Boş inanç

ABD’de yapılan alan çalışmaları, nüfusun yarısının normal dışı durumlara, olaylara inandığını ortaya koymuştur. Bunların üçte ikisinin lise öğrenimi yapmış olduğu belirtilmiştir.

Haberin Devamı


Fransa’da yapılan bir alan araştırması, insanların yarısının büyüye, cadıya, fala, uzaduyuma, uzaylılara, yüzde 60’ının burçların insan yaşamı üzerindeki etkisine inandığını belirtmiştir.

 

Ülkemiz için de benzer durum söz konusu. Her gün, yıldız falına bakmadan güne başlamayan insanların sayısı gittikçe artıyor. Yükseköğrenim görmüş, hatta yükseköğretimde öğretim üyesi olan birçok insan astrologlara yıllık astroloji haritalarını çıkarttırıyorlar ya da kendi haritalarını çıkaracak astroloji bilgisini öğrenmeye çalışıyorlar.

 

Boş inanç (batıl itikat), (superstition) genel olarak, bilgi, bilim, düşünce, mantık, ilke ve kuralları dışında, gerçekle bağlantısı olmayan, doğal ve toplumsal yaşantıya uymayan imgelerin yarattığı tasarımların ürünüdür.

 

Haberin Devamı

Kuran’da değişik surelerde yaklaşık 52 ayette akıl ve aklın değeri, işlevi yer almıştır.

 

İsra suresi 36. ayet: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül bundan sorumlu tutulacaktır” diyerek aklın duyu organlarından gelen uyaranların algılaması sonucu gerçeği kavradığını belirtmiştir.

 

En’am suresi 50., 59. ayet; Maide suresi 30. ayet açık seçik olarak falı, büyüyü haram sayıyor. Falın, büyünün İslam dini tarafından günah sayılmasına karşın, günümüzde bu davranış şeması etkisini sürdürmekte ve giderek yayılmaktadır. Boş inanç davranışı şeması, bu dünyada ve öteki dünyada cezalandırılacağını bilmelerine karşın, dindarların çelişkisini gösteren somut bir örnektir.

 

Bu çelişki örnekleri çoğaltılabilir. Benzer çelişki örnekleri, ikincil toplumsal kurumlarda yer alan anayasa, yasalar, yönetim alanlarında da söz konusudur. Çelişki sorun çözmez, sorun yaratır. Boş inanç örneğinde olduğu gibi, birey ve toplum boşluğa, hiçliğe mahkûm olur. PROF. Dr. Özcan KÖKNEL

 

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

 

MADEMKİ sol sendikalı; ha FETÖ’cü ha solcu, koy listeye uğrat gitsin!

 

Kim kime, dum duma... İsmet SOLAK

 

BURSA İPEKİŞ FABRİKASI YOK EDİLİYOR

 

BURSA’da Atatürk’ün talimatıyla 1925 yılında kurulan İpekiş fabrikasının yıkımına başlandığını Ankara’dan Bursa’ya bayram tatili için geldiğimizde üzülerek gördük.

 


Yerel basın haberlerinden öğrendiğime göre burada Termal Kür Merkezi yapılacakmış. Bursa Barosu dava açmış ancak dava iptal edilmiş.
Cumhuriyet kazanımlarını yok etmeye yönelik bu yıkıma ülke çapında tepki oluşturmak gerekir. Gülsün KARAMULLAOĞLU

 

Ne kitap ne mektup iletiliyor

OHAL, SİLİVRİ VE TUTUKLULAR...

 

SİLİVRİ 9 No’lu Kapalı Cezaevi’nde yatan tutukluların ve ailelerinin en büyük şikâyeti nedir?

 

Haberin Devamı

Bir grup aileden gelen notu iletiyoruz:

 

1- Tutukluların kitap almasına izin verilmiyor.

 

2- Tutuklulara mektupları iletilmiyor.

 

3- Tutukluların yazdığı mektuplar kabul edilmiyor.

 

4- Tutuklulara yazı yazmaları için kalem kâğıt bile verilmiyor.

 

Cezaevi yönetiminin tek gerekçesi, OHAL’de çok fazla tutuklunun geldiği, bunların çok fazla kitap talep ettiği, çok fazla mektup yazdıkları ve aldıkları... Denetimin yapılamadığı bahanesiyle bu yasaklar konmuş. Çoğu gazeteci, öğretim üyesi ve yazar olan tutuklular içinse kitap, kâğıt ve kalem çok önemli. En temel insan haklarına aykırı olan bu durum tutuklular ve tutuklu aileleri tarafından büyük tepkiyle karşılanıyor.

 

Haberin Devamı

İstanbul’un keyfini Araplar çıkarıyor

BEYOĞLU’NUN ÖZÜ KAÇTI

 

BEYOĞLU, Bağdat Caddesi mahzun... Dükkân sahipleri ve çalışanlar moralsiz; çünkü iş yok. Yaz başındaki ekonomik krizi arayan çok bugünlerde. Bayram alışverişinin ‘zayıf’ geçtiğini anlatmaya gerek yok.

 

İstiklal Caddesi’nde Arapların çokluğu dikkat çekiyor. Gezen çok, ‘oturan’ yok yani yemek yiyen, içki içen yok. Esasında para harcayan yok...
Deniliyor ki; “Beyoğlu’nun özü kayboldu”...

 

Beyoğlu’nda çoğu işyerinin kirası, büyüklüğüne göre 200 bin liraya kadar çıkıyor. Ama zora giren esnaf ‘Elvada’ diyerek terk ediyor İstiklal Caddesi’ni... Mülk sahipleri tabii ki endişeli... Bağdat Caddesi de boşalıyor. Yabancı ünlü markalar ‘sıvışıyor’ adeta... Umulmayacak markalar dahi ortadan kayboluyor. Yabancı büyük bir marketin üç aydır işçilerine maaş ödemediğinin öğrenilmesi ayrı bir endişe kaynağı.

 

Haberin Devamı

Karaköy Vapur İskelesi’nin karşısındaki ‘lokantaların’ kapanması neyi ifade ediyor? Bir otelin ‘kiralık’ levhası yaz başından beri duruyor. Starbucks da çekip gitmiş Karaköy’den... Eskiden merkezlerde ünlü markalar yüksek kira ödeyerek ‘bayrak’ çekerlerdi. Artık gelirleri karşılamıyor demek ki... Bankaların anacaddelerden ara sokaklara taşındığını söylersek, bu krizin daha ciddi boyutlar taşıdığı düşünmeye başlarsınız...

 

Galatasaray’a çıkarsanız yeme-içme merkezi Asmalımescit’in en büyük sıkıntıyı yaşayan bölge olduğunu anlarsınız. Fransız Sokağı da ondan farklı değil... Dört-beş masa ile geceyi geçiren meyhane ve barlar, ‘kavuran yazın’ geçmesini bekliyor... Tevekkülle...

 

TÜRKLER GİTMİYOR

 

İstinyepark da öyle, Akmerkez ve Zorlu da... Arapların gittiği yerlere Türkler gitmiyor; onlar da kendi kültürlerini yaratıyor; Taksim Talimhane’de olduğu gibi... Buradaki kafelerde gençlerin ne yiyip içtiklerini izleyebilir, müziklerini dinleyebilirsiniz. Sonra da ‘Türkiye nereye gidiyor’ diye biraz kafa yorarsanız, değer ve çıkmaz bir yol bulamazsınız henüz... Sonra da kahrolup derin derin düşünmeye başlarsınız. Ya da bizim kaderimiz buymuş deyip hayıflanırsınız... Sakın Twitter atmaya kalkmayın!

 

Yazıyı bitirirken Denizli’den arayan bir dostumuz dedi ki:

 

“Pamukkale’ya eskiden günde 1500’e yakın otobüs gelirken önceki gün 30-40 otobüs vardı. Yabancı turist elbette yok; onlar da bizleriz...

 

Antalya, Bodrum ve Kapadokya da öyle...”

Yazarın Tüm Yazıları