Paylaş
Bu dosyada meydana gelen iki gelişme beni bu yazıya yöneltti.
Bu gelişmelerden birincisi, Yeşiller Partisi’nin kuruluş başvurusunun sonuçsuz kalması üzerine bu partinin kurucuları ile İçişleri Bakanlığı arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkta Ankara’daki idare mahkemesi tarafından verilen kararla ilgilidir. Mahkemenin kararı İçişleri Bakanlığı aleyhinde çıkmıştır.
İkinci gelişme ise bu partinin kurucularının İçişleri Bakanlığı’nın olumsuz tutumunun sonucu olarak, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı çerçevesinde önümüzdeki 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçime katılabilme imkânından yoksun kalmış olmalarıdır.
*
Konunun özünde yatan mesele şöyle özetlenebilir: Avrupa’daki benzerlerine uygun, özellikle çevre ve iklim değişikliği sorunlarına öncelik veren bir programla yola koyulmak isteyen Yeşiller Partisi’nin kurucuları, 21 Eylül 2020 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na başvurularını yapmıştır.
Ancak yasa uyarınca başvurudan sonra gerekli “alındı belgesi” İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenmediği için, Yeşiller Partisi kuruluş sürecini iki yıldır bir türlü başlatamıyor. Çünkü bir siyasi partinin örgütlenme çalışmaları, bağış toplama gibi faaliyetlere başlayabilmesi ancak bu belgenin verilmesinden sonra mümkün olabiliyor.
Anayasa’nın 68’inci maddesinin hükmü çok açık. Siyasi partilerin “önceden izin almadan kurulacaklarını ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdüreceklerini” söylüyor bu madde.
2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın partilerin kuruluşunu düzenleyen 8’inci maddesinde kuruluş aşamasında İçişleri Bakanlığı’na iletilmesi gereken parti tüzüğü ve programı, kurucuların nüfus kayıt örnekleri gibi belgeler sıralandıktan sonra “Bu bilgi ve belgeler alındığı anda İçişleri Bakanlığı’nca bir alındı belgesi verilir” deniliyor.
Gelgelelim “alındı belgesi”nin verilmemesi Yeşiller Partisi kurucuları ile İçişleri Bakanlığı arasında uzun bir hukuk mücadelesini tetiklemiştir. İlginç olan bir nokta, 2020 sonbaharındaki ilk aşamada bakanlığın bu belgelerde bazı eksiklikler tespit edip bunların düzeltilmesini kuruculardan istemiş olmasıdır.
Yeşiller Eş Sözcüsü Koray Urbarlı’nın belirttiğine göre, telefonla kurulan bu iletişimden sonra istenen düzeltmeler yapılarak bakanlığa iletilmiştir. Aslında bu aşamada tesis edilmiş olan ilişki bile belgelerin bakanlık tarafından alındığının açık bir delilidir.
*
Ancak alındı belgesinin bir türlü düzenlenmemesi üzerine 28 Aralık 2020 tarihinde partinin avukatları tarafından bir dilekçe ile İçişleri’ne bu belgenin verilmemesinin nedeni sorulmuştur. Yöneltilen sorulara idarece tam olarak yanıt verilmeyince, bu tutumun “zımnen ret” işlemi anlamına geldiği belirtilerek bu işlemin iptali için 23 Mart 2021 tarihinde Ankara 8’inci İdare Mahkemesi’nde dava açılmıştır kurucular tarafından.
İdare mahkemesi, geçen 15 Eylül tarihinde İçişleri Bakanlığı’nın dava konusu olan hareket tarzı hakkında “yürütmeyi durdurma” kararı vermiştir.
Peki mahkemenin bu kararından sonra ne olmuştur?
Bu karar da sonuç getirmemiştir. Bu arada, parti kurucuları yeniden Ankara’ya giderek parti kuruluşu için gerekli belgeleri 9 Aralık 2022 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na bir kez daha sunmuştur. Urbarlı’nın açıklamasına göre, bakanlık yetkilileri belgelerin bu kez elektronik posta üzerinden gönderilmesini istemiştir. Belgelerin bu kez
“WeTransfer” aktarımıyla gönderilmesine karşılık yine bir gelişme sağlanmamıştır.
Süreç bu şekilde kilitlenerek seyrederken, daha önce yürütmeyi durduran Ankara 8’inci İdare Mahkemesi geçen 26 Ocak’ta bu kez esastan kararını vermiştir.
Mahkeme, dava konusu olan işlemde bakanlığın tutumu açısından “hukuka ve mevzuata uyarlılık bulunmadığına” hükmetmiştir.
*
Dava dosyasına göre, İçişleri Bakanlığı, 6 Ekim 2022 tarihli savunmasında evrak kayıt sisteminde yapılan inceleme sonucunda Siyasi Partiler Yasası’nın 8’inci maddesi çerçevesinde “sayılan evrak teslim edilmediğinden dolayı alındı belgesinin düzenlenemediğini” söylüyor.
Buna karşılık, aynı yazıda daha sonra, bu inceleme sonucu bakanlık kayıtlarında Yeşilller Partisi’nin kuruluşuna ilişkin olarak 2020 sonunda verilen dilekçenin bakanlık kayıtlarında 5 Ocak 2021 tarihi itibarıyla yer aldığı kabul ediliyor. Ancak siyasi partiler yasasının yine aynı ilgili maddesinde sayılan evrak teslim edilmediğinden dolayı alındı belgesinin düzenlenemediği savunması yapılıyor.
*
Ankara 8’inci İdare Mahkemesi’nin verdiği karar birçok bakımdan önem taşıyor. Mahkeme özetle diyor ki, madem “başvurucuların dilekçelerinin akıbetini sormak için 28 Aralık 2020 tarihli yaptıkları başvuru 5 Ocak 2021 tarihinde bakanlık kayıtlarına girmiştir”, bu durumda “artık davacıların parti kuruluş başvurusu bulunmadığı veya parti kurma iradelerinin olmadığından söz edilemez”.
Heyetteki üç yargıcın oybirliği ile aldığı kararda, ilginç bir nokta daha vurgulanıyor. Kararda, İçişleri’nin savunmasına karşı “Davacılar tarafından olmayan bir başvuru üzerine huzurdaki davayı açmaları hayatın olağan akışına aykırıdır” deniliyor. Yani, başvurunun yapılmadığının ileri sürülemeyeceği mesajı veriliyor.
*
Kanaatime göre, kararının en dikkat çekici noktalarından biri, mahkemenin hükmünü önemli ölçüde Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) içtihatlarına dayandırmasıdır. Bu çerçevede öncelikle AYM’nin “Hukuk güvenliği ilkesi”ne ilişkin içtihadına kuvvetli bir vurgu yapılıyor.
Karara göre, kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan bu ilke, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılıyor.
Bir diğer içtihat “hukuki belirlilik” ilkesine ilişkindir. Bu ilke de yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net ve anlaşılır olmasıdır. Ayrıca, yasal düzenlemelerin “kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini de” öngörüyor mahkemenin atıf yaptığı AYM içtihatı.
Mahkeme, kararın girişinde ana çerçeve olarak vurguladığı bu içerikteki AYM içtihatlarına en sondaki hüküm cümlesinde yer vermiş, İçişleri Bakanlığı aleyhindeki hükmünü özellikle bu iki ilkeye de dayandırmıştır.
Kararda temel hak ve hürriyetler arasında yer alan örgütlenme özgürlüğü kapsamındaki siyasi partilerin kuruluşunun herhangi bir izne tabi olmadığı, parti kurucularının yükümlülüğünün yalnızca ilgili yasanın sekizinci maddesinde belirtilen belgelerin idareye eksiksiz sunulması olduğu kaydediliyor.
*
“Alındı belgesi” hâlâ verilmiş değildir. Anlaşmazlık muhtemelen bundan sonraki aşamada istinaf mahkemesine gidecektir. Bu arada Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, 11 Mart tarihinde yaptığı açıklamada, yürüttükleri inceleme sonucunda 36 siyasi partinin seçime katılmaya hak kazandığının tespit edildiğini duyurmuştur. İki yıldır kurulamadığı için Yeşiller Partisi bu listede yoktur.
Yeşiller Eş Sözcüsü Koray Urbarlı, dün sorularımı yanıtlarken “Ortaya çıkan tablo karşısında üzgünüz, çünkü sonuçta seçime katılabilmemiz açısından önümüz kesilmiş oldu. Ancak yine de mahkemenin kararını demokrasi ve siyasi haklar bakımından çok değerli buluyoruz” diye konuştu.
Dün ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın web sayfasında “Faaliyette Olan Siyasi Partiler” listesine baktığımda Yeşiller Partisi’nin kuruluş dilekçesini 21 Eylül 2020 tarihinde vermesinden sonra geçen yaklaşık iki buçuk yıl içinde Türkiye’de 31 partinin daha kurulduğunu ve halen faal göründüğünü fark ettim.
Paylaş