Paylaş
HDP’nin de olmasını isteyenler var. CHP’nin “sıfır baraj” formülü, HDP’yi de içeriyordu.
Önce CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP’den oluşan dörtlü ittifakın açıkladığı ilkelere bakalım.
- Ortak bildiride bu dört partinin “farklı yaşam tarzlarını ve dünya görüşlerini” koruduğu vurgulanıyor. AK Parti ve MHP ittifakında ise “yerli ve milli” nitelemesiyle ideolojik faktör önem taşıyor.
- Millet ittifakında farklılıklarını vurgulayan partiler, neden seçim işbirliği yaptıklarını “uzlaşma, hukuk, özgürlük, kuvvetler ayrılığı” gibi ilkelerle izah ediyorlar.
HDP NASIL BİR PARTİ?
Millet ittifakına HDP’nin alınmamasını eleştirenler ve bunun için Meral Akşener’i suçlayanlar öncelikle HDP’nin “ittifak yapılabilir” bir parti olup olmadığına bakmalı.
CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi “farklı” görüşleri olan partilerdir, HDP ise “farklı” olmaktan öteye bu partilere zıt politikalar izleyen bir partidir. Terör, Türkiye’nin en ciddi sorunlarından biridir. HDP bu konuda hiçbir partiyle “uzlaşabilir” konumda değil.
HDP ittifaka alınsaydı ittifakı aşağıya çekerdi. Tecrübeli siyasetçi Ahmet Türk’ün de “artigercek.com” sitesindeki açıklaması şöyle:
“Zaten biz daha başında bu işin içinde olursak Erdoğan bunu çok kötü kullanır. Topluma dönük olarak, ‘Bakınız, bölücülerle bir araya geldiler’ şeklinde aleyhte propaganda yapar. Böyle bir şeyin olmasını biz de istemeyiz. Bu duruma dönük hassasiyetimizi de gösteriyoruz. Bizim istediğimiz demokratik bir gelecek için ortak bir akılla hareket edilmesidir.” (24 Nisan)
İttifak görüşmelerinin başında gözükmeyip sonunda ittifakta yer almak fark eder miydi?
HDP ile ittifak yapmak oy kaybettirirdi.
TERÖRSÜZ SİYASET
Bu noktada Kürt siyasetinin önemli bir sorunu yine kendini gösteriyor: Terörle arasına mesafe koyamamak.
Demokrasi anlayışı da bulanıktır. Ahmet Türk’ün eşbaşkanlığındaki DTK toplantısında açıklanan KCK bildirisi öylesine totaliterdir ki, Ahmet Türk de rahatsızlığıni ifade etmişti. (14 Temmuz 2011)
HDP hem KCK’nın totaliter vesayetinden kurtulmak hem terörle arasına mesafe koymak için kararlı davranmalıdır. Böyle olmadıkça diğer partilerle seçim ittifakı yapması kolay değildir.
Halbuki diğer Kürt partileriyle, mesela HÜDA-PAR’la sadece Saadet Partisi değil, Cumhurbaşkanı da makamında görüştü.
7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP yüzde 13 oy almıştı, “Türkiyelileşme” izlenimiyle...
Fakat böyle olmadığı görüldüğünde dört ay sonra 1 Kasım seçimlerinde barajı zor aşmıştı. Kürtler de terörsüz siyaset istiyor. HDP “Türkiyelileşme”ye yönelmelidir.
KUVVETLER AYRILIĞI, ÖZGÜRLÜKLER
Kutuplaşmayı reddettiğini, uzlaşmayı savunduğunu belirten ‘millet ittifakı’nın açıkladığı ortak bildiride özellikle şu iki maddenin altını çiziyorum:
“Kuvvetler ayrılığı ilkesine göre hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı...
Başta ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere tüm hak ve özgürlükler...”
Bu iki hayati ilke artık sadece ülkemizde huzur ve güven içinde yaşamak değil, dahası ekonomi ve dış politikada da olumlu gelişmeler başarabilmek için olmazsa olmazdır.
Bu ilkeler olmadan “orta gelir” eşiğini aşamayacağımız artık herkesçe görülmüş olmalıdır.
Bakalım, ‘cumhur ittifakı’ bu ilkeleri ne kadar vurgulayacak?
Paylaş