S-400’lerde ortak üretim ve teknoloji transferi

Türkiye’nin uzun menzilli füze sistemleri konusunda neden Rus yapımı S-400’leri tercih ettiği konusunda getirilen resmi gerekçelerde ‘ortak üretim’ ve ‘teknoloji transferi’ en çok vurgulanan tezler arasındadır.

Haberin Devamı

Bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından pek çok örnek vermek mümkün. Cumhurbaşkanı, S-400’e ilişkin daha ilk beyanlarından birinde “Türkiye olarak biz kiminle ortak üretime girebilirsek burayı da tercih ederiz” diye konuşmuştur. (24 Temmuz 2017)

Erdoğan, bir süre önce Osaka’da Rusya lideri Vladimir Putin ile görüşmesinden sonra “Füzelerin ortak üretimi başta olmak üzere teknoloji transferini de içerecek şekilde ilerletilmesi bizim için de malum öncelik taşıyor” demiştir. (29 Haziran 2019)

Keza Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Türkiye artık pazar olmaktan bıktı. Ortak üretim yapacağız, teknoloji transferi yapacağız, biz de üretici olacağız” derken yine bu faktörü vurgulamıştır. (8 Mart 2019)

*

Peki Rusya bu alandaki işbirliğine nasıl yaklaşıyor? Başlangıç aşamasında Rus tarafında bu konuda sessizlik hâkimdi. Hatta bazı Rus yetkililerinin “teknoloji transferi olmayacağı” yolunda açıklamalarına da rastlanmıştı.

Haberin Devamı

Ancak Putin, bu konu kendisine sorulduğunda “Ortak üretim ve teknoloji transferi başlığı bizim açımızdan bir güven ya da bir siyasi işbirliği meselesi değildir. Bu işletmeler arasında anlaşmaya varılacak olan tümüyle ticari bir konudur. Buna ilişkin bizim hiçbir askeri, siyasi görüşümüz ve sınırlamamız yok” şeklinde bir tutum almıştır. (3 Nisan 2018)

Rusya Cumhurbaşkanı’nın ifadesinden, bu alanlarda bir işbirliğine en azından kamuoyu önünde kapıyı kapalı tutmadığını söyleyebiliriz.

Buna karşılık Putin’in sözcüsü Dmitriy Peskov, yakın zamanda “Sözleşme, üretim konusunda kısmi teknoloji transferi yapılmasını öngörüyor. Kısmi... ” diye konuşmuştur. (1 Temmuz 2019/TASS Ajansı)

Peskov’un bu ifadesinden S-400’lerle ilgili teknoloji transferinin “kısmi” olacağı, yani kapsamının çok geniş tutulmayacağı anlamı çıkıyor.

*

S-400’lerin geçen ay Türkiye’ye getirilen ve önümüzdeki nisan ayında operasyonel hale geleceği açıklanan ilk partisi ortak üretim değil doğrudan alım şeklinde ortaya çıkmıştır. Teknoloji transferi ile birlikte ortak üretim süreçleri projenin ikinci ayağına kalmıştır.

Haberin Devamı

İkinci sistem S-400’lerde teslimatın en erken 2020 sonunda başlayabileceği açıklanmıştır. Bu da bizi şimdiden 2021 başı gibi bir zaman dilimine götürüyor.

Savunma Sanayii Başkanı Dr. İsmail Demir’in 31 Temmuz tarihinde TGRT mülakatındaki açıklamasına göre, “İkinci sistemde bir ortak üretim, teknoloji paylaşımı, yazılım entegrasyonu gibi bir dizi adım olacak ve oradaki kazanımlar birinci partiye (sonradan) entegre edilecektir”. Dr. Demir’in ifadesiyle, Türkiye açısından “kazanç” ikinci aşamadaki süreçlerde şekillenecektir.

Bu sözlerden şu çıkarımı yapabiliriz: İlk parti S-400’ler önümüzdeki nisan ayında operasyonel olsa bile hedeflendiği şekilde faaliyet gösterebilmeleri, ancak ikinci aşamada elde edilecek kazanımların daha sonra sistemlere entegre edilmesiyle mümkün olacaktır.

*

Haberin Devamı

Bu noktada Türkiye açısından hassas konulardan biri kendi tehdit değerlendirmeleri çerçevesinde bu sistemlere dost ve düşman tanımlamalarının yapılabilmesi başlığında belirecektir.

Savunma Sanayii Başkanı Dr. Demir, S-400 sistemlerinin yazılımıyla ilgili konuları değerlendirirken “Bu sistemde Türkiye’nin istemediği hiçbir şey yapılamaz. Özeti bu olsun...” dedikten sonra “Alı taraf ile satıcı taraf arasında belli bir güvenin oluştuğunu” vurguluyor.

Her halükârda S-400 sistemlerinin Türkiye’nin ortak üretim ve teknoloji transferi beklentilerine ne ölçüde karşılık verdiğini, örneğin projenin ikinci aşamasında ne kadarlık bir payın ortak üretim olacağını ancak bu aşama tamamlandığında net bir şekilde görebileceğiz. Bunun için iyimser bir tahminle muhtemelen en erken 2021’e kadar beklememiz gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları