Paylaş
Türkiye’den yurtdışında tatil yapmak isteyenler son dönemlerde erken rezervasyon avantajlarından yararlanarak satın alma yapıyor. Tur operatörleri aylar öncesinden satışa çıkardıkları yurtdışı turlarında tüketiciye çeşitli bilgilendirmeler yapıyor. Ancak son dönemde bize ulaşan şikayetler bazı tur operatörlerinin vatandaşı zarara uğrattığını gösteriyor.
Konuyla ilgili bir vatandaşın başına gelenler şöyle; Vatandaş ileri tarihli bir yurtdışı turu satın alıyor. 250 Euro da ödeme yapıyor. Ancak bir zaman sonra tur operatöründen bir telefon alıyor. Telefondaki kişi, “Turumuza yeterli katılım olmadı. Bu yüzden turumuzu düzenleyemiyoruz. Ancak ‘aynı tarihte’ sizin gitmek istediğiniz bölgeye başka bir turumuz daha var. Eğer isterseniz bu tura katılabilirsiniz. Ancak bu turun ücreti 400 Euro. Bu yüzden 150 Euro daha ödemeniz gerekiyor. Eğer katılım olmayacaksa paranızı iade edebiliriz” diyor.
Tur operatörü bu noktada satış sırasında verdikleri bilgiler arasında ‘Tura katılım yeterli olmazsa tur operatörü bu turu iptal edebilir’ ifadesini de kendisine dayanak gösteriyor.
KATILIM OLMAMIŞ OLABİLİR
Tüketici bu duruma itiraz etse de tur operatörünün önceden bildirdiği gibi turu iptal etme hakkı bulunuyor. Ancak aynı tarihlerde aynı bölgeye bir tur varken tüketicinin satın aldığı turun iptal edilmiş olması akıllarda soru işareti bırakıyor. Bazı tur operatörleriyle görüştük konuyu savunanların görüşü özetle şöyle:
“Aynı tarihte aynı bölgeye farklı turlar düzenlenebilir. Bunların fiyatları da farklı olabilir. Birine katılım olmazken diğeri dolabilir. Böyle bir durum yaşanmış olabilir. Ancak burada tüketici kendini kandırılmış hissedebilir. Tüketicinin satın aldığı tura toplu bir katılım olmuşken onlar iptal etmiş olabilir. Bu yüzden de yeterli kişi sayısı yakalanamaz. Burada anlattığımız durum tamamen yasal olan süreç.”
PARAYI İŞLETİYOR
Ancak bazı tur operatörlerinin görüşü ise olayda suistimal olduğunu doğrular nitelikte: “Tur operatörleri olarak tur tarihinden çok önce para topluyoruz. Bazı tur operatörleri bu durumu kullanıyor. Özellikle yurtdışı turlarında aldıkları paraları ‘işletiyor’. Tur tarihi yaklaşınca yasal süre içinde tüketiciye dönüş yaparak katılımın yeterli olmadığını, başka bir tura katılabileceklerini ya da paralarını iade edebileceklerini söylüyor. Ancak arada geçen sürece parayı işletiyor. Bu durumla da çok olmasa da karşılaşabiliyoruz.”
Böyle bir durumla karşılaşan tüketicilerin ilk olarak Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’ne (TÜRSAB) başvurmasını öneririm. Devreye giren TÜRSAB, inceleme başlatıyor ve etik kurulu ile olayları tamamen mercek altına alıyor. Bazı durumlarda konu yönetim kuruluna kadar gelebiliyor. Eğer inceleme neticesinde etik olmayan davranış tespit edilirse, tur operatörüne yaptırım uygulanabiliyor. Konu önemli, aman dikkat!
BAZEN OKULLARA PARA DA YETMİYOR
ENFLASYON ile mücadele, ülkeyi yönetenlerin, esnafın, vatandaşın bu kadar gündemindeyken bazı özel okulların önümüzdeki yıl için belirledikleri zam oranları can yakıyor. Bu konuyu önümüzdeki haftalarda her yönü ile ele alacağım. Ancak bu hafta başka bir okul olayını ‘Vatandaşın Ekonomisi’ ile gündeme taşımak istiyorum. 2013 yılında bir yazı kaleme almış bazı eğitim kurumlarının sırf başarı yüzdelerini yüksek göstermek için başarısız öğrencileri sonuncu sınıflara gelmeden okuldan ayrılmak zorunda bıraktığını yazmıştım. Bu hafta bana ulaşan bir okur mektubu aradan geçen 6 yılda benzer olayların hala yaşandığını gösteriyor. Odağına kâr ve mutlak başarıyı almayan okullar yok mu, mutlaka var. Ama küçücük çocuklara ve ailelerine acımasızca davranan okullar da var maalesef. İşte okurumun o mektubu:
ONLAR SADECE ÇOCUK
“İstanbul’da bir özel kurumda okuyan 5.5 yaşındaki çocuğumuzun ilkokul 1 için kaydı donduruldu ve bekletiliyoruz. Bu minicik çocuk izlenecekmiş. Derin araştırmaya girdiğimizde bu muamelenin aynı kurumun diğer şubelerinde de olduğunu ve bizim gibi pek çok mağdur aile olduğunu öğrendim. Sadece çocuğumu götürdüğüm pedagog merkezinde 3 farklı çocuk aynı kurum tarafından dışlanmış. Hikaye ise şu şekilde; “Bu çocukların kimi geç öğreniyor, kimi sosyal çatışma anında vuruyor, kimi ise fazla hareketli olduğu için çok zeki bile olsalar dersin akışını bozuyorlar. Bizim çocuğumuz 3. tipe giriyor. Kaydını yapıp yapmamaya sene sonu karar vereceklermiş. Bu 5-6 yaş çocuğu bir kurumdan atma sebebi olabilirmiş. Araştırmalarımda gördüm ki bu kurumdan bu konuda mağdur pek çok veli var ve hepsi sinmiş. Buradan soruyorum, bir eğitim kurumunun amacı eğitim ve çocukların topluma kazandırılması ise, bu okul yıllardır anaokulu ve ilkokulu seviyesinde sayısız veliye bu nazikçe atma muamelesini yapma hakkını nasıl buluyor? 5-6-7 yaş çocuklarını yaramaz, inatcı, isteksız diye disiplin cezası verircesine nasıl atabiliyorlar. Bu çocuklar okullarını severken arkadaşlarından ayrılmak zorunda bırakılıyor. Onlar sadece çocuk...”
Okurumun mektubu böyle. Çocukları kapının önüne koymak çözüm değil. Çocuk eğitim düzenine uymakta zorlanıyorsa eğitim düzeninin bu çocuğa uydurulması gerekmez mi... Bu işi okullarda çözecek düzenlemelerin acilen ele alınmasını dilerim...
Paylaş