleri ve temizliğiyle beş yıldızlı otel konforunda, emniyetli ve üstelik zaman kazandıran bir seyahatten sözediyor. Araç taşıyan feribotların, yılda iki milyon aracın yollara çıkmasını engelleyerek trafik kazalarının azalmasına da katkıda bulunduğunu söylüyor. Deniz ulaşımının en az kaza riski taşıyan bir ulaşım olduğunu hatırlatıyor. Deniz otobüslerinin 11 yıllık tarihinde bugüne kadar ölümlü bir kaza olmamış. Bir tek ciddi kaza var; o da 1992'de, sisli bir günde, bir şehir hatları vapurunun deniz otobüsüne çarpması ve geminin üçte birini götürmesi. Gemi yeniden yapılarak hizmete sokulmuş.
Nereden nereye geldi
İDO, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bir iştirak şirketi. 1987'de Bedrettin Dalan zamanında kuruldu ve Norveç'ten alınan on deniz otobüsüyle Kabataş-Bostancı ve Bakırköy-Bostancı hatlarıyla faaliyete başladı. Bu iskelelere daha sonra Kabataş-Kartal-Yalova eklendi. 1989-94 arasında, yani Nurettin Sözen döneminde gemi sayısı onda kalırken iskele sayısı dokuza yükseldi. Kadıköy, Yenikapı, Marmara ve Avşa adalarında da iskele açıldı. 1994'ten sonraki Tayyip Erdoğan'lı dönemde ise Boğaz, Üsküdar, Tuzla, Adalar, Pendik, Avcılar gibi iskelelerle, terminal sayısı 29'a, gemi sayısı da 20'ye çıktı. Toplam personel sayısı 500'e ulaştı. Ayrıca dört de hızlı feribot alındı. Gemiler Norveç ve Avustralya'dan alındı ama bu arada bir Norveç firmasının lisansıyla Pendik Tersanesi'nde bir deniz otobüsü yapıldı, iki tane de inşa halinde.
İstinye-Maslak hattında yeni oluşan iş merkezlerine ve şehir hatlarıyla yaklaşık 1,5 saat süren Boğaz hattına hizmet vermek üzere Sarıyer, Beykoz, İstinye, Paşabahçe, Beşiktaş ve Üsküdar iskeleleri yapıldı ve bu yolculuk 40 dakikada tamamlanır oldu. Halen Bostancı'da faaliyet gösteren şirket genel müdürlüğü, bir ay sonra Yenikapı'da yapımı tamamlanacak olan binaya taşınacak. Yeni binada yedi bin metrekare kapalı alan, dört terminal ve diğer hizmet birimleri var. İnternet'te bir web sitesi bulunan (www.ido.com.tr) İDO, on-line bilet satışına da başladı.
Gemilerin yılda bir kez havuzda bakıma alındığını; bunun dışında günlük, haftalık ve aylık bakımlarının yapıldığını anlatan Genel Müdür Binali Yıldırım, ‘‘Şu anda yeni iskele açma girişimimiz yok, çünkü hedeflediklerimizi tamamladık. ancak mevcut iskelelerin yenilenmesi programını sürdürüyoruz’’ dedi.
İDO'nun yolcuları genellikle orta ve üst gelir ve eğitim grubundan insanlar. Taşınan yolcu sayısı son dörtbuçuk yıl içinde yüzde yüz artmış. 1994 yılında 5.1 milyon olan yolcu sayısı 1997'de 7.4 milyona ulaşmış. 1998 yılında ise 10.2 milyon yolcu taşınacağı tahmin ediliyor. En yoğun hatlar yazları Yalova, Mudanya, Bandırma. Kış aylarında ise Bostancı-Bakırköy, Kabataş, Karaköy...
Yolcular ikiye katlandı
Jeton fiyatlarının pahalı bulunması konusunda Binali Yıldırım şunları söylüyor: ‘‘Sadece imajı böyle, aslında pahalı değil. Gittiğiniz mesafenin uzunluğunu ve karadan giderseniz çekeceğiniz çileleri düşünürseniz, pahalı değil. Ayrıca Akbil uygulamamızla daha da ucuz.’’ Şirketin eskisi gibi zarar edip etmediği sorusuna ise şöyle cevap veriyor: ‘‘Biz geldiğimizde zarardaydı. Şimdi değil ama çok k*arlı bir şirketiz diyemem. Yine de hem yatırım yapıyoruz, hem işletmeyi sürdürebiliyoruz. Kredilerde biraz zorlanıyoruz. O zaman Belediye devreye giriyor.’’
Kış aylarında günde ortalama 30 bin, yaz aylarında ise 45-50 bin yolcu taşıyan deniz otobüslerinin, toplam ulaşım içindeki payı sadece yüzde 3-4 düzeyinde. Binali Yıldırım, her yanı deniz olan bu kentte, denizin kullanım oranının genel olarak düşük olduğunu söylüyor. Günde kıtadan kıtaya geçiş yapan bir milyon insanın, yalnızca 275 bini denizi kullanıyor. Bunların da yüzde 13'ü deniz otobüsünü...
İsimleri kim niye koydu
İDO'nun, Avustralya'dan 38 milyon dolara dokuz yıl vadeyle aldığı Turgut Özal feribotu, daha önce hizmete giren Adnan Menderes'in ikizi... Diğer hızlı feribotlara Cezayirli Hasan Paşa ve Turgut Reis adları verilmiş. Deniz otobüslerinden bazılarının isimleri ise şöyle: Ertuğrul Gazi, Akşemsettin, Sinan Paşa, Piyale Paşa, Kaptan Paşa, Seydi Ali Reis, Temel Reis... Genel Müdür Yıldırım, gemilere denizciliğe emeği geçmiş insanların isimlerinin verildiğini söyledi. Turgut Özal ve Adnan Menderes adlarını ise Tayyip Erdoğan koymuş. Neden hiçbirinde Atatürk'ün adı yok, sorusuna ise ‘‘Atatürk, müsaadeye tabi bir isim. Ama bundan sonraki gemilerde düşüneceğiz. Neden olmasın’’ diye cevap verdi.