PKK hayır diyor

REFERANDUM için PKK ‘Hayır’ diyor. Bu doğru tespitin ardından şöyle akıl yürütmeler yapabiliriz.

Haberin Devamı

PKK Türkiye’nin güçlenmesini ister mi? Öyleyse ‘Evet’ demek Türkiye’yi güçlendirecektir...

Başkanlık sisteminin Türkiye’yi böleceği iddia ediliyor, öyle olsaydı, PKK da ‘Evet’ demez miydi?

‘Hayır’ diyen vatandaşlarımız başımın üstünde ama bilsinler ki ‘Hayır’ demekle PKK, FETÖ çizgisine düşmüş oluyorlar...

Falan...

Bunları iktidar sözcüleri sık sık söylüyor.


12 EYLÜL’E DE HAYIR
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, PKK’nın, Kandil’in 12 Eylül darbesi hakkında neler söylediklerini, neler yazdıklarını biliyor musunuz?

PKK ve çevresindeki bütün siyasi oluşumlar 12 Eylül’e şiddetle karşıdır.

Hatta Abdullah Öcalan’ın “12 Eylül Faşizmi, PKK Direnişi” adlı bir kitabı var. Basılması, dağıtılması yasaktı. İktidarın çıkardığı “3. Yargı Paketi”ndeki düzenlemelere göre yargı kararıyla Ocak 2013’te serbest bırakıldı.

Şimdi aynı mantığı yürütelim: Öcalan ve PKK 12 Eylül’e ve diğer darbelere şiddetle karşıdır.

AK Partililer de 12 Eylül’e ve diğer darbelere şiddetle karşıdırlar!

Bu durumda PKK ve Öcalan’la “aynı çizgide” mi oluyorlar?!

Asla... Türkiye’de bütün partiler ve tabanları 12 Eylül’e karşıdır.

PKK’ya bakarak konum tayin etmenin, insanlara “çizgi” atmanın ne kadar yanlış olduğunu görüyor musunuz?

Bu mantık tarzı mutlak yanlıştır, fakat maalesef “propaganda”da kullanılıyor.


ÜÇÜNDEN HANGİSİ?
Hitler yükselirken Protestanlar, liberaller, sosyal demokratlar çabuk çözülmüşlerdi. Martin S. Lipset, Hitler’e karşı muhafazakâr Katolik Halk Partisi ile devrimci Komünist Partisi’nin daha dirençli olduklarını yazar.

Muhafazakâr Katolikler ve devrimci komünistler, Hitler’e karşıydılar diye hangisi öbürünün “çizgisinde” yer almıştı?!

Siyaset ve sosyal hayat öylesine çeşitli ve dinamiktir ki, negatif bir örneği göstererek pozitifi belirleme imkânı yoktur.

Referandumda insanlarımız çeşitli faktörlerle evet veya hayır diyecektir. Bir kısmı hukuka öncelik verecek, kuvvetler ayrılığına bakacaktır.

Bir kısmı siyasi tercihlerine, tuttuğu partinin tavrına göre oy verecektir.

Oylardan bir tarafı kutsayıp öbürünü şaibeli gibi göstermek çok yanlıştır; çok vahim bir kutuplaştırmadır.

Bu fevkalade yanlış propaganda teknikleri asıl konuyu gözden kaçırıyor.

Referandumun asıl konusu nedir? Önerilen sistemdir. Buna ‘Evet’ veya ‘Hayır’ diyeceğimize göre, önerilen sistemin ne olduğunu konuşmak gerekir.


DİN VE MİLLİYETÇİLİK
Hangi sistem olursa olsun can alıcı nokta kuvvetler ayrılığıdır, denetim ve dengedir. Bunları konuşmadan sistem konuşulmuş olmaz; hamaset yapılmış olur sadece.

Sistem konusu milliyetçilikle, dinle, vatanseverlikle veya karşıt kavramlarla tanımlanamaz.

Evet veya hayır oyları arasında vatanseverlik ayırımı yapılamaz.

MHP dört ay öncesine kadar parlamenter sistemi savunurken mi, şimdi başkanlık sistemine destek verirken mi milliyetçidir?!

AK Parti 2007 seçim bildirisinde sembolik cumhurbaşkanı modelini savunurken mi, şimdi mi muhafazakâr?!

Bu soruların yanlışlığı, sistem meselesinin bu kavramlarla ilgili olmadığının ispatıdır.

Dini bakımdan da parlamenter sistem veya başkanlık sistemi arasında fark yoktur. Sistem meselesi dini bir konu değildir; siyasi ve hukuki bir konudur.

Diyanet’in “İslam ve Demokrasi” sempozyumundaki tebliğlerden oluşan kitapta saygın din bilginlerimiz bu gerçeği anlatıyor.

Bugün konuşmamız gereken konu, önerilen sistemde kuvvetler ayrığı, denetim ve denge mekanizmalarının ne durumda olduğudur. Verilen yetkiler çok, denetim ve denge ise pek zayıftır.

Asıl konuşulması gereken, budur.

Yazarın Tüm Yazıları