Referandumun en ilginç paradoksu

16 Nisan referandumunun sonuçlarını il ve bölge bazında incelerken çok ilginç bir paradoksla karşılaşıyoruz.

Haberin Devamı

Bu paradoks, AK Parti-MHP ittifakının 1 Kasım’a kıyasla ülkenin yalnızca doğu ve özellikle de güneydoğusunda oylarını arttırmış olmasıdır.

Muhafazakâr-milliyetçi ittifakın Türkiye’nin bunun dışında kalan bütün bölgelerinde oy toplamında kategorik bir şekilde gerilemiş olması, referandumun en çok tartışılacak noktalarından birini oluşturuyor.

Özellikle güneydoğuda MHP’nin güçlü olmadığı dikkate alındığında, oy artışıyla ilgili bu gözlemi ağırlıklı olarak AK Parti faktörüne atfetmek hata olmaz.

Bu durumu Metropoll araştırma şirketinin yaptığı bir analiz ve kendi hesaplamalarımıza dayanarak değerlendirmeye çalışalım.


ARTIŞ YALNIZCA DOĞU VE GÜNEYDOĞUDA
AK Parti ile MHP’nin güçlerini birleştirme projesinin hedeflenen sinerjiyi yaratamadığı, bu iki partinin 81 ilin 67’sinde 1 Kasım 2015 seçimindeki performanslarının altında kalmasından rahatlıkla okunabilir. Bu illerde 'evet’ oyları iki partinin 1 Kasım'daki toplamının altında kalıyor. Üstelik bu iller arasında ‘evet’ oylarının AK Parti’nin 1 Kasım’daki oyunun altında kaldığı iller de var. Örneğin, İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Antalya gibi büyük iller.

Buna karşılık 14 ilde 'evet' oyları AK Parti ile MHP’nin toplamını geçiyor. İlginçtir ki, bu illerin tümü de Doğu ya da Güneydoğu Anadolu’da. Bu iller ve 16 Nisan referandumunda 1 Kasım’a kıyasla sağladıkları artışlar yaklaşık miktarlarıyla şöyle: Şanlıurfa 44 bin, Van 37 bin, Batman 16 bin, Şırnak 28 bin, Kars 607, Mardin 32 bin, Muş 20 bin, Siirt 12 bin, Tunceli 2 bin, Ağrı 22 bin, Bingöl 8 bin, Bitlis 17 bin, Diyarbakır 64 bin, Hakkâri 19 bin.

Bu durumu Diyarbakır örneğinde detay inceleyebiliriz. MHP’nin bu ildeki oyu 1 Kasım seçiminde 6 bin 520, AK Parti’nin oyu ise 181 bin 456’ydı. Bu ikisini topladığımızda 187 bin 976 gibi bir toplama varıyoruz. Diyarbakır’da referandumda kullanılan ‘evet’ oyu ise 251 bin 733. 64 bine yaklaşan bir artış söz konusu.

Bu ilde 525 bin gibi baskın bir miktarda ‘hayır’ çıktıysa da 1 Kasım’da 580 bin olan HDP oyunda bir gerileme olduğu aşikâr. Ancak bu ilimizde seçmen sayısının 34 bin artmış olmasına karşılık katılımın 1 Kasım’a kıyasla 14 bin dolayında düştüğünü de not edelim. Ayrıca, bölgede hesaba katılması gereken bir aktör olan HÜDAPAR tabanının 1 Kasım seçiminde ağırlıklı olarak AK Parti’ye yöneldiğini varsayıyoruz.

Bu arada, AK Parti’nin artış sağladığı illerle 1 Kasım’a kıyasla katılım oranının düştüğü iller arasında önemli ölçüde bir örtüşmenin bulunduğunu da denkleme dahil etmemiz gerekiyor. Katılım oranı en çok düşen iller Gümüşhane, Hakkâri, Şırnak, Van, Muş, Iğdır, Diyarbakır, Mardin, Ağrı, Bayburt, Batman ve Bitlis gibi bir sıralama izliyor. Bu iller katılım oranında 1 Kasım’a kıyasla 8 ile 5 puan arasında bir düşüş kaydetmiştir.


BAŞKANLIK MODELİNE SICAK BAKAN KÜRTLER
Kürt oylarının durumunu geçen haftaki bir yazımızda da ayrıntılı bir şekilde değerlendirmiştik. Üzerinde genel mutabakat olan husus, HDP seçmenlerinden bir bölümünün sandığa gitmezken bir bölümünün ‘evet’ oyuna yönelmiş olmasıdır ki, bunda PKK’nın hendek siyasetine duyulan tepkilerin belli bir derecede rol oynadığı anlaşılıyor.

Buna karşılık araştırma kuruluşu Metropoll’ün Başkanı Özer Sencar’ın vurguladığı bir diğer husus, Kürtler arasında kültürel haklara ilişkin kazanımlar açısından başkanlık modelinin daha isabetli olacağı yolundaki görüşün de hesaba katılması gereğidir. Buna göre, HDP seçmeni olmakla birlikte salt bu nedenle ‘evet’ oyu kullanan Kürtler de bulunuyor.

Ayrıca, HDP sözcüleri de ısrarla özellikle kırsalda olağanüstü hal koşulları altında devlet faktörünün devreye girmesi nedeniyle ‘evet’ lehine bir baskı ortamının oluştuğunu, bunun da ‘evet’ oylarını yukarı çektiğini ileri sürüyor.


MİLLİYETÇİ OYLAR DERKEN KÜRT OYLARI...
Her halükârda AK Parti iktidarı açısından bu seçimin en yaman çelişkisi güneydoğuda aldıkları sonuçta karşısına çıkıyor. AK Parti, bütün hesaplarını milliyetçi oyları yanına çekeceği hesabıyla MHP ile ittifak yaparak yola koyulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu çerçevede milliyetçi tonların kuvvetli olduğu bir söyleme yönelmişti.

Gelgelelim bu stratejinin milliyetçi oyları AK Parti’nin yanına çekmekte büyük bir başarı sağlamadığı referandum sandıklarında ortaya çıktı.

Anadolu’nun milliyetçi coğrafyasında olmayan Kürt nüfusun yaşadığı bölgede olmuştur. Milliyetçi oylar hedeflenirken Kürt oylarından gelen bu sınırlı destek 16 Nisan referandumun en çarpıcı ironisidir herhalde.

Yazarın Tüm Yazıları