Kenan Mortan’dan ‘Anadolu Sohbetleri’ yayınlandı

Seminerler, kamu kurumları için saha raporlamaları, sektörel toplantılar ve ‘Anadolu Sohbetleri’ çerçevesinde yapılan bu geziler zamanla bir tutkuya dönüşerek araştırma ve inceleme sınırlarını aşıyor. Her bir yolculuk, o yöre insanın kişisel hikâyelerine, hayat mücadelelerine ve yaşadıkları bölgesel sorunlara dair sohbetlere, yöresel lezzetlerin ve fiziki güzelliklerin ancak gidilip görülerek mümkün olabilecek keşfine dönüşüyor. Fiziki coğrafya profesörü İbrahim Atalay’ın kaleme aldığı, her bir bölgenin jeomorfolojisi, iklimi, akarsu ve gölleri, bitki örtüsü, tarımsal ve ekonomik durumu ile nüfus yapısını içeren metinler bu keşifleri perçinleyerek Türkiye’nin genel durumunu başka bir gözle de ortaya koyuyor. Ortak bir çalışmanın semeresi olan ve yedi bölgenin kültürel, iktisadi ve insani yanlarıyla ayrı ayrı resmedildiği ‘Türkiye’nin kültür atlası’nı bu topraklardan bu topraklara yazılmış uzun bir mektup gibi okumak da mümkün.

Kenan Mortan iktisat profesörü. Ecole Internationale des Sciences de l’Information (EISTI) konuk öğretim üyesi. Türkiye’den yurtdışına emek göçünü Almanya, Avustralya ve Latin Amerika’da araştırdı, yayınladı. Son çalışması Turkish Immigration to Australia (Spellbinding Media Pub., Londra, 2016). Proje danışmanı olduğu son projesi ‘Kentsel Tasarım Rehberi’ (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2016) başlığını taşıyor.

İbrahim Atalay fiziki coğrafya profesörü, toprak, jeomorfoloji ve ekoloji uzmanı. Halen Karabük Üniversitesi öğretim üyesi. Bilime yaptığı uluslararası katkılar nedeniyle 2003 yılında Bükreş Üniversitesi tarafından ‘onursal profesörlük’ unvanına layık görüldü. Orman Bakanlığı için yaptığı çok sayıda projenin yanı sıra orman ekolojisi üzerine sayısız incelemesi ve Türkiye coğrafyası hakkında yayımlanmış 40’ı aşkın eseri bulunmaktadır.

DEPREM SONRASI YAPACAKLARIMIZI NEDEN ŞİMDİ YAPMIYORUZ

İstanbul ölüp bitecekse neden ‘kurtarma’ kampanyası yapmıyoruz.

İstanbul’a yönelik bir kampanya için ille de yerle bir olması, yüz binlerce yakınımızın ölmesi mi gerekiyor? Daha neyi bekliyoruz?

O çürük binaları deprem yıkmadan devlet yıksın, felaket sonrası yapılacak vicdani çağrılar, bağışlar deprem olmadan hayata geçirilsin!

Kimi nerede yakalayacağı belli mi olur!

Bu hepimiz için samimiyet testi olacaktır. Depremden sonra tek yürek olur, tüm yaraları sararız! Bu konuda hiç bir kuşkumuz yok!

İstanbul’da yakını olmayan mı var?

İstanbul ağlarsa tüm ülke ağlar!

İstanbul çökerse tüm ülke çöker!

Peki o zaman, deprem sonrası yapacaklarımızı neden şimdi yapmıyoruz?

Son pişmanlığın kimseye yararı olmaz!

ORHAN AYHAN AĞLADI

Türk milli takımının unutulmaz boksörlerinden Garbis Zakaryan, Beyoğlu Üç Horan Kilisesi’nde yapılan törenden sonra son yolculuğuna uğurlandı. Vasiyetindeki gibi tabutu Türk bayrağına sarılıydı. Omuzlar üzerinden soyunma odasına değil, unutulmaz isimler arasına gitti Zakaryan... Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Vali Ali Yerlikaya, Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç, eski Federasyon Başkanı Taşkın Konuralp, milletvekilleri Garo Paylan, Sezgin Tanrıkulu ve Seline Doğan; belediye başkanları Muammer Keskin (Şişli), Haydar Ali Yıldız (Beyoğlu), Ekrem İmamoğlu çelenk göndermişti. Törende ayrıca üç büyük kulübün temsilcileri, Ermeni cemaati ve spor dünyasından kalabalık bir cemaat bulundu. Ünlü boks spikeri Orhan Ayhan’ın Garbis Zakaryan’nın kim olduğunu anlatırken gözleri yaşardı.

‘İKTİDARIN ELAZIĞLILARA MAHCUBİYETİ VARDIR’

Geçen dönemin CHP İstanbul Milletvekili Ali Özcan, memleketi Elazığ’da üç gün kalmış ve hasta olarak İstanbul’a dönmüş. İstanbul il başkanlığı da yapan Özcan, 15 Haziran 2016’da Meclis’te yaptığı konuşmada, deprem üzerinde uyarıcı konuşmasını anlattı. “Başka ne yapabilirim ki... Ama yaşanan acıları sarmak için elbirliğiyle çalışacağız” diyor ve ekliyor:

“Bakanların hepsi afet bölgesindeydi, güzel çalışmalarını ekranlardan aktardılar. Ama bir şeyi anlamıyorum. İktidarı o kadar uyarıyoruz, soru önergeleri veriyoruz, hiçbirini dikkate almıyor. Böyle bir siyaset olmaz, dünyada uyarıları dikkate olmayan bir parlamento olmaz.

Muhalefet bir uyarı yaptığı zaman devletin o işlere hemen el koyması lazım. Daha o zaman bölgeye gidip depreme karşı önlem almalıydılar. Deprem olduktan sonra oraya gitmenin bir anlamı var mı? AKP’nin bana bu konuda ‘borcu’, mahcubiyeti vardır.

Anadolu fay hattının üzerinde kaç il ve ilçe vardı, hiç hesabı yapıldı mı? Binaların yüzde 60-70’inin depremden sonra oturulmaz hale gelmesi karşısında ne yapacaklardır? Hesap sorulmayacak mıdır? Elazığ TSO’nun dün Elazığ’ın afet bölgesi ilan edilmesini istemesi konusunda bakalım iktidar ne diyecektir. Şehrimizin geleceğe güvenle bakması öncelikli sayılacak mıdır?”

BİLİYOR MUSUNUZ?

DENİZLİ milletvekili Teoman Sancar’ın, “Bedelli askerlikte erlere bir ay AFAD eğitimi verilsin. Afetlere müdahale konusunda eğitim askerlik kadar, vatan savunması kadar önemlidir” dediğini, konuyu Milli Eğitim Komisyonu’na getireceklerini açıkladığını...