Vicdan ruhu kemirir...

Dardenne Kardeşler, tıpkı Ken Loach gibi Avrupa sinemasının ahlaki ve sosyolojik vicdanı olmayı sürdürüyor. Belçikalı yönetmen ikilisinin son filmleri ‘Meçhul Kız’da (‘La fille Inconnue’), idealist bir doktor kendisinin neden olduğunu düşündüğü bir vakanın hesaplaşmasına soyunurken arka planda seyirci, adeta sosyolojik bir geziye de çıkartılıyor.

Haberin Devamı

 

Filmin ana karakteri Jenny Davin, öykünün başında stajyer Julien’e “İyi bir doktor duygularını kontrol etmesini bilmeli” diyor ama daha sonra mesafeli, dışarıdan bakıldığında soğuk görünen kişiliğiyle duygusal bir yüzleşmenin parçasına dönüşüyor. Onu, bütün bu sürece dahil eden şeyse çalıştığı kliniğe, yoğunluk dolayısıyla kabul etmediği Afrikalı kadının ölüm haberini alması...

Jenny, maktulün en azından isminin ne olduğunu öğrenmek ve durumu, ailesine bildirmek istiyor. Ve suçluluk duygusuyla hareket ederken öykü giderek dedektifvari bir hal alıyor.

Dardenne’ler, genç doktorun çabalarını, önceki filmleri ‘İki Gün Bir Gece’dekine benzer bir ritm duygusu ve tempoyla anlatıyor. Jenny, arayışlarını sürdürürken kaçak karavan işletmecilerinden fahişelerle birlikte olan ihtiyarlara, paravan randevuevlerine, göçmenlere ayakta ve hayatta kalmak sunulan fuhuş bataklığı seçeneğine ve de dışarıdan bakıldığında ‘ideal’ görünen ‘beyaz çekirdek aile’nin ikiyüzlülüğüne, çürümüşlüğüne uzanan bir yolculuğunun tanığı oluyor.

Haberin Devamı

Doktor Jenny Davin’de Adèle Haenel’in sakin ama son derece güçlü bir performans ortaya koyduğu ‘Meçhul Kız’, aydın vicdanının ya da bilinçaltının peliküldeki yansıması gibi duruyor. Film, sezonun da kayda değer seçeneklerinden biri...  

 

Yazarın Tüm Yazıları