Yunanistan’ın NATO askeri kanadına dönüşü-Evren, vetonun kalkacağını Başkan Carter’a iki hafta önceden taahhüt etmiş

Tarih 4 Ekim 1980. Bir cumartesi günü. 12 Eylül darbesinin üstünden tam üç hafta geçmişti.

Haberin Devamı

ABD’nin Ankara’daki Büyükelçisi James Spain Washington’dan arandı. Gelen telefonda, ertesi günü Başkan Jimmy Carter’dan Devlet Başkanı ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Kenan Evren’e yazılmış bir mektubun kendisine ulaşacağı bildirildi.

Başkan Carter, mektubunun Kenan Evren’e, 6 Ekim Pazartesi günü saat 15.00’te NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Başkomutanı Orgeneral Bernard Rogers’ı kabul etmesinden önce iletilmesini istiyordu. Evren, Rogers’la görüşmeden önce ABD Başkanı’ndan gelen mesajı okumalıydı.

Rogers’ın Evren’e açacağı konuyu hemen öncesinde bizzat kendisi de vurgulayarak, NATO komutanının Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşü meselesinde vereceği mesajın ağırlık derecesini yukarı çekmek istiyordu ABD Başkanı.

Büyükelçi Spain, zaman baskısı altındaydı. Randevu başvurusu için pazartesi sabahını beklerse Evren’i Rogers’tan önce görebilmesi tehlikeye girebilirdi. Hemen başvuruda bulundu. Evren’in makamından pazartesi sabahı için randevu verildi. Başkan Carter’ın mektubu da pazar günü öğle saatlerinde ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne ulaştı.

Haberin Devamı

Pazartesi sabahı Evren’in Genelkurmay’daki makam odasının kapısındaydı. Kendisini karşılayan genç diplomata, Evren’e ne şekilde hitap edeceğini sordu. Eskiden olduğu gibi “Paşam” diye mi hitap etmeliydi? “Devlet Başkanı” şeklinde hitap etmesi gerektiği yanıtını aldı. Evren “Cumhurbaşkanı” hitabını da istemiyordu.

Ve görüşme başladı.

EVREN’İN CARTER’DAN TALEBİ: ‘BİR SÜRE BİZİ ELEŞTİRMEYİN’

James Spain, ABD Dışişleri’nden emekli olmasının ardından kaleme aldığı ve 1984 yılında yayımlanan “Türkiye’de Amerikan Diplomasisi” başlıklı hatıratında bu görüşmenin geniş bir dökümünü veriyor.

Büyükelçi Spain, koltuklara geçildikten sonra Başkan Carter’ın mektubunu Kenan Evren’e uzattı. Evren gözlüklerini takarak mektubu dikkatle okumaya başladı, zaman zaman Dışişleri temsilcisinden de bazı İngilizce sözcük ve ifadelerin anlamını sordu.

Evren, okumayı bitirdikten sonra mektuba kısa zamanda yanıt vereceğini belirtti. Ardından iki konuda mesajlar verdi ABD Büyükelçisi’ne. Bu mesajlar bir anlamda Carter’ın mektubuna sözlü bir ön yanıt niteliği taşıyordu.

Haberin Devamı

MGK Başkanı, önce “Generallerin yapmak zorunda kaldıkları hareket dışında bir seçeneklerinin bulunmadığı hususunda Washington’un gösterdiği anlayışı takdirle karşıladığının Başkan Carter’a iletilmesini istediğinisöyledi. Ülkenin mümkün olan en kısa zamanda demokratik yönetime dönmesini sağlayacaklarını” ifade etti.

Tam bu noktada kritik bir beklentisi oldu Evren’in Carter’dan. Spain, bu beklentiyi “(Evren) Bu arada yapmaları gereken şeyleri yapabilmeleri için eleştiri görmeyecekleri kısa bir zaman süresini hak ettiklerini belirtti” diye yazıyor anılarında.

Evren’in bu ifadeleri, Başkan Carter’a “Demokrasiye döneceğiz ama içerideki icraatımız üzerinde bir süre bize dokunmayın” mesajını içeriyordu.

Haberin Devamı

Derken konu Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşü meselesine geldi...

EVREN’DEN CARTER’A YEŞİL IŞIK: ‘YUNANİSTAN’IN  DÖNÜŞÜNDE GÖRÜŞÜMÜ DEĞİŞTİRDİM’

“Evren, Yunanistan’ın yeniden dönüşü konusunda, Türkiye’nin de bunu istediğini bildirdi” diye anlatıyor Spain ve şöyle devam ediyor:

“General, başlangıçta Yunanistan’ın dönüşünü Türkiye ve Yunanistan’ın Ege’deki nüfuz alanlarını belirleyebilmek için kullanabilmeyi ümit ediyormuş. Ancak bu görüşünden vazgeçmiş ve sadece Yunanistan’ın ittifaka dönmesini uygun görmüş. Ege’deki komuta kontrol meselesi bundan sonra çözüme bağlanabilirmiş.”

Evren’in Carter’a gönderdiği bu mesaj, Türkiye’nin daha önce Demirel ve Ecevit hükümetlerince savunulan Önce Ege’deki komuta kontrol meseleleri halledilsin, Yunanistan bundan sonra askeri kanada dönsün şeklindeki pozisyonunu terk ettiğini ortaya koyuyor.

Haberin Devamı

‘ROGERS BAŞARAMAZSA CARTER ŞAHSEN EL ATACAK’

ABD Büyükelçisi’nin yanıtı da iki başlıktan oluşuyor. Önce darbe ve demokrasiye geçiş başlığı. Spain,“Amerikalı yetkililer Türklerle 12 Eylül ile ilgili hadiseleri konuştuklarında olan bitenleri eleştirmediklerini, demokrasiye mümkün olan en çabuk bir şekilde dönülmesine verdikleri önemi vurguladıklarını belirtiyor. Daha sonra “Türkiye’nin hükümet şekli kendilerini doğrudan ilgilendirmese de NATO’nun demokratik ulusların bir ittifakı olduğuna” dikkat çekiyor.

Spain, buradan Yunanistan meselesine geçerek şöyle diyor:

“Bizim inancımız, Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına mümkün olan en kısa zamanda dönüşünün önem taşıdığıdır.”

Haberin Devamı

Bu ifadenin hemen ardından Spain, şu mesajı veriyor:

“General Rogers bunu başaramazsa, o takdirde ABD ve Başkan Carter şahsen ilgilenmek durumunda kalacaktır.”

EVREN’DEN CARTER’A: ‘İKİ HAFTA SABREDİN’

Aslında bu ifadesi, sorun masada duran “Rogers Planı” üzerinden çözüme kavuşmadığı takdirde dosyanın bizzat ABD Başkanı’nın önceliği haline geleceği, daha doğrusu Evren’in Carter’ı karşısında bulacağı uyarısını taşıyordu. Büyükelçi, açıkça baskının artacağını söylüyordu.

“General Evren, iki tarafın da birbirinin görüşlerini anlaması hususunda mutabık olduğunu belirtti. Çay söyledi ve ardından yarım saat Türkiye’nin ‘eski günleri’ni konuştuk” diye devam ediyor Spain.

Görüşmenin en can alıcı anı Spain ayrılacağı sırada gerçekleşir. Spain, bu bölümü şöyle anlatıyor: “Ayrılacağım sırada, Evren ittifakı yeniden birleştirmek için yapabileceği her şeyi yapmak niyetinde olduğunu söyledi ve iki hafta daha sabretmemizi istedi.”

“Tam on beş gün sonra Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına yeniden entegre olduğu açıklandı” diye devam ediyor Spain’in anıları.

Büyükelçi Spain, Evren’in Carter’a verdiği bu sözü tutmuş olmasını değerlendirirken de şöyle diyor: “General Evren’in bu konudaki kararlılığı ve güvenilirliği askeri rejimin karakteristiğiydi.”

Ayrıca, “Paşaların iş yapma tarzı”nın Washington’da ilgi yarattığını da vurguluyor.

EVREN, İKİ HAFTA SONRAKİ BAŞKANLIK SEÇİMİNİ BEKLEMEDİ

Anılarındaki ilginç bir nokta, Spain’in 12 Eylül darbesinden tam üç ay sonra Türkiye’deki durum hakkında danışmalar için Washington D.C.’ye gittiğinde karşılaştığı tabloyla ilgilidir. Bütün sorun, aralık ayı ortasında başkente ayak bastığında, dosyasını, büyükelçilik olarak yaptıkları değerlendirmeleri konuşacak üst düzey bir muhatap bulamamasıdır. “Bizim değerlendirmelerimizi Washington’da hiç kimsenin pek önemsemediğini gördüm” diye yazıyor.

Bunun nedeni, 4 Kasım 1980 tarihinde yapılan başkanlık seçimini Cumhuriyetçi aday Ronald Reagan kazandığı için Demokrat yönetimin bütün önde gelen isimlerinin o sırada odalarını boşaltmakta oluşudur.

NATO Konseyi, Türkiye’nin vetoyu kaldırması sonucu 20 Ekim 1980 tarihinde Yunanistan’ı yeniden askeri kanada almayı kararlaştırmıştır. Yani Başkan Carter, 4 Kasım 1980 tarihinde seçime girmeden tam iki hafta önce Yunanistan’ın dönüşünü sağlayarak ABD ve NATO açısından önemli bir stratejik kazanım elde etmiştir. İki hafta sonra seçimi kaybetse de halefi Reagan’a Yunanistan’ın entegre olduğu bir NATO’yu miras bırakmıştır.

Bu durum bizi çok temel bir soruyla baş başa bırakıyor. Türkiye vetosunu 20 Ekim tarihinde kaldırdığında ABD’deki başkanlık seçimlerine yalnızca iki hafta vardı. Evren, 20 Ekim’de vetoyu kaldırmayıp iki hafta bekleseydi, Yunanistan dosyası önce 1981 Ocak ayı sonuna kadar sürecek geçiş dönemine rastlayacak ve ardından Reagan yönetimi ile yeni bir müzakere süreci başlatılabilecekti.

Ancak olayların akışı içinde, Evren’in darbeden sonra ABD’nin siyasi desteğini yanına çekebilmek için iki hafta kadar bile beklemek istemediği ortaya çıkıyor.

Büyükelçi Spain’in aktarımlarının önemi, 12 Eylül darbesi sonrasında Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşü ile Türkiye’deki askeri rejimin ABD tarafından desteklenmesi meselesinin Ankara-Washington ekseninde birlikte ele alındığını gösteriyor olmasıdır. Evren’in Yunanistan’ın dönüşüne kapıyı açarak, bu adımın ABD yönetimi nezdinde sağladığı olumlu havayı askeri rejime ABD’nin siyasi desteğini sağlamak için kullandığını söylemek bir hata olmaz.

Yazarın Tüm Yazıları