Sağlık Bakanı Koca’nın doğru bilgi vermek için yaptığı bir davet

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, 22 Temmuz tarihinde ‘Twitter’ üzerinden yaptığı bir paylaşımda, günlük vaka tablosu mesajlarında bakanlığının internetteki http://covid19.saglik.gov.tr adresine düzenli olarak yer verdiklerine dikkat çekiyor.

Haberin Devamı

Bakan, internet sitelerinin gördüğü ilgiden çok memnun bu mesajında. “Salgının seyrini gösteren ayrıntılı grafiği; günlük ve haftalık durum raporlarını içeren sayfamız 270 MİLYON KEZ ziyaret edildi” diye yazmış.

Mesajın sonunda Bakan Koca’nın bir daveti var vatandaşlara. Şöyle diyor:

Doğru bilgi için her zaman bekleriz: http://covid19.saglik.gov.tr

BAKANLIK DOĞRU ADIMI ATMIŞTI

Ben de bir gazeteci olarak kendisinin bu davetine sıkça icabet ettim ve her akşam açıklanan turkuvaz tablolara ek web sitesine konan günlük ve haftalık ayrıntılı ‘Durum Raporları’nı dikkatle izledim uzun bir süre.

Türkçe ve İngilizce iki ayrı dilde hazırlanan bu raporlar haziran ayı sonundan itibaren yayımlanmaya başlandı. İlk ayrıntılı günlük rapor 29 Haziran tarihini taşıyor. Sekiz sayfa tutan ilk haftalık rapor ise 29 Haziran-5 Temmuz arası zaman kesitini kapsıyor.

Haberin Devamı

Bu raporların önemli bir yönü, salgınla ilgili bir hayli ayrıntılı veri aktarmalarıydı. Vakaların özellikle yaş gruplarına ve bölgelere göre dağılımlarının verilmesi, ayrıca bölgesel bazda artış ya da düşüş oranlarının gösterilmesi yararlıydı. Raporların bu formatı, salgının 12 bölge üzerinden Türkiye coğrafyası üzerindeki seyrini anlamamızı, nerede ivme kazandığını, nerede gerilemekte olduğunu karşılaştırmalı bir şekilde okuyabilmemizi mümkün kılıyordu.

Şeffaflık yönünde doğru bir adımdı. Ben de bu düşünceyle “COVID-19’la mücadelede şeffaflığa doğru gecikmiş ama yerinde bir adımbaşlığıyla kaleme aldığım 7 Temmuz tarihli yazımda düzenlemeden olumlu bir şekilde söz ettim.

ŞEFFAFLIK NEDEN HAYATİ?

Aslında pandeminin patlak vermesinden sonraki birinci dalga döneminde Koca’nın en çok eleştiri aldığı başlıklardan biri, salgınla ilgili verilerin kamuoyuyla paylaşımında bakanlığının yeterli ölçüde şeffaf davranmaması olmuştu.

Bu adım o dönemde kamuoyunda olumlu yankılandı. Şeffaflığın, salgınla mücadelede kuşkusuz stratejik bir değeri var. Her şeyden önce işin ilkesi bakımından hayati bir önem taşıyor. Çünkü toplumun güvenini kazanmak, vatandaşların bu güven duygusuyla salgınla mücadeleye katılımını sağlamak, bu yönde teşvik etmek açısından şeffaflık işin olmazsa olmazı.

Haberin Devamı

Pek çok yararı var şeffaflığın. Örneğin, salgın bir bölgede artış yönelişine girdiyse, bu durumun şeffaflık içinde paylaşılması vatandaşları o bölgeye gitmekten alıkoyacaktır. 

Keza, yaş gruplarına göre vaka dağılımının paylaşılması da COVID-19 virüsünün ayrım yapmaksızın toplumun bütün yaş katmanlarına nüfuz ettiğini göstermesi bakımından yararlıdır. Örneğin, 23 Kasım tarihli en son detaylı günlük rapora baktığımızda, virüsün özellikle 15 yaş üstünde aslında bütün yaş kümelerine nüfuz ettiğini, enfekte olmada sayıca en kalabalık grubu 25-49 yaş kesitindekilerin oluşturduğunu görüyoruz.

BİLGİ ALMAK VATANDAŞLIK HAKKI

O dönemde bilgi paylaşımında bu formata geçilmesi, Türkiye’ye uyguladığı seyahat kısıtlamasını kaldırması için AB’yi ikna amacıyla yapıldığı yolunda yorumlara da yol açmıştı. Doğrusu işin bu yönü üzerinde çok durmadım. Hangi saikle yapılmış olursa olsun, sonuçları itibarıyla son tahlilde kamusal yarar, halkın sağlığı gibi açılardan doğru olan bir düzenleme getirilmişti.

Haberin Devamı

Vatandaşlar olarak bir tehditle karşı karşıya bulunuyorsak, bu tehlikenin seyrini, etrafımızda nasıl dolaştığını, nereden nasıl yaklaşmakta olduğunu bilmek bizim temel bir hakkımız.  Bunu bilmek, kendimizi koruyabilmemiz bakımından elzem. Evlerimizden hiç dışarı çıkmayacak olsak bile, bu bilgileri öğrenmek hakkına sahibiz.

Her halükarda, toplum ne kadar doğru ve ayrıntılı bilgilendirilirse, salgınla mücadele de o kadar etkili bir şekilde  yürütülebilir.

AVRUPA’DA NASIL BU İŞLER?

COVID-19 vakalarına ilişkin veriler üzerinde bu şeffaflığın gösterilmesi Batılı ülkelerin büyük bir bölümü için zaten işin başından itibaren rutin bir uygulamaydı. Daha doğrusu, bu bir konu değil...

Haberin Devamı

Salgından itibaren belli aralıklarla incelediğim Almanya’nın hastalıklarla mücadele alanındaki saygın ulusal bilim kuruluşu ‘Robert Koch Institute’un günlük raporlarında başka pek çok verinin yanı sıra bölgesel dağılımı da günlük olarak görebilmek mümkündü. Bu verilere bir kişinin enfeksiyonu ortalama başka kaç kişiye bulaştırdığına gösteren ‘R-sayısı’ da dahil.

Aynı durum İtalya Sağlık Bakanlığı’na bağlı ‘Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün (Istituto Superiore di Sanita) yayımladığı günlük raporlarda da geçerliydi. Örnek vermek gerekirse, bu kuruluşun önceki günkü (20 Aralık) raporunda toplam 15 bin 104 vakanın 21 bölgeye göre dağılımı gösterilmişti. En çok vaka Venedik’in merkezi olduğu Veneto bölgesinde (3 bin 869 vaka) kaydedilmişti. Onu Milano’nun merkezi olduğu kuzeydeki Lombardia bölgesi (1.795 vaka) izliyordu. Sicilya’da vaka sayısı 792’ydi.

Haberin Devamı

Tabii, raporda bu bölgelere göre, hem günlük hem de toplam olarak vaka, aktif vaka, iyileşen, vefatlar gibi başlıklar altında detay bilgilere de ulaşılabiliyor.

İ AYDIR PAYLAŞILMAYAN RAPOR

Benim bir meselem var. İtalya’daki Toscana bölgesindeki vaka sayısını ve bugüne kadar salgının buradaki seyrini öğrenebiliyorum ama kendi ülkemde Akdeniz Bölgesi’ndeki rakamları bilmiyorum. Çünkü, Sağlık Bakanlığı 24 Kasım tarihinden bu yana günlük ayrıntılı raporları yayımlamıyor. Haftalık durum raporlarının en sonuncusu da 19-25 Ekim dönemine ait. Yani neredeyse iki ay öncesine...

Sağlık Bakanı Koca, “Doğru bilgi için bekleriz” demişti 22 Temmuz tarihli tweet mesajında. Ama bu davete uyarak Sağlık Bakanlığı’nın web sitesine girdiğimde bu bilgilere ulaşmak benim açımdan maalesef nafile bir çaba olarak kalıyor.

En iyisi, ben ‘Robert Koch Insititute’ ya da ‘Istituto Superiore di Sanita’ya bir göz atayım bugün. 

Yazarın Tüm Yazıları