Paylaş
Bu haberlerden ilk bakışta Biden yönetiminin devreye girerek Kongre üzerinde ağırlığını koyduğunu anlamamız gerekiyor.
Ancak yönetimin bu hamlesine bakarak dosyanın Kongre’de nihai şeklini aldığı sonucunu çıkarmak da yanıltıcı olur. İşin bu kısmını yazının sonuna bırakıp konunun genel çerçevesini değerlendirebilmek için yakın zamandan iki olayı hatırlayalım.
ABD BÜYÜKELÇİSİ YUNAN HAVA ÜSSÜNDEKİ TÖRENDE NE DEDİ?
Bu olaylardan birincisi, ABD’nin Atina Büyükelçisi George Tsunis’in geçen 12 Eylül’de sosyal medya hesabından paylaştığı görüntülü bir haberde karşımıza çıkıyor. Tsunis, “F-16 VIPER modernizasyon programını kutlamaktan onur duyuyorum” diyor bu paylaşımında.
Bu mesajı destekleyen fotoğraflarda ABD Büyükelçisi Yunan Hava Kuvvetleri’nin Tanagra Hava Üssü’nde bir F-16 savaş uçağının önüne yerleştirilmiş kürsüden törene katılan üst düzey konuklara hitap ediyor. Fondaki ABD ve Yunanistan bayrakları da bu görüntüyü tamamlıyor.
Kutlama töreni, Yunanistan’ın elindeki F-16 uçaklarının modernizasyonu için ABD ile yürütülen işbirliği programı çerçevesinde ilk iki uçağın yeni donanımlar eklenerek “VIPER” diye adlandırılan bir üst kategoriye geçmesi vesilesiyle düzenlenmiştir.
Teknik terminoloji ile ifade etmek gerekirse, yetenekleri açısından bugün itibarıyla “4’üncü nesil” olan F-16 uçakları, bu modernizasyon programından geçerek “4.5’uncu nesil” kategorisine çıkacaklardır.
Bundan, uçağın radarlarının menzil derinliğinin artması, radar izlemesinde çoklu hedefe odaklanabilmesi, aynı zamanda radarla elde edilen bilgilerin aktarım yeteneğinin geliştirilmesi ve bütün bu işlevlerin icra edilebilmesini sağlayacak olan görev bilgisayarının ve bütün yazılımın da bir üst eşiğe sıçramasını anlıyoruz.
Özetle, askeri yetenekleri itibarıyla Yunanistan’ın F-16 savaş uçakları bir üst lige çıkmış olmaktadır.
Kendisi de Yunan kökenli olan Tsunis, törende yaptığı konuşmada Yunan Hava Kuvvetleri’nin F-16 modernizasyonu projesinin sekiz yılda 1.5 milyar dolara tamamlanacağını belirterek şöyle diyor:
“Kalan F-16V uçaklarının modernizasyonunun tamamlanarak, bu uçakların Avrupa’nın en gelişmiş filosu olarak göklere dönmesini sabırsızlıkla bekliyorum.”
HULUSİ AKAR, BİRLEŞİK KRALLIK’TA EUROFIGHTER İNCELEMESİNDE
Şimdi yakın günlerden bir başka olaya projektörlerimizi çevirelim. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, geçen hafta Birleşik Krallık’ı ziyaret ederek bu ülkedeki mevkidaşı Ben Wallace ile görüşmelerde bulundu.
Akar’ın programının dikkat çeken bir bölümü bölümü Wallace ile birlikte Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin Coningsby Üssü’nü ziyaret ederek buradaki “Eurofighter Typhoon” savaş uçaklarını incelemesi oldu.
Ziyaretinden medyaya yansıyan görüntülerden birinde, Hulusi Akar bu üsteki bir Eurofighter uçağının kokpitinde bulunan Britanyalı savaş pilotuyla konuşurken görülüyordu.
Bu fotoğrafın karşımıza çıktığı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cuma namazı çıkışında bir gazetecinin “F-16 satışıyla ilgili önemli bir durum olursa Eurofighter da alternatif olarak konuşulmuştu. Bu görüşme devam ediyor mu?” sorusuyla karşılaşması ve kendisinin şu yanıtı vermesi de not edilmelidir:
“Şimdi ben böyle bir alternatiften bahsetmedim. Ama ne dedim? Dünyada bunun da alternatifleri var. Bu konuyla ilgili biz nasıl Patriot’larla ilgili bizim ihtiyaçlarımız karşılanmayınca S-400’leri aldıysak, F-16 konusunda da Amerika eğer ihtiyacımızı gidermezse, dünyada bu ihtiyacımızı giderecek çok ülke var.”
Eurofighter, İngiltere, İtalya, Almanya ve İspanya tarafından ortaklaşa üretilmiş olan, çift motorlu, 4.5’uncu nesil bir savaş uçağıdır. Bu yönüyle, Yunanistan Hava Kuvvetleri’nin geçmeye başladığı F-16 VIPER kategorisi ile aynı nesildendir.
Hiç kuşku yok ki, Savunma Bakanı Akar’ın bu zamanlamada Birleşik Krallık’a giderek Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin envanterindeki Eurofighter uçaklarıyla ilgilendiğini göstermesi ABD’ye dönük kuvvetli bir mesaj taşıyor. Ankara, Biden yönetimine alternatifsiz olmadığını hissettirmektedir.
ABD ile F-16 modernizasyonu ve yeni uçak alımı projesinin kilitlenmesi ihtimali karşısında ortada kalmak istemeyen Türkiye, Batı dünyasında başka seçeneklerle de yakından ilgilenme durumuna girmiştir.
YUNAN HAVA KUVVETLERİ SIÇRAMA YAPIYOR
Bütün bu denklem içinde hesaba katmamız gereken önemli bir nokta var. Yunanistan F-16 modernizasyonuna başlarken, diğer yandan Fransa’dan yine 4.5’uncu nesil Rafale uçaklarının alımını da yürütmektedir. Fransa ile mutabakata varılan 24 uçaklık partinin ilk 6 uçağı içinde bulunduğumuz yılın ocak ayında Yunanistan’a törenle teslim edilmiştir. Bu uçaklar Yunanistan’a 2.8 milyar dolara mal olacaktır.
Yunanistan, ayrıca ABD’den 5’inci nesil 20 adet F-35 uçağı alımı için talep mektubunu da geçen haziran ayında ABD’ye iletmiştir. Yunanistan’ın ABD ile F-35 uçaklarının ortak yapım programına katılması da Biden yönetimi ile müzakere edilmektedir. Atina’da yapılan açıklamalara bakılırsa, talep edilen F-35’lerin teslimi 2028’den itibaren başlayabilecektir. Sonrasında 20 uçaklık ikinci bir F-35 filosunun da Yunan Hava Kuvvetleri’ne katılması masada konuşulan ciddi bir seçenektir.
Bütün bunları yan yana getirdiğimizde karşımıza çıkan tabloda gördüğümüz nedir? Yunanistan, A) Mevcut F-16 filosunu modernize edip 4.5’uncu nesle geçirmeye başlayıp, B) Diğer yandan Fransa’dan yine 4.5’uncu nesil Rafale uçaklarını teslim alıp ve C) Ayrıca ABD’den bir sonraki 5’inci nesil F-35’lerin tedarik edilmesi için gerekli adımları atarak hava kuvvetlerinin kapasitesinde ciddi bir sıçrama gerçekleştirmektedir.
TÜRKİYE’NİN TALEBİ BİR YILDIR BEKLİYOR
Peki Türkiye cephesindeki tabloya baktığımızda ne görüyoruz? Türkiye, 2019 yılında Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini aldığı için ABD ile F-35 ortak üretim programından çıkartılmış, parasını ödediği F-35’leri bile alamamıştır.
Türkiye, bunun üzerine ABD’den 4.5’uncu nesil yeni 40 adet F-16 VIPER almak, ayrıca envanterindeki 80 kadar F-16’yı da VIPER kategorisine modernize etmek için bir yıl önce 30 Eylül 2021 tarihinde ABD yönetimine resmi başvuruda bulunmuştur.
Türkiye’nin talepleriyle ilgili teknik müzakereler iki ülkenin savunma bakanlıkları arasında bir yıla yakın bir süredir devam etmektedir ve ABD yönetimi bu talebi işleme koymak için henüz Kongre’ye başvuruda bulunmuş değildir.
ABD Kongresi cephesinde bir dizi olumsuzluk söz konusudur. ABD Temsilciler Meclisi’nde 2023 mali yılı Ulusal Savunma Bütçe Yasa Tasarısı’na Türkiye’nin F-16 talebinin karşılanmasını Yunanistan’la ilgili bir dizi koşula bağlayan hükümler eklenmiştir. Senato kanadında görüşülmekte olan yasa tasarısında ise bu yönde hükümlerin yer almayacağı anlaşılıyor.
Temsilciler Meclisi ile Senato metinleri arasında farklılık olduğu için ortaya tek bir uzlaşı metin çıkartmak üzere konu Kongre’nin iki kanadının temsil edildiği Konferans Komitesi’ne gidecektir. Kongre’deki bu süreçlerin önümüzdeki iki üç aya yayılması şaşırtıcı olmamalıdır. O zaman kritik pazarlıkların ufukta göründüğünü tahmin edebiliriz.
Ayrıca Biden yönetimi, bütçeden bağımsız olarak da, Türkiye’nin F-16 talebini karşılayabilmek için her halükârda Kongre’nin olurunu almak durumundadır. Kongre’den gelebilecek itirazların aşılması, yönetimin ağırlığını koyması durumunda bile kolay bir süreç olmayacaktır.
EGE’DEKİ GÜÇ DENGESİNDE KRİTİK DURUM
Konunun Türkiye açısından kritik önem kazanmaya başlayan aciliyeti şu noktada beliriyor. ABD’ye yapılan F-16 talebinde bir gelişme sağlanamadığı ve Yunanistan aktardığımız üç kategorideki hamlelerini hayata geçirdiği takdirde, bu durumun Ege’de Türkiye ile Yunanistan arasında havadaki güç dengesine dönük sonuçlar doğurması kaçınılmazdır.
Bu takdirde içinde bulunduğumuz 2020’li yılların ortasından, muhtemelen 2026’dan itibaren Ege’de iki ülkenin hava kuvvetlerindeki güç dengesinde, Ankara açısından sıkıntılı bir durumun çıkacağı şimdiden ciddi bir ihtimal olarak konuşulmaktadır.
ABD’nin Yunanistan ile F-16 modernizasyonunu fiilen başlattığı bir dönemde Türkiye’nin talebinin sürüncemede kalmaya devam etmesi ABD ile ilişkilerdeki mevcut sorunların yükünü daha da ağırlaştıracaktır.
Paylaş