Paylaş
Yabancı filmler
Arakçılar / Yön: Hirokazu Koreeda
Ailede yerimiz vardır...
Küçük çaplı hırsızlıklarla hayatını kazanan bir aile ve dışarıda buldukları küçük bir kız çocuğu... Aralarına katılır ve bir daha onlardan ayrılmak istemez. Hirokazu Koreeda imzalı ‘Arakçılar’ (‘Manbiki kazoku’), sıcak, içten, belli noktalardan sonra yürek dağlayan, aile özlemi üzerine yapılmış en çarpıcı filmlerden biriydi ve bence çok çok iyi çekilmiş bir Kemalettin Tuğcu romanı (öyküsü) niteliğindeydi.
2. Sister Biraderler / Yön: Jacques Audiard
Altına hücum
Fransız Jacques Audiard’ın Patrick DeWitt’in 2011 tarihli romanından çektiği bu etkileyici western, iki kardeşin mücadelesi odağında başlıyor ve daha sonra siyanürle altın çıkarma meseleleri üzerinden insan doğasının açgözlülüğüne ilişkin histerik durumlara el atıyordu. ‘Sisters Biraderler’ (‘The Sisters Brothers’) yer yer Upton Sinclair’in romanından sinemaya taşınan ‘Kan Dökülecek’ (‘There Will Be Blood’) tadına da ulaşıyordu.
3. Elveda Oğlum / Yön: Wang Xiaoshuai
Kapanmayan bir yara...
Dinmeyen bir ‘evlat acısı’ eşliğinde Çin’in yaklaşık son 40 yıllık sürecinde sosyolojik çalkantılarını, kapitalist bir düzene göz kırpan ekonomik kabuk değişimini anlatan ‘Elveda Oğlum’ (‘Di jiu tian chang’), hüzünlü yapısıyla ön plana çıkıyordu. Çin’deki tek çocuk politikasını da değinen filmde anneyi canlandıran Yong Mei ve babada izlediğimiz Wang Jingchiun, performanslarıyla bu yıl Berlin’de ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ve ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dallarında ödüle uzanmıştı.
4. Mutlu Lazzaro / Yön: Alice Rohrwacher
Zamanımızın ‘Aziz’i...
Feodal bir yapı içinde kendini var etme mücadelesinin ardından kapitalist düzende de bütün masumiyetiyle ayakta durmaya çalışan iyilik timsali bir genç. İtalyan yönetmen Alice Rohrwacher imzalı ‘Mutlu Lazzaro’ (‘Lazzaro felice’), günden güne çürüyen insanlığımızın ve vicdanımızın tasvirine soyunuyordu. İlk yarısında ‘yeni gerçekçilik’ sınırları dahilinde dolaşan yapım için ikinci yarısında ‘büyülü gerçekçilik’ çizgisine kayıyor diyebiliriz...
5. Uzun Kız / Yön: Kantemir Balagov
Acılara alışılmaz...
1945, İkinci Dünya Savaşı’nın bitimi sonrası Leningrad. Büyük bir travma yaşamış coğrafyada hayata tutunmaya çalışan iki genç kadının mücadelesi. Kantemir Balagov’un son derece etkileyici ve insan ruhunun derinliklerinde gezinen yapıtı, bu yılki ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ dalında Rusya’nın Oscar adayı aynı zamanda. Acılar ve trajediler eşliğinde unutulmayacak bir öykü anlatıyordu ‘Uzun Kız’ (‘Dylda’)
6. Şüphe / Yön: Chang-dong Lee
Bir nevi ‘Muhteşem Gatsby’...
Film, yazar olmak için çabalayan bir genç, tutkuyla bağlandığı kendi sınıfından bir kız ve gününü gün eden bir zengin çocuğunun öyküsüne odaklanıyordu.
7. Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi Yön: Celine Sciamma
Resimdeki gözyaşları
18. yüzyılda geçen ve iki kadın arasında yavaş yavaş gelişen tutkulu bir ilişkiyi klasik dönem romanı hissi ve tadıyla anlatan, sinematografik yanı güçlü bir film.
8. Üzgünüz, Size Ulaşamadık
Yön: Ken Loach
İşçi sınıfının bitmeyen dertleri
İşini kaybettikten sonra ailesine bakabilmek için kargo dağıtımcılığı yapan bir babanın ayakta kalma çabası. Ken Loach, yine modern Britanya’dan etkileyici bir işçi sınıfı hikâyesi anlatıyor.
9. Hain / Yön: Marco Bellocchio
‘Baba’lar da çözülür...
Marco Bellocchio imzalı yapım, ‘sessizlik yemini’ni bozarak örgüt üyelerini ve eylemlerini ifşa eden Tommaso Buscetta adlı bir mafya itirafçısının yaşadıklarını gerçekçi bir yaklaşımla perdeye taşıyordu.
10. Yüzleşme / Yön: François Ozon
Örtbas edilen suçlar üzerine...
François Ozon, son filmi ‘Yüzleşme’de (‘Grace a Dieu’), deşildikçe dalga dalga büyüyen ve kilise çatısı altında gerçekten yaşanmış bir pedofili vakasını perdeye, çarpıcı bir dille taşıyordu.
Yerli
filmler
1-Kız Kardeşler / Yön: Emin Alper
Akrebin yolculuğu...
Emin Alper imzalı ‘Kız Kardeşler’, kasabada, besleme verildikleri yerlerden dönen ve tekrar aile ocağında buluşan üç kız kardeşin yaşadıkları eşliğinde çıkışsızlık, umutsuzluk ve bir yanıyla da umut hikâyesi anlatıyordu.
2. Sibel / Yön: Çağla Zencirci, Guillaume Giavanetti
Direnişin ıslığı...
Doğu Karadeniz’de bir köyde çevresiyle iletişimini ‘ıslık dili’yle sağlayan genç bir kadının, karşısına çıkan bir yabancı vasıtasıyla yaşadığı değişim ve çevre baskısına karşı verdiği mücadele... Filme Damla Sönmez performansıyla damga vuruyordu.
3. Küçük Şeyler / Yön: Kıvanç Sezer
Beyaz yakalı dramı
Kıvanç Sezer imzalı yapım, mutlu hayatı işten çıkarılmasıyla bozulan bir beyaz yakalının kendince yaşadığı dramları absürt bir tarzla anlatıyordu. Alican Ulusoy, filmdeki performansıyla birçok festivalde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında ödüller kazandı.
4. Görülmüştür / Yön: Serhat Karaaslan
Demir kapı, kör pencere
Cezaevinde mahkûmlara gelen mektupları okuyup gözden geçirme komisyonunda çalışan bir memurun, bir zarfta bulduğu fotoğrafın peşinde sürüklenişi... Berkay Ateş’in performansıyla öne çıkan yapım siyasal ve toplumsal göndermelerinin yanı sıra edebiyatla kurduğu ilişkiyle dikkat çekiyordu.
5. Kraliçe Lear / Pelin Esmer
Shakespeare’in Anadolu turnesi...
Pelin Esmer ‘Kraliçe Lear’de, yönetmenlik serüvenine başladığı ‘Oyun’un kahramanlarıyla 14 yıl sonra buluşup onların yeni bir tiyatro eserini sahneye koymalarına ve çıktıkları turneye eşlik ediyordu.
6. Arada / Yön: Ali Kemal Çınar
İki dil, bir insan...
Anadili Kürtçeyi anlayıp konuşamayan, ikinci dili Türkçeyi de konuşup anlamayan bir kahraman ve onun yaşadığı iletişim sorunları üzerine son derece absürt bir komedi. Ali Kemal Çınar yine kendi üslubunda, gayet zekice bir işe imza atmış ‘Arada’da...
7. Karakomik Filmler / Yön: Cem Yılmaz
Memleketimden manzaralar...
Cem Yılmaz’ın yazıp yönettiği ve ana karakterlerine hayat verdiği ‘Karakomik Filmler’ serisinin ilk iki adımı ‘2 Arada’ ve ‘Kaçamak’ı izledik bu yıl. Güç eline geçtiğinde dengesini kaybeden ve yoldan çıkanlarla artık uzaylıların bile kurtaramayacağı insanlığımız ve uygarlığımızda geziniyordu iki aynı öykü.
8. Saf / Yön: Ali Vatansever
‘Saf’ını değiştirenler...
Ali Vatansever imzalı ‘Saf’, sadece yapı boyutunda değil ruh ve vicdan cephesinde de dönüşüme uğrayan ve sistemle birlikte kötüleşme noktasına gelen insanların dramlarını perdeye taşıyordu.
9. Kardeşler / Yön: Ömür Atay
Aile içi hesaplaşmalar...
Ömür Atay imzalı filmde, abi-kardeş ilişkisi odağında eski bir suçun üstündeki perde aralanırken ana karakterlere eşlik eden en önemli rehber de vicdan oluyordu.
10. Suç Unsuru / Yön: Süleyman Arda Eminçe
Ev ablukada...
Aynı evde kalan iki arkadaşın bir ihbar sonucu evlerine baskına gelen polis ekibiyle yaşadıkları gelgitli ve gerilimli serüven... Kapalı bir mekânda psikolojik dramaya soyunan film yer yer gerçekçi anlara sahipti.
Yılın en çok abartılan filmleri...
◊ ‘Joker’ / Yön: Todd Phillips
◊ ‘Biz’ (‘Us’) / Yön: Jordan Peele
◊ ‘Ritüel’ (‘Midsommar’) / Yön: Ari Aster
◊ ‘Ve Sonra Dans Ettik’ (‘And Then We Danced’) Yön: Levan Akın
Başladığı gibi bitiremiyor...
Erkek değerlerini yücelten bir kadın düşmanının kurduğu Hawthorne Üniversitesi’nde Noel zamanıdır... Bir grup kız öğrenci, yüzü maskeli, peleriniyle de ortaçağdan çıkmışa benzer bir kişi tarafından öldürülmeye başlar... Öte yandan birkaç yıl önce bir partide tecavüze uğrayan ve yaşadıklarının travmasıyla hayatına devam eden Riley ve arkadaşlarının cep telefonlarına tuhaf mesajlar gelmektedir. Kızlar, etraflarında kaybolan arkadaşlarının peşine düşer ve karşılarında garip bir oluşum bulurlar...
1974 Kanada yapımı, düşük bütçeli bir korku filminin, #MeToo hareketinin reflekslerine uygun hale getirilerek yeniden çevrimi olan ‘Kara Noel’ (‘Black Christmas’) son derece doğru noktalardan hareket ediyor ama belli bir aşamadan sonra hem klişelere sırtını yaslayarak yüzeyselleşiyor hem de arka arkaya gelen birçok mantık hatası barındırıyor.
Yönetmenliğini eski oyuncu Sophia Takal’ın üstlendiği, akla zarar senaryosunu da Takal’la birlikte eski bir sinema eleştirmeni olan April Wolfe’un kaleme aldığı filmde ‘gizli masonik bir örgüt’ tadındaki gençler, artık feminist refleksler yüzünden ayaklar altına alınan erkeklik değerlerini (!) eski güçlü günlerine döndürmek üzere harekete geçiyor. Bu arada filmde okulun ırkçı ve cinsiyetçi kurucusu Calvin Hawthorne’un, kendi yolundan giden erkeklere doğaüstü güçler bağışlayan büstü meselesi var ki, sanki ironi olsun diye senaryoda yer almış ama bu durumun üstesinden gelinemediği için fazla sakil ve karikatürize kalmış. Katil(ler)in ok atarak kızları yok etmeye çalışması da filmdeki bir başka ‘kitsch’ unsur.
Sonuç olarak, bakış ve duruş açısından doğru noktalardan yola çıkan ama varmak istediği hedefte fazlasıyla sorunlar yaşayan bir yapım olmuş ‘Kara Noel’. Filmin beni asıl rencide eden kısmı ise senaryo ortağı eski sinema yazarının, bu kadar kötü bir metne imza atarak mesleğimize halel getirmesi oldu!
Haftanın diğer seçenekleri...
Jessica Hausner imzalı ‘Küçük Joe’da (‘Little Joe’) başrolleri Emily Beecham, Ben Whishaw, Kerry Fox ve Kit Connor paylaşıyor. Umut Ertek’in yönettiği ‘Şuursuz Aşk’ın kadrosunda İsmail Hacıoğlu, Ebru Şahin, Burcu Kara ve Ruhi Sarı gibi isimler yer alıyor. Başrollerini Reanna Cameron, Sean Millington, Ely Jackson ve Donald Auger’in paylaştığı ‘Barınak’ı (‘Sanctuary: Population One’) Terry Mariott yönetmiş. Okan Ege Ergüven imzalı ‘Aslan Parçam’da Hacı Ali Konuk, Ergin Kılıkçıer, Eyüp Ergüven ve Ayçe Abana gibi isimler rol alıyor. ‘Astral Boyut’u (‘Astral’) Chris Mul yönetmiş, oyuncular Frank Dillane, Catherine Steadman, Damson Idris ve Vanessa Grasse. Minik seyircilere seslenen ‘Rafadan Tayfa 2: Göbeklitepe’de İsmail Fidan imzalı bir animasyon. ‘Lara’yı ise Jan Ole Gerster yönetmiş; oyuncular Corinna Harfouch, Tom Schilling ve Volkmar Kleinert.
Paylaş