Paylaş
Konu dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasında Brüksel’de yapılan ikili görüşmede de gündeme geldi. ABD’nin Afganistan’dan tümüyle çekilmesi ne gibi sonuçlara yol açar? Geride TSK’nın kalması ne gibi riskler yaratır? Türkiye’nin bu riski alması doğru mudur?
Bu gibi konuları Türkiye’de sormamız gereken en önemli isimlerden biri, 2003-2006 yılları arasında NATO’nun Sivil Temsilcisi unvanıyla Afganistan’da görev yapmış olan eski Dışişleri Bakanı ve TBMM Başkanı Hikmet Çetin olmalıdır.
Çetin, bu görevini tamamladıktan sonra 2011 yılında BM’nin Cezayirli eski Afganistan Temsilcisi Lakhdar Brahimi ile ABD’li diplomat Thomas Pickering’in başkanlıklarında “Afganistan: Barışı Müzakere Etmek” başlıklı raporu hazırlayan ekibin içinde de yer almıştı.
Afganistan’da birçok kesimde “Hikmet Ağabey” diye hitap edilen Çetin, görevinden ayrıldıktan sonra da bu ülkeyle temasını kesmiş değil.
TÜRKİYE AFGANİSTAN’I YALNIZ BIRAKMAMALI
Çetin, “Ben Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afganistan’da görev yapmasından yanayım. TSK’nın Afganistan’a katkı yapmasının büyük yararı olacağına inanıyorum. Türkiye, Afganistan’ı yalnız bırakmamalıdır” diye söze giriyor ve şöyle devam ediyor:
“Kabul edelim ki, Afganistan’da bugünkü durum benim görev yaptığım 2003-2006 dönemine kıyasla çok daha kötü. Bir kere Taliban, Kabil’i hariç tutarsanız araziye büyük ölçüde hâkim durumda. ABD’nin taahhüt ettiği gibi eylül ayında çekilmesiyle birlikte, önümüzdeki dönemde çok sıkıntılı bir dönemin başlayacağını tahmin etmek hiç de güç değil.”
DİKKAT, TALİBAN YÖNETİME KATILACAK
Ardından, Taliban’ın geçiş hükümetine katılarak iktidarı paylaşmaya başlayacağını ve bu durumun daha sonra da devam edeceğini hatırlatıyor: “Bu geçiş hükümetinin nasıl kurulacağı çok zor bir mesele. Ülkenin adının ne olacağı bile müzakereye açık duruyor. Durum o kadar karışık ki... Bir istikrar tablosu görünmüyor.”
Çetin, geçiş dönemi ve sonrasında karşılaşılabilecek sorunlarla ilgili uzun bir döküm çıkartıyor. Taliban güçleri ile geride bıraktığımız dönemde şekillenen ordu ve polis gücünün nasıl birlikte çalışacakları en zor sorulardan birini oluşturuyor. Yine Çetin’e göre, muhakkak Pakistan’ı da Afganistan’da çözümün bir parçası olarak görmek gerekiyor.
NATO’nun eski Afganistan temsilcisi, ülkenin ayakta kalabilmesini sağlamak üzere bir ekonomik yardım paketine ihtiyaç duyulacağına dikkat çekiyor. Özellikle Afgan ordusu paralı askerlik esasına göre kurulduğu da için ordunun finansmanı da önemli bir kaynak ihtiyacı yaratacaktır. Her halükârda Afganistan için ciddi boyutlarda bir fon oluşturulması gerekecektir. Çetin, bu noktada yine ABD’ye rol düşebileceğini belirtiyor.
EN HASSAS KONU KADINLARIN DURUMU
Bu arada Hikmet Çetin, “Bence en önemli konu kadınların durumu...” diyerek nedenini şöyle açıklıyor:
“Taliban felsefesinde kadının yeri evidir. Evinden dışarı çıkmamalıdır. Toplum hayatında evi dışında bir rolü olmamalıdır. Taliban, kadınların eğitim almasına, bu çerçevede kız çocuklarının okula gitmesine bile karşıdır. Görev yaptığım dönemde kadınlar bize gelip, ‘İnşallah yapacağınız bir anlaşmanın bedelini kadınlara ödetmezsiniz’ diye uyarırlardı. Taliban’ın ülke yönetimine yeniden katıldığında kadınlar konusunda nasıl davranacağı en hassas sorulardan birini oluşturuyor. Kadınların geçen dönem içinde elde ettikleri kazanımların kaybedilmemesi şart. Kadınların kazanımları ve hakları uluslararası toplumun da kırmızı çizgisidir.”
Çetin, bu konuda ne bekliyor? Eski dışişleri bakanı, soru karşısında ciddi bir ihtiyat payı bırakıyor: “Taliban da bütün dünyada dikkatlerin bu soruya yöneleceğinin farkında. Taliban da yeni dönemde kadınlar konusunda dikkatli olacağını söylüyor. İlk dönemde ileri gitmeyebilirler ama daha sonra ne yaparlar onu bilemeyiz...”
TSK KABİL’DE GÖREV ÜSTLENEBİLİR
Peki Hikmet Çetin bugün Türkiye ile ABD arasında görüşülmekte olan Kabil Havalimanı’nın güvenliği ve işletmesinin yeni dönemde TSK tarafından üstlenilmesi konusuna nasıl bakıyor?
“Ben belirli koşulların karşılanması halinde bu görevi en iyi yapabilecek ülkenin Türkiye olduğunu ve TSK’nın da bu görevde çok başarılı olacağını düşünüyorum. TSK zaten geçmişte NATO çerçevesinde iki kez bu görevi üstlendiği için gerekli tecrübeye sahip. Ayrıca, yeni dönemde de ordunun ve polisin eğitiminde yine Türkiye rol oynamalıdır” diye yanıtına başlıyor Çetin ve ekliyor:
“Türkiye’nin Afganistan’da büyük bir prestiji ve ağırlığı var. Bunun pek çok nedeni var. Türkiye Atatürk döneminden başlayarak ordunun eğitimi dahil olmak üzere birçok alanda bu ülkeye büyük katkı yapmıştır. Sadece Türkiye’de Mülkiye’den mezun olup sonra ülkesinde üst düzey görevlere gelmiş olan 40 Afganlı var. Benim zamanımda dışişleri bakanı olan Rangin Spanta Mülkiye’de yüksek lisans yapmış bir şahsiyetti. Türkiye’deki askeri okullardan mezun olup genelkurmay başkanlığına kadar çıkan Afganlılar var. Halkta Türkiye’ye büyük bir sevgi vardır. Bana göre dünyada Türkiye sevgisi en yüksek olan halk Afgan halkıdır.”
ANCAK TALİBAN’IN ONAYI ŞART
Peki, Kabil Havalimanı’nın güvenliği hangi koşullarla üstlenilmelidir?
Çetin, şu yanıtı veriyor:
“Taliban’ın Trump yönetimi ile yaptığı anlaşmaya göre, tüm yabancı silahlı güçlerin 1 Mayıs’ta Afganistan’dan ayrılmış olması gerekiyordu. Biden yönetimi bu süreyi 11 Eylül’e kadar uzattı. Taliban, yakın zamanda ABD ile yaptığı bu anlaşmaya dayanarak hiçbir yabancı gücü kabul etmeyeceklerini, Türkiye’yi yabancı güç olarak gördüklerini, bu nedenle Türkiye’nin kalmasına da karşı olduklarını açıkladı. Bu itirazın bu aşamada geçerli olduğu anlaşılıyor. Buradaki bütün mesele, Taliban’ın da onayının sağlanmasıdır. Taliban’ın onayı olmadan gidilmesi sıkıntı yaratır. Bütün yabancı güçler çekildikten sonra ikili bir anlaşma çerçevesinde, uluslararası bir kimliğin dışında bağımsız bir kimlikle Afganistan’a gidilebilir. Böyle bir durumda NATO ve BM gibi kurumların Türkiye’ye destek olması yararlı olacaktır.”
Çetin, altını çiziyor: “Bu düşünce ancak Taliban’ın onayıyla uygulanabilir. Bu onay olmadığı takdirde zaten hayata geçirilmemesi gerekir. Çünkü bu takdirde Türkiye açısından ciddi güvenlik riskleri doğacaktır.”
TALİBAN İKNA EDİLEBİLECEK Mİ?
Bu çerçevede geçmişte Taliban temsilcileriyle yaptığı konuşmalardan şu alıntıları da aktarıyor Çetin:
“Çok iyi hatırlıyorum, Taliban temsilcileri sohbetlerimizde ‘Sizi kardeş olarak görürüz ama siz buraya NATO uluslararası gücüyle geldiniz’ derlerdi. Üstelik o yıllarda bugünkü kadar güçlü de değillerdi.”
Kritik soru, bu durumda Türkiye’nin Afganistan’da üstlenmesi tasarlanan rol konusunda Taliban’ın da ikna edilip edilemeyeceği meselesinde düğümleniyor.
Paylaş