Paylaş
Yazıya göre, olaylar ÖSO bünyesindeki Hamza Tugayı ile Ahrar El Şarkiye grupları arasında meydana gelmiş. Ahrar El Şarkiye, Hamza Tugayı mensuplarını savaş esiri gibi tutuklayıp kent merkezinden çıkartmış. Neyse ki, Türk yetkililerin araya girip taraflar arasında beş maddelik bir anlaşmanın imzalanmasıyla kriz yatıştırılmış.
*
ÖSO içindeki bazı grupların kontrolü meselesi, Zeytin Dalı harekatının tamamlandığı aşamada ÖSO birliklerinin Afrin şehir merkezine girmeleriyle birlikte uluslararası medyada da yaygın bir konu olarak gündeme geldi. Bu grupların karıştıkları yağmalama olaylarıyla ilgili görüntülerin sosyal medyada yayılması, ne yazık ki olumsuz bir görüntü yarattı.
Bu gruplar üzerinde daha etkili bir denetimin tesis edilmesi ihtiyacı, ivedilikle Ankara’nın gündemine giren bir konu oldu. Basına yansıyan haberlere göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrin harekâtını yürüten İkinci Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel’e konunun üzerine gidilmesi konusunda talimat verdi.
Hürriyet’in Parlamento Bürosu Şefi Nuray Babacan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir grup AK Parti milletvekili ile yaptığı toplantıda “Şehirde yağma yapıldığına ilişkin iddialar üzerine inisiyatif alıyoruz. Bizdeki fetvacılar gibi orada da fetvacılar ortaya çıkmış. Savaş ganimetlerinin helal olduğu gibi bir fetva verilmiş. Böyle şey olmaz. Komutanı görevlendirdim, gereği yapılacak” dediğini yazdı.
Keza Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da CNN International’da, “Afrin’e giren ÖSO unsurlarının evleri yağmaladığına dair iddiaları ciddiye aldıklarını, bazı grupların verilen emirlere aykırı davranarak bu tür eylemlere girişmiş olabileceğini” belirterek, “konuyla ilgili inceleme başlattıklarını”, “halkın güvenliğini sağlamak için gerekli önlemlerin alınacağını” açıkladı.
*
Nitekim geride bıraktığımız günlerde Ankara tarafından ÖSO üzerinde kuvvetli telkinlerin yapıldığı ve ÖSO’nun da kendi imajıyla ilgili ortaya çıkan algıyı düzeltebilmek için bir dizi adım attığı anlaşılıyor. ÖSO’nun sözcüsü Yarbay Muhammed Hamadin’in, Ortadoğu haberleri üzerine yoğunlaşan Al Monitor haber portalına yaptığı açıklamalar bu konuda çarpıcı bir içerik taşıyor.
Yarbay Hamadin, Afrin’de yağmalama ve hırsızlık olaylarının tümüyle bastırıldığını belirterek, ÖSO’nun kentin giriş ve çıkış noktalarında çok sayıda kontrol noktası kurduğunu, yağmalama ve yerel halka karşı hırsızlık ve vandallık gibi hareketlere girişen çok sayıda kişinin tutuklandığını anlatıyor. Hamadin, yağmalanan eşyaların depolarda koruma altına alındığını ve sahiplerine teslim edileceğini de anlatıyor.
Hamadin, “Şehrin kurtarılmasından sonra Afrin halkını hedef alan olaylarının üstüne kararlı bir şekilde gittik. Bu kampanya, yağmalanan mallar sahiplerine teslim edilene ve hırsızlar hesap verene kadar son bulmayacak” diye konuşuyor.
Aynı haberde, sorunun ÖSO içinde yol açtığı rahatsızlığın bir uzantısı olarak, örgüt bünyesindeki Üçüncü Kolordu’ya bağlı bazı taburlarının bu olaylara karıştığı için lağvedildiği bilgisi de yer alıyor. Ayrıca, Afrinlilerin şikâyetlerini kayda almak üzere şehir merkezinde bir büro açıldığı ve ÖSO bünyesindeki bütün muhalif grupların şikâyetlerin sonuçlandırılması için işbirliğine davet edildiği anlaşılıyor.
*
Konu BM raporlarında da karşımıza çıkıyor. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Bürosu’nun (OCHA) 29 Mart tarihi itibarıyla Afrin’deki duruma ilişkin olarak açıkladığı durum raporunda, yağmalama, taşınmazların müsaderesi ve sivillere dönük tehdit olaylarına ilişkin haberlerin alındığı, ancak bu olayların 18 Mart tarihinde rapor edildiği başlangıç dönemine kıyasla daha küçük ölçekte yaşandığının anlaşıldığı belirtiliyor.
Görüleceği gibi, ÖSO içindeki bazı unsurların neden olduğu yağmalama olayları ve diğer eylemlerin ciddi bir sorun yaratmış olduğunu objektif bir tespit olarak belirtebiliriz.
Afrin’de ortaya çıkan bu hadiselerin üzerine gidilip sorumluların hesap verdiğinin inandırıcı bir şekilde ortaya konması, Zeytin Dalı harekâtının algısı bakımından zorunludur.
Paylaş