Paylaş
Bu kez salgının Türkiye’deki seyrini dünyadaki gidişatı ve özellikle önde gelen Avrupa ülkelerindeki son gelişmelerle karşılaştırmalı bir şekilde değerlendirmeye çalışalım.
Yola çıkarken önce Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) web sitesinde yayımladığı küresel tabloya göz atalım. DSÖ, bu tabloda dün Sağlık Bakanlığı’nın önceki günkü paylaşımında duyurulan 329 bin 138 sayısını kullanmıştı. Bu tabloda, Türkiye toplam vaka sayısı 300 binin üzerinde olan ülkeler için kullanılan koyu mavi renkle kaplı bir ülke. Bakanlığın son dönemde COVID-19 testi pozitif çıkmış belirti gösteren ‘hastalar’ için verdiği bu sayı DSÖ’nün tablosunda ‘teyitli vaka’ olarak takdim ediliyor.
Bir başka önemli veri tabanı ABD’deki prestijli Johns Hopkins Üniversitesi’nin açık kaynaklar üzerinden oluşturduğu gösterge tablosu. Türkiye, dün buradaki toplam vaka sıralamasında Sağlık Bakanlığı’nın önceki gün açıkladığı 329 bin 138 sayısı ile dünyanın 20’nci ülkesi olarak görünüyordu. (Hasta sayısı bu listede de vaka olarak gösteriliyor.)
Bu sıralamada ABD 7.5 milyon teyitli vakayla birinci geliyor. Onu 6.8 milyon vakayla Hindistan ve 5 milyon vakayla Brezilya izliyor. Tepedeki bu kümeden sonra dördüncülükte 1.2 milyon vakayla Rusya’yı görüyoruz. Bunlar dışındaki bütün ülkeler vaka sayısında 1 milyon eşiğinin altında yer alıyor.
Sıralamada Avrupa cephesinde İspanya yaklaşık toplam 835 bin vakayla 7’nci, Fransa 693 bin vakayla 10’uncu, Birleşik Krallık 546 bin vakayla 12’nci, İtalya 333 bin vakayla 18’inci geliyor. Almanya 311 bin vakayla 23’üncü sırada yer alıyor.
*
Geride bıraktığımız yaz aylarıyla kıyasladığımızda Türkiye’nin toplam vaka sıralamasındaki yerinin gerilediğini belirtmeliyiz. Türkiye, geçen nisan ayında salgının ilk dalgasında bu başlıkta ilk 10 içinde yer almış, örneğin 20 Nisan tarihinde 7’nciliğe kadar çıkmıştı. Ardından vaka artış hızının düşmesi ve yeni ülkelerin denkleme girmesiyle birlikte, Türkiye listede aşağı doğru inmeye başlamıştı. Örneğin, 17 Haziran’da 13’üncü sıraya inmişti.
Bir ülkenin salgınla mücadelede küresel sıralamadaki yerini değerlendirebilmek bakımından başvurulacak önemli bir referans test yapma kapasitesidir. Türkiye, geçen salı günü 11 milyonun üzerine çıkan toplam test sayısıyla sıralamada 11’inci geliyor. Çin’in bugüne dek 160 milyon, ABD’nin 114 milyonun üstünde test yaptığını kayda geçelim. Avrupa cephesinde Birleşik Krallık 26 milyon, Almanya 18 milyon, İspanya 13.7 milyon testle yukarı sıralarda yer alıyor. İtalya 12 milyon, Fransa ise 11.7 milyon toplam test sayılarıyla Türkiye’nin hemen üstünde konumlanıyor.
*
Burada, COVID-19 vakalarının özellikle haziran sonu ile temmuz ayına yayılan dönemde Batı Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümünde belirgin bir düşüş gösterdiğini, ancak ağustos ortası ve eylül ayından itibaren ‘ikinci dalga’ halinde kaygı verici ölçülerde bir tırmanışa geçtiğini görüyoruz.
Salgının ilk döneminde virüsten en sert etkilenen ülkelerden İtalya ve İspanya bu duruma örnek olarak gösterilebilir. İtalya, geçen temmuz ayında günlük yeni vakaları 100’lere kadar çekebilmişken günlük olgular ağustos sonuna doğru yükselişe geçti. İtalya’da önceki gün yeni vaka sayısı 3 bin 678 olarak gerçekleşti. Bir gün önce bu sayı 2 bin 677’ydi. Önceki günkü rakam İtalya’yı vaka sayılarında nisan ayının ortasındaki eşiğe geri götürüyor.
Yine haziran ayı sonunda günlük vakaları 200’lere kadar indirmeyi başaran ancak temmuz ayının ikinci yarısından itibaren kontrolü kaybeden İspanya’da yeniden günlük 10 binli rakamlarla karşılaşılıyor. Hatta ilk dalganın çok kötü yaşandığı mart ayının da üstüne çıkan sayılara rastlanıyor. İspanya’da önceki gün 6 bin dolayında vaka açıklandı.
Durumu en düşündürücü olan ülkelerden biri Fransa. Bu ülkede önceki gün 18 bin 746 yeni vaka duyuruldu. Salgının ilk dalgasında günlük en yüksek vakaya 7 bin 578 sayısıyla 31 Mart tarihinde rastlanmıştı. Yeni vaka sayısı ilkbahara kıyasla iki katın da üstüne çıkmış görünüyor.
Birleşik Krallık’ta da Fransa gibi sert bir çıkış eğrisi gözlemek mümkün. Haziran sonu ve temmuz ayı boyunca 1.000’li eşiğin altında seyreden günlük vakalar ağustos ayıyla birlikte yeniden yükselmeye başladı ve eylül ayında tırmanışa geçti. Önceki gün açıklanan yeni vaka sayısı 14 bin 162 oldu. İlk dalgada en yüksek vaka 10 Nisan tarihinde kaydedilmişti: 7 bin 860... Önceki günkü sayı bunun iki katına yaklaşıyor.
*
Görüleceği gibi, özellikle Fransa ve Britanya’da durum gerçekten ürkütücü bir seyre girmiş görünüyor. Bütün Avrupa’yı kaplayan bu genel yöneliş içinde kısmen teselli bulunabilecek tek gelişme vefat sayılarının bu artışlarla kıyaslandığında yüksek bir düzeyde çıkmamasıdır. Tıp dünyasının COVID-19’la baş etmede kazandığı tecrübenin, salgınla mücadelede kat edilen mesafenin ölüm sayılarının aşağı çekilmesi açısından önemli bir sonuç yarattığı görünüyor.
Bu gözlemimizi bir örnekle açıklayalım. İtalya’da önceki gün ölü sayısı 31’di. İlk dalgada 27 Mart’ta bir günde 921 kişi hayatını kaybetmişti. Vaka sayısının İtalya’dan çok daha fazla olduğu Fransa’da önceki gün 80 ölüm raporlandı. Bu ülkede geçen ilkbaharda günlük vefat sayısında 1.000 eşiğinin üstüne çıkıldığı günler olmuştu.
Birleşik Krallık’a baktığımızda, yaz ortasında genellikle günde 10’lu basamaklarda seyreden vefat sayısı 70’li basamaklara çıkmıştır. İspanya’ya gelirsek, ekim ayının ilk haftasının COVID-19’dan vefat ortalaması 110’dur. İspanya 2 Nisan tarihinde bir günde 961 ölüm görmüştür.
Almanya’da ise COVID-19 göstergelerinde yukarı doğru bir hareket gözlenmekle birlikte, durum diğer örneklere kıyasla daha kontrol altında görünüyor. Almanya’da günlük vakalar önceki gün 2 bin 828’e çıkmış, vefat edenlerin sayısı da 16 olarak açıklanmıştır.
Türkiye’deki vefat sayılarının ise eylül ayının ikinci yarısında 60’lı, 70’li basamaklarda seyrettikten sonra geçen cumartesi gününden bu yana 50’li basamağa indiğini belirtelim. Önceki günkü vefat sayısı 56’dır.
*
Yeni vaka sayılarına gelince, Türkiye’yi bu göstergede söz konusu ülkelerle kıyaslamakta, ne yazık ki yöntemden kaynaklanan temel bir güçlükle karşılaşıyoruz. Şöyle ki, değindiğimiz ülkeler, örneğin Almanya ve İtalya pozitif çıkan bütün vakaları duyururken, Türkiye testi pozitif çıkanlar içinden yalnızca semptom gösterenleri açıklıyor. Örneğin, önceki gün bu şekilde 1.581 ‘hasta’ açıklanmıştır. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın testlerin yüzde 10’unun pozitif çıktığını açıklamasından yola çıkarak, vaka sayısıyla ilgili ancak tahmin yürütülebilir. Bu da bizi Türkiye için günlük vakalarda 11 bin gibi bir tahmin aralığına getiriyor.
Ayrıca, yapılan testlerde pozitif çıkan bütün vakaların şeffaf bir şekilde kamuoyuna duyurulmasının kesin bir sonucu, Türkiye’nin küresel sıralamada 20’nci sıradaki yerinin yukarı doğru çıkması olacaktır.
Paylaş