Paylaş
SAĞLIK alanında yapılan yatırımların önemi tartışılmaz. Özel hastane sayısının artması kamu hastanelerine müthiş destek oldu. Zaten tek başına kamunun sağlık hizmeti vermesini beklemek, bütün yükü onun omuzuna yüklemek haksızlık olur. Ancak bu sektördeki haksız kazanç girişimlerini de zaman zaman bu köşede gündeme getiriyorum. En önemli amacım vatandaşı uyarmak. İşte bu haksız girişimlerden birini daha okurum H.S. sayesinde öğrendim. Aynen paylaşıyorum ki, konu net anlaşılsın tüm okurlarım dikkatli olsun…
TEŞHİS HATALI
“Özel bir hastanenin kadın doğum uzmanına muayene oldum. Meme kanseri geçmişim var. Muayene sonrasında doktor bana kullandığım meme kanseri ilacının etsiyle rahmimde oluştuğunu belirttiği polipler ( küçük ve genellikle iyi huylu tümöral oluşum) gördüğünü söyledi. Böyle bir durumda bu poliplerin mutlaka alınması gerektiğini söyledi. Bu işlemin basit bir operasyon olduğuna da dikkat çekti. Düşünmek için zaman istedim. Ertesi gün doktoru tekrar aradım ve teşhisten emin olmak istediğimi söyledim. Beni çağırdı ve tekrar ultrasonla baktı. ‘Kesin eminim, gününü ayarlayalım bekletmeyelim’ dedi. Bu kadar emin olması üzerine bir hafta sonraya ameliyat günü ayarladık. Bana genel anestezi yapılacağı, işlemin 10-15 dakika süreceği bilgisi verildi. Ameliyatımı bir profesörün yapacağını da söyledi. Ancak bu profesör beni ameliyattan önce muayene etmedi hatta görmedi bile.
Randevunun alındığı gün sabah gittim. Anesteziyi aldım. Uyandığımda beni ilk muayene eden doktor başımdaydı. Bana sözüm ona müjde verdi. Polip yokmuş gözün aydın dedi ve gitti. Ben yeni yeni ayılmaya başladığım için ne olduğunu, bu sözlerin ne anlama geldiğini tam olarak anlamadım.
Eşim geldiğinde doktoru tekrar çağırdık aynı sözleri tekrarladı ve yine gitti. Bu kez ben kendimde olduğum için ‘hiç polip yoksa niye ameliyat oldum’ diye düşünmeye başladım. Sonuçta genel anestezi almıştım, rahmime bir operasyon yapılmıştı ve kanamam vardı. İyi de polip falan yoksa niye kanamam vardı, bana ne yapmışlardı? Üstelik yan etkisi nedeniyle polip oluştuğunu düşünerek bu süreçte ilacımı da bırakmış ve yeniden kanser olma riskimi artırmıştım.
Bende polip olmadığına göre bana ne yaptıklarını resmi olarak açıklamalarını, operasyonu yapan doktorun mutlaka bana bilgi vermesi gerektiğini, bunun hasta hakkı olduğunu da ısrarla belirttim.
Operasyonu yapan doktorla yüz yüze görüşemeden hastaneden taburcu oldum. Ödeme de yapmadım. İki gün sonra operasyonu yapan doktor beni aradı:
“Kesin polip var demek yanlış. Ancak teşhiste bulunan doktorlar zaman zaman polipe benzer kabarıkları karıştırıyorlar. Aslında bunu size belirtmeleri gerekirdi. Belirtilmediği için teşhisi koyan doktor hatalı davranmış. Ben onun adına özür dilerim” dedi.
Yani bu kadar basitti onlar için. Bana söylenmiş olsaydı emin olmadan asla böyle bir operasyonu kabul etmezdim. Şu anda hala hastaneye borçlu durumdayım. Ancak ödeme yapmama konusunda kararlıyım. Gerekirse bu konuda dava açmayı düşünüyorum. Size bu konuyu yazmamdaki amaç diğer vatandaşların da benzer sıkıntı yaşamaması.”
ÇOK VAHİM İDDİALAR
Hastanelerin ameliyat konularında titiz davranmaları gerekiyor. Elbetteki hayati konularda ameliyat gerekiyorsa hızlı davranılabilir. Ancak her koşulda vatandaşın doğru şekilde, eksiksiz bilgilendirilmesi gerekir. Hastayı korkutarak, paniğe sevk ederek lüzumsuz ameliyata teşvik eden doktorların bunları çeşitli kotalar, primler vs için yaptığı iddiaları gerçekten çok vahim.
Bu tür şikayetlerin tekrarlanmaması için gereken denetimlerin yapılması, gereksiz ameliyat ve fatura çıkartmayı alışkanlık haline getiren hastanelerin caydırıcı olacak şekilde ağır cezalandırılması da düşünülmeli. Vatandaşın sağlığını sömürmeye kimsenin hakkı yok!
HASTANEDEN İKİNCİ DARBE: POLİP YOK, PARAYI SEN ÖDE
OKURUM H.S.’nin başına gelenler teşhis hatası ve gereksiz ameliyattan ibaret değil. Bazı hastanelerin ödeme konusunu nasıl hafife aldığına, bu konuda da nasıl ciddiyetsiz bilgilendirme yaptıklarına örnek aslında yaşadıkları. Bırakayım yine kendisi anlatsın:
“Tam işin psikolojik tarafını düşünürken hastanem karşıma yeni bir sürprizle çıktı. Ama ne sürpriz.
Ameliyat öncesi hastaneden fiyat almıştım. SGK kapsamında ameliyat olursam kendim de 3500 TL ödemek zorundaydım. Özel sağlık sigortamı kullanırsam hiç para ödemeyecektim. Ben de ameliyatımın özel sağlık sigortam kapsamında yapılmasını istedim.
Hastane özel sağlık kuruluşumdan ön provizyon alındığını ameliyat öncesi bildirdi. Yani ödeme konusunda hiçbir problem yoktu.
Fakat ameliyattan sonra hastane yetkilileri ödemeyi benim yapmamı istedi. Çok şaşırdım. ‘İyi de ön provizyon almıştınız. Benden niye ödeme istiyorsunuz’ diye sorduğumda ön provizyonun tanı amaçlı olmaması koşulluyla alındığını söylediler. Bende polip çıkmadığı için sigorta kuruluşu bu operasyonu tetkik amaçlı kabul ediyordu. Bir başka değişle bende polip çıkmadığı için cebimden para çıkacaktı!
Boşu boşuna ameliyat olduğum yetmezmiş gibi bir de benden bilgilendirilmediğim halde para istiyorlardı.
Operasyonun bedelinin aslında 6500 olduğunu ancak bana özel 3300 liraya düşürdüklerini söylediler. Yani hastanem bana sözüm ona ikinci müjdeyi de vermiş oldu.
Kelimenin tam anlamıyla isyan çıkardım. Bana haksız yere operasyon yaptıklarını bir de üstüne haksız yere para istediklerini söyledim. Bu koşullarda hiçbir ödeme yapmayacağımı özellikle vurguladım.”
Paylaş