Kim terörist?

SUUDİ patronajındaki devletler “terörist listesi” ilan ettiler, içlerinde Müslüman Kardeşler (İhvan) ve Yusuf Karadavi gibi din adamları da var.

Haberin Devamı

El Cezire gibi gazetecilik yapan bir TV kanalı da terörü destekleyen yayınlar yapmakla suçlanıyor!

El Cezire’nin ve örgütlü şiddetle hiçbir ilgisi bulunmayan İhvan’ın bile suçlanması gösteriyor ki, o ülkelerdeki oligarşik iktidarlar için siyasi risk oluşturan akımlar ve yayınlar “terörist”tir.

Muhafazakâr basın buna tepki gösteriyor.

Tepki haklı da “terör” kavramını artık hukuka göre düşünmenin zamanı çoktan gelmedi mi?

İKİ YARGI

Cemaat yargısı yani FETÖ, terör ve örgüt kavramlarını keyfi şekilde çok geniş tanımlayarak Balyoz ve Ergenekon’da çok ağır mağduriyetlere yol açmıştı.

O dönemde suç tanımının böyle dejenere edilmesini Prof. İzzet Özgenç’in “Suç Örgütleri” kitabından alıntılar yaparak defalarca eleştirmiştim.

Bugünkü “yürütmeyle uyumlu” yargı yönetimi aynı şeyi yapıyor; FETÖ’nün gerçek suçlarıyla ilgisi olmayanlar ilgili sayılıp mağdur ediliyor.

Haberin Devamı

Dün Ergenekon davasında “kara propaganda” diye hukukla ilgisiz bir kavram ağır ceza talepleri için gerekçe sayılmıştı...

Bugün yine hukukla ilgisiz “gazetenin yayın politikası” gerekçe gösterilerek yine ağır cezalar isteniyor.

‘İLİŞKİ’ NE DEMEK?

Sosyal, mesleki, ideolojik ilişkiler bugün de “suç ilişkisi” sayılabiliyor.

Cumhuriyet yazarı Kadri Gürsel’in “92 ByLock kullanıcısı” ile “ilişkisi” olmuş.

Neymiş bu ilişkiler?

“ByLock kullanıcısı” olduğu sonradan ortaya çıkan 92 kişi, gazeteci Kadri Gürsel’e SMS atmış.

Gürsel cevap bile vermemiş, onları tanımıyor bile.

Hangimiz gelen SMS’lere hâkimiz?

Doğan Grubu Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu da yine “ByLock kullanıcısı” olduğu sonradan ortaya çıkan bazı kişilerle telefon görüşmeleri yapmış.

Ama o kişi mesela Maliye Bakanı’nın özel kalem müdürüymüş.

Firmaların Ankara temsilcileri bakanlıklarla sık sık görüşürler.

O kişiyi özel kalem müdürü yapmak suç değil, bakandan randevu almak için aramak suç!

Özel kalem müdürü yapan da telefonla arayan da o kişinin niteliğini bilmiyor ki.

MURATOĞLU İDDİANAMESİ

Ya Barbaros Muratoğlu’nun defalarca görüştüğü falanca telefon numarası?

Savcı o numaranın “ByLock kullanıcısı” olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

O numara meğer Vodafone’un telesekreter hizmetleri telefonuymuş!

Ya cemaatçi avukatlara vekalet verilmesi? Adı üstünde vekalet ilişkisi ve kısa sürede son verilmiş zaten. Savcı da bundan öte bir niteleme yapmıyor.

Peki, Barbaros Muratoğlu’nun 2012’de bir grup gazeteciyle Gülen’in yanında poz vermesi?! Barbaros grup gezisine meraktan gittiğini söylüyor... Hem kimler gitmedi ki!

Dün arşive baktım, 2012 yılında cemaat İstanbul’da görkemli bir “Türkçe Olimpiyatları” töreni düzenlemiş. Onur konuğu Başbakan Erdoğan; “Hasret bitsin, Türkiye’ye gel” diye konuşmuş.

Başbakan bile bilmiyordu, vatandaş Barbaros sonradan nelerin ortaya çıkacağını 2012’de ne bilsin?

Haberin Devamı

Sedat Ergin iddianamelerin ayrıntılı tahlilini yazdı, daha fazla ben ayrıntılara girmiyorum.

HUKUKUN ÖNEMİ

Muratoğlu hakkındaki iddianamede FETÖ’nün “kendini ve amacını çok iyi gizlediği” tespiti yapılıyor. Öyleyse “çok iyi gizlenen” yönlerini bilmeden hüsnüniyetle cemaatin tabanında yer alanlar, iş ilişkisi kuranlar, Allah rızası diye yardım edenler bugün suçlanabilir mi?

İddianamede Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013 yılındaki kararına yer verilmiş, çok önemli: “Yardım suçunun oluşumu için failin bilerek ve isteyerek”, yani terör örgütü olduğunu bilerek bağışta bulunması, ticaret yapması, yazı yazmış falan olması lazım. İster Muratoğlu, ister eğitim falan gibi hayır düşüncesiyle bağışta bulunan işadamları, ister muhalefet duygusuyla yazı yazan gazeteci olsun, devlet içinde gizli hiyerarşik örgütlenme, soru çalma, “darbe hazırlığı” konularını biliyorlar mıydı?!

Haberin Devamı

Bunu ispat etmeden örgütsel suçlarla suçlanmaları AİHM’den döner.

Olan, mağdurlara ve hakkındaki güven sarsılan yargıya olur.

Dışarıdaki teröristlerin “iadesi”ni isterken de elimizin güçlü olması için hem suç tanımlarımızın siyasi değil hukuki olması, hem de yargımızın güvenilir olması zorunludur.

Türkiye’nin Ortadoğu devleti değil Avrupa devleti olmasının çok önemli bir boyutudur hukuk.

NOT: Merhum Doğan Heper ben dahil pek çok gazetecinin ağabeyi ve hocasıydı. Kendisinden çok şey öğrendim, mesleğimde kendisine çok şey borçluyum. Rahmetle, saygıyla anıyorum, ailesinin ve dostlarının acısını paylaşıyorum. 

Yazarın Tüm Yazıları