CHP’nin görkemli mitingi önemli bir şeyi gösterdi

TAKSİM’de CHP’nin önceki günkü Taksim ‘Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’, 15 Temmuz sonrasında ülke sathında yapılan gösterilerin en kalabalık ve en görkemlilerinden biri oldu.

Haberin Devamı

Demokrasi ve laiklik ekseninde farklı bir yeri olan bu toplantıya tatile ve sıcak havaya karşın (Kılıçdaroğlu 35 dakika konuştu) kaç kişinin katıldığı konusunda tam bir sayı verilemedi. Ancak, CHP’nin polis kaynaklı bilgilerine göre, 700-800 bin kişinin katıldığı söylenirken, mitinge bizzat katılanların söylediği makul bir rakam olan 200 bin civarındaydı. Ecevit dönemini bilen bir parti yöneticisi de “3 haziran 1977 seçimlerinden sonra CHP’nin yaptığı en görkemli miting” ifadesini kullandı. Bu mitingin, sadece bir CHP organizasyonu ve bir manifesto açıklaması olarak ifade edilmesi, meydanı dolduran yüz binlere karşı bir haksızlık olmasın demek de gerekiyor. CHP’li akademisyen Dr. Mustafa Melek şunları söyledi:

 

Haberin Devamı

“Bu büyük kitlesel karşı çıkışı, CHP dahil olmak üzere sol bir ortak kümenin marifeti olarak okumak gerekir ve bu ortak kümenin CHP yanında en etkili elemanı Birleşik Haziran Hareketi’dir. BHH, Gezi’nin Türkiye toplumsal mücadelesine bıraktığı bir miras olup bu işlevini kuruluşundan bu yana başarı ile taşımaktadır. Bunun yanında adı geçmeyen birçok meslek örgütünün, STK’nın ve sendikaların katkılarını da teslim etmek gerekir.”

 

“BHH’yi açar mısınız” diye sorduk Melek’e...

 

Dedi ki: “Bugün CHP içerisinde yer alan binlerce örgüt mensubu, parti yöneticisi ve milletvekili tarafından da desteklenen BHH, diğer demokratik kitle örgütleri ile birlikte, bu mitinge sağladığı sayısal katkı yanında bir ortak sol muhalefet ruhunu taşımış bulunmaktadır. BHH ilk olarak 30 Ağustos 2014 tarihinde solda birlikte mücadele imkânlarını değerlendirmek üzere toplanan çeşitli akademisyen, siyasal parti ve sivil toplum örgütleri tarafından oluşturulan bir harekettir.”
Mitingde, sol gruplardan ve BHH bileşenlerinden ÖDP, Komünist Partisi, Halkın Türkiye Komünist Partisi, Emekçi Hareket Partisi, TKP-1020, çeşitli sivil toplum örgütleri, TÜMOB ve Türk Tabipler Birliği gibi meslek örgütleri, DİSK’ten bazı sendikalar (Metal İş, Sosyal İş gibi)... Bunun dışından çok sayıda sendika da vardı. VP’nin (İP) mitinge katılmadığı bildirildi.

 

Haberin Devamı

Eski gençlik liderlerinden Bülent Forda “CHP ile mitingin hangi temalar etrafında olması gerektiği konusunda ciddi bir görüşme süreci yaşandı. Bu görüşmeler doğrultusunda laikliğin ön plana çıkarılması, sadece darbe karşıtlığı değil demokrasinin ve özgürlüklerin geliştirilmesi konusunda da ortak bir tavır sergilenmesi dikkat çekiciydi. Coşkulu ve inançlı geçen mitingin bir başka önemi de CHP’nin solla bütünleşmesinin gelecek için umut vermesidir. Suni İslam bu darbe ile yenilmiştir. Türkiye’nin tek büyüğünün Atatürk olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.”

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

“Düşmanlarınızla oturup kalkan sizin dostunuz değildir.”

Sadi ŞİRAZİ

 

ÖCALAN’I VERDİLER, GÜLEN’İ ALDILAR

 

Haberin Devamı

DSP’nin eski milletvekili ve bakanlarından Ahmet Tan, Ecevit’in bir gün kendilerine Öcalan’ın Türkiye’ye teslimi konusunda “Niye verdiler” diye sormuştu. Aldığı yanıtlardan tatmin olmamıştı. Birkaç yıl sonra partisinin genel sekreteri iken, sohbet arasında yine sordu: “Sahi, niye verdiler?” “Sakla samanı, gelir zamanı!” demiştim. Çok gülmüştü. Ortadoğu bölgemiz, hele de Amerikan ilişkilerimiz boşluk kabul etmiyor. Öcalan’ı 16 Şubat günü verdiler... 33 gün sonra Fetullah Gülen’i aldılar. (21 Mart 1996 Nevruz’u.)

 

Alış o alış... Sözde rahatsızdı, ünlü Mayo Klinik’te kalbine baktıracaktı. Amerikan yönetiminin kıdemli önde gelenlerinin referansı ile 17 yıldır hâlâ baktırıyor. Kalbinin taş gibi değil, taş olduğu milletçe görüldü. Geçen yıl hükümet “En tehlikeli teröristler” listesine koyduğunu ilan etmişti. Her fırsatta da isteyip duruyor... Nedense bu istek okyanusu bir türlü geçemiyor, Amerikan yönetimi ipe un serip duruyor. “Sakla samanı, gelir zamanı!”

 

Haberin Devamı

Bu darbenin amacı belli ki ülkemizi kendi ordusunun işgali altına sokmaktı. Bir yerde yanlışlık oldu ve gerçekleşmedi. Belki bu da planın bir parçası. ‘Büyük Güçler’in planları bitmez. Çünkü işbirlikçi maşaları bitmez.

 

GAZİ’DE YİNE BİR ŞEYLER OLUYOR

 

TÜRKİYE genelinde tüm üniversitelerde lisansüstü sınavlarının başvuruları ağustos ayında alınır, eylül ayının ilk haftasında ise mülakat sınavları yapılır. Bu konuda bilgi almak için Gazi Üniversitesi’ne gittiğimde bana maalesef geç kaldınız, başvurular 8 Haziran’da başlayıp 18 Haziran’da sona ermiştir, cevabını verdiler. Şok içinde kaldım. Çünkü ‘Bu tarihlerde üniversitelerde bütünleme sınavları dahi yapılmadı, üniversitelerden mezuniyet belgesi almak mümkün değil’ dediğimde bana, ‘Rektörlük seçimleri yapılacağından dolayı sınavlar öne alındı’ dediler. Darbe girişiminden sonra mevcut rektör tutuklandıktan sonra kazananlar listesini incelediğimde sınava giren birçok öğrencinin mülakat sınav notlarının acilen değiştirildiğine tanık oldum. Anlaşılan tutuklanan mevcut rektör, değişim olmadan yandaşlarına son defa fayda sağlamak istemiş. Yapılan bu usulsüz lisansüstü sınavlarının iptal edilmesi ve diğer üniversiteler gibi başvuruların normal zamanında yapılması için şikâyet dilekçesini ilgili yerlere verdim. Sizin de konuyu gündeme getirmenizi rica ederim.

Haberin Devamı

Yılmaz KÖYÜSTÜN

 

BİLİYOR MUSUNUZ?

 

- CEM Vakfı’nın “Bunlar çağdaş Alevi inanç ve birlikteliğini geriletmeyi amaçlayan kuruluşlardır. Bunların vakfımız ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur” açıklamasını yaptığını..

 

YARSAV’A DA SIZDILAR

 

2006’da kurulan YARSAV’ın kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, kurumun kapatılma kararına karşı çıktı. Eminağaoğlu dedi ki: “Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünü esas almıştır. Kurucu başkanı olduğum örgüt, kurulmasıyla birlikte yargıda FETÖ kadrolaşmasına karşı mücadeleyi ilk kez başlatan ve duruşunu da böylece açıkça gösteren örgüt olmuştur.

 

Bütün kurumlar gibi YARSAV içine de sızıntılar gerçekleşmiştir.

 

YARSAV’a gerçekleşen sızıntılar karşısında yapılacak olan, bunların ayıklanmasına yönelik işlemler iken, varlık nedeni ve kurumsal kimliği bütünüyle görmezden gelinerek YARSAV’ın kapatılması, FETÖ ile mücadele amacını aşan bir işlemdir.”

 

MESAJ PANOSU

 

- SONUÇ olarak: Ne zaman Atatürk ilke ve devrimlerinden ayrılma ya da onları yıpratma belirtisi baş gösterse, ulus olarak başımız dertten asla kurtulmuyor... Yılmaz ERGÜL

- SAYIN Kadir Topbaş ‘lanetliler’ mezarlığı kurulacağını söylemiş. Kendisine öğretecek değilim ama insan ölünce ‘suçu’ kalır mı? Osman ÖZTEPE

 

Yazarın Tüm Yazıları