Bulgaristan'daki 'Yalan Anıtları' kaldırılmalı

BULGARİSTAN’ın Varna, Burgaz ve Plovdiv (Filibe) kentlerinde sözde Ermeni soykırım anıtları bulunmaktadır.

Haberin Devamı

Bulgaristan devleti, bu yalan soykırım anıtlarına verdiği izin için tarihi gerçekler karşısında hesap vermelidir. İzin verirken, tarihi gerçekler karşısında Türk, Müslüman, Bulgar tüm yurttaşlarına hesap veremeyeceğini düşünmemiş miydi?

Türkler Anadolu’yu, Bizans İmparatorluğu’na karşı savaşarak almıştır, Ermenilerle savaşları yoktur.

Türklerin Anadolu’ya gelmesinden itibaren 850 yıl birlikte yaşamışlar, aynı devletleri; Selçuklu ve Osmanlı’yı paylaşmışlardır. Osmanlı devleti döneminde 29 Paşa, 22 bakan, 33 milletvekili, 7 büyükelçi, 11 başkonsolos vd olmak üzere pek çok Ermeni, yüksek devlet görevlerinde bulunmuştur.

Ancak, dünyayı paylaşma amacındaki Rusya, İngiltere ve Fransa, Osmanlı topraklarını sömürgeleştirmek amacı ile 1800’lerden itibaren Hıristiyan azınlıkları kullanmaya başladı. Ermenilere, Doğu Anadolu’da ‘Ermenistan Devleti’ sözü verdiler. Oysa gerçek amaçları şöyleydi: İngilizler Kafkas petrollerinin, Fransızlar Çukurova’nın verimli topraklarındaki pamuğun peşindeydi. Rusya ise Akdeniz’e inmek istiyordu.

Konu uzun... Tarihi gerçekler ve sonuçlar itibariyle Bulgaristan’daki sözde Ermeni soykırım anıtlarının birer ‘Yalan Anıtı’ olduğu ortadadır. Bu nedenle, Bulgaristan’da yaşayan tüm insanlara saygısızlık niteliğindeki ve hiçbir devlete yakışmayacak bu ‘Yalan Anıtları’ bir an önce göz önünden kaldırılmalıdır. / Adnan PELVANLAR


ARİSTATİS KOMPLEKSİ
ESKİ Yunanistan’da yedi kez üst üste seçim kazanan Aristatis 8. seçimine hazırlanırken Atina sokaklarında gezmeye başlar. Bir sokağın başında yaşlı bir Yunan, elinde çubuk, kumlarla oynamaktadır.

Aristatis ihtiyara yaklaşır.

- Selam ihtiyar.
- Selam.
- Ne yapıyorsun böyle?
- Vakit geçiriyorum.
- Seçimlerde kime oy vereceksin?

İhtiyar duraksamadan cevap verir.

- Aristatis hariç kim olursa.

Aristatis şaşırır.

- Niye? der...
- Memnun değil misin? Aristatis hanlar yaptı, hamamlar yaptı, yollar yaptı!

İhtiyar...

- Benim derdim o değil. Çok merak ediyorum, Aristatis ölürse bu ülkeyi kim idare edecek, der.

Aristatis kompleksi zaman zaman dünyadaki çok lideri sarmıştır. Her insan fanidir. Eğer liderler arkalarında hoş bir seda bırakırlarsa şükranla yâd edilirler.
Ülkemizde işin gerçeği şudur; Türkiye yorgun, parlamento yorgun, silahlı kuvvetler yorgun, hukuk yorgun, bunun tek sebebi siyasilerdir. Dünyanın en çok konuşan siyasetçileri bizde! Üstelik de tekrar sayıları çok yüksek. Halk bıktı. Bu işin sonucu bütün siyasilere patlar. Türkiye süratle oraya gidiyor. ‘Evet-Hayır’ çekişmesi de bu gidişatı güçlendirecek nitelikte. Halk hesabı bir yerde kesecek. Bakalım nerede? / (Bir öğretim üyesinin anlatımından)


CEM VAKFI AÇIKLAMA YAPTI: AİHM KARARLARININ UYGULANMASINI BEKLİYORUZ
CEM Vakfı dün bir açıklama yaptı. Deniliyor ki: “Hükümetlerin Aleviler ile ilgili haksız ve ayrımcı uygulamaları, Cem Vakfı tarafından AİHM’ye taşınmış ve Türkiye’deki Alevilerin yaşadıkları inançsal sorunlara ilişkin 3 dava açılmıştır. Bunlardan birisi, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile ilgilidir. Cem Vakfı öncülüğünde açılan bu davada, AİHM 16 Eylül 2014 tarihinde verdiği kararla, Türkiye’deki uygulamaların, AİHS’nin 1 No’lu Protokolü’nün 2. maddesini (Eğitim Hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir.

Bu kararlara göre; devlet Alevilere ayrımcılık yapmaktadır. Alevi inanç önderlerinin (dede) yaptıkları hizmetler kamu hizmeti olarak kabul edilmelidir. Alevilerin inançlarını gelecek kuşaklara (çocuklarına) aktarabilmesi için Sünni İslam’a genel bütçeden ayrılan paralar, Alevilere de ayrılmalıdır. Cemevleri Alevilerin ibadethaneleridir. Diğer ibadethanelere (camiler) tanınan imkânlar (imtiyazlar) cemevlerine de tanınmalıdır. Alevilerin içinde farklı görüşler olması, devletin Alevilere karşı sorumluluklarını yerine getirmekten alıkoyamaz. Aleviliğin inanç boyutu ve İslamiyetteki yerine ilişkin kararı ancak Alevi inanç önderleri (dedeler) verir.

Ülkemizde birliği, beraberliği ve barışı sağlamak amacı ile gerek Milli Eğitim Bakanlığı, gerekse hükümetten, AİHM kararlarının zaman geçirmeden uygulanmasını talep ediyoruz.”


CHP 'İDARE' EDİYOR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Şehircilik Şûrası’ndaki konuşmasının büyük bir bölümünü İstanbul’daki imar hareketlerine, Boğaz’daki yüksek katlı yapılara, hatta plan notlarına ayırdı. Erdoğan’ın ilk kez böyle bir konuşma yapması dikkat çekti. Dikkat edilirse Cumhurbaşkanı, Kadir Topbaş’ın gözlerinin içine bakarak parti ayrımı yapmadan ağır eleştirilerde bulundu. CHP, böyle konuşmayı niye fırsata çevirmedi. İl Başkanı, İstanbul milletvekillerini, 14 belediye başkanı ve meclis üyesini alıp, İBB’nin önünde bir açıklama yaparak, Topbaş’ın istifasını isteyemez miydi? Bir partiliden tek bir ses yok... CHP niye dik durmuyor, her şeyi idare etmeye çalışıyor?... Ne beklentileri var?


GENE Mİ ANGUS
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın, “Bir Macar firmanın Güney Amerika ülkelerinden 20 bin angusu Macaristan’a getirerek küpelerini değiştirdiği ve bu angusları ‘Avrupa angusu’ olarak Türkiye’ye satacağı iddiaları doğru mudur? Söz konusu Macar firmanın, Türkiye’de Et ve Süt Kurumu ile ithalat sözleşmesi yapan büyük bir Türk firmasının tedarikçiliğini yaptığı doğru mudur? Doğruysa bu firma kimdir? 2015 yılında kaç angus ithal edilmiştir?” diye sorduğunu...


MESAJ PANOSU
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Anayasa değişikliğini veto edip Meclis’te ikinci görüşmede 330’dan az oy almasını sağlarsa ‘Demokrasi Kahramanı’ olabilir. Fırsat elinde! / D.Ö.

MİLLİYETÇİ ülkücü hareket yıkılmadıkça Türkiye güvendedir. / Şefkat ÇETİN

Yazarın Tüm Yazıları