İdlib’deki askeri gözlem noktalarının işlevleri dönüşüyor

Her şey büyük bir iyimserlikle başlamıştı. Türkiye, Rusya ve İran, 4 Mayıs 2017’de imzaladıkları Astana Mutabakatı ile Suriye’de dört ayrı güvenli bölge ilan etmişler ve bu bölgelerde kurulacak çatışmasızlık düzeninin esaslarını karara bağlamışlardı.

Haberin Devamı

İdlib’deki askeri gözlem noktalarının işlevleri dönüşüyor

Bunlardan biri de İdlib gerilimi düşürme bölgesiydi. İdlib vilayetinin yanı sıra bitişiğinde Halep’in batısı, Lazkiye’nin doğusu ve Hama’nın kuzeyinde muhalefetin kontrolü altındaki sınırlı bazı alanlar da bu bölgeye dahil edildi.

Astana Mutabakatı’nın getirdiği önemli bir mekanizma rejimle silahlı muhalefet arasında hedeflenen çatışmasızlığın gözetimine ilişkindi. Mutabakata göre, güvenli bölgelerin sınırları boyunca çatışan taraflar arasında çarpışmaları önlemek amacıyla ‘güvenlik şeritleri’ oluşturulacaktı. Metnin dördüncü maddesine göre, “Güvenlik şeritlerinde ateşkes rejimine riayetin sağlanması için gözlem noktaları yer alacaktı”.

Haberin Devamı

Bu amaçla İdlib bölgesinin iç çeperlerindeki şeritte Türkiye’nin 12 askeri gözlem noktası kurması kararlaştırıldı. Sınırın dış çeperlerinde ise Rusya 10, İran da 7 gözlem noktası kuracaktı.

Türk Silahlı Kuvvetleri, İdlib’deki ilk gözlem noktasını, 13 Ekim 2017 tarihinde Afrin’in hemen güneyindeki Salva köyü civarında kurdu. Her biri küçük ölçekli birer askeri üs olan bu noktaların tesis edilmesi kademe kademe tamamlandı. En son 16 Mayıs 2018 tarihinde kurulan, İdlib’in batısındaki Cişr eş Şuğur kasabasının bitişiğinde İştabrak’taki 11 numaralı gözlem noktasıydı.

Bu arada, 17 Eylül 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya lideri Vladimir Putin arasında imzalanan 10 maddelik Soçi Mutabakatı’nda getirilen ateşkes rejimi İdlib’deki bu gözlem noktalarının önemini daha da arttırdı. Bu mutabakatın birinci maddesinde İdlib’deki gözlem noktalarının güçlendirilmesiöngörüldü.

RUSYA DİKKATLİ GİDİYORDU, ANCAK...

Burada altı çizilmesi gereken kayda değer bir nokta var. Özellikle geçen mayıs ayından itibaren ateşkes rejiminin açık bir şekilde bozulması ve ağustos ayında Esad ordusu ve Rus savaş uçaklarının ortak harekâtlarının tırmanmasıyla birlikte sahada yaşanan bütün sert çatışmalara rağmen Türk gözlem noktaları bu sıcak gelişmelerden çok fazla etkilenmedi. Gerek Rusya gerek rejim, Türk gözlem noktalarını çatışmaların dışında bırakmak konusunda -sınırlı istisnalar
haricinde- genellikle dikkatli bir tutum içinde oldular.

Haberin Devamı

İdlib’de yoğun hava bombardımanı yaşanır, sahada çatışmalar bütün şiddetiyle sürerken TSK unsurları İdlib içinde 12 gözlem noktası arasında sürekli hareket ediyor, lojistik destek, personel değişimi amacıyla konvoylar bu bölgeye girip çıkıyor ve hiçbir ciddi olumsuzluk yaşanmıyordu. Kuşkusuz Türk ve -Suriye tarafını da temsil eden- Rus askeri makamları arasında işleyen sürekli bilgi akışı ve yakın koordinasyon bu durumda kritik bir rol oynuyordu.

Ancak önceki gün meydana gelen ve Esad ordusunun açtığı top ateşi sonucu 7’si asker olmak üzere 8 vatandaşımızın şehit olduğu hadise, geçen yaklaşık iki yıla hâkim olan bu dikkatli tutumun terk edilmesi anlamında bir ilktir.

Haberin Devamı

 GÖZLEM NOKTALARI MUHARİP ROLDE

Bu arada son dönemde İdlib’de ateşkes rejiminin fiilen kalkmış olması, büyük göç dalgalarının ortaya çıkması ve son can kayıplarının da işaret ettiği tehlikeli tırmanış, bu gözlem noktalarını kamuoyu gözünde yeniden tartışma konusu haline getirmiştir.

Bununla birlikte, Ankara’daki karar vericilerin bu gözlem noktalarına Türkiye’nin Suriye’de sahada varlığını göstermesi, böylelikle Suriye denklemi içinde güçlü bir pozisyon edinmesi bakımından hayati bir rol yükledikleri de vurgulanmalıdır. Bu bakışa göre, Türkiye, gözlem noktaları üzerinden sahadaki askeri gücüyle Suriye’deki gelişmeler üzerinde etki icra edebilme, ağırlığını koyabilme yeteneğini de kazanmaktadır.

Haberin Devamı

Bu noktada söz konusu üslerin görev çerçevelerinin önemli bir dönüşümden geçtiğini gözlemek mümkün. Yakın zamana kadar daha çok edilgen bir konumda faaliyet gösteren bu noktalar, geride bıraktığımız günlerde askeri anlamda oldukça etkin bir işlev kazanmıştır. Önceki gün 8 vatandaşımızın ölümüne yol açan saldırının ardından Esad ordusuna verilen ağır karşılık, büyük ölçüde gözlem noktalarındaki topçu bataryaları üzerinden icra edilmiştir. Gözlem noktaları, bu kez muharip bir rol üstlenmiştir.

 ÜSLERE KUVVETLİ TAKVİYE HAMLESİ

Türkiye, söz konusu askeri merkezleri kuvvetli ölçülerde takviye etme yoluna gitmektedir. Perşembe günü yapılan MGK toplantısının ardından geçen cuma gününden pazartesi gününe kadar geçen süre içinde İdlib’e takviye amaçlı bir dizi askeri konvoy sevkıyatı gerçekleştirilmiştir.

Haberin Devamı

İkinci bir adım, yeni bir göç dalgasının önünü kesmek ve rejimin kuzeye doğru ilerleyişini durdurmak üzere stratejik noktalarda ‘kontrol noktaları’ tesis edilmesidir. Geçen cuma günü Serakib’in kuzeyi, güneyi ve doğusundaki üç anayol üzerinde kontrol noktaları devreye sokulmuştur. Geçen ağustos ayında Maarat el Numan’ın hemen güneyinde M-5 otoyolu üzerindeki Maar Hitat’ta da bir ‘mevzi bölge’ kurulmuştu.

Atılan bu askeri adımlarla birlikte Serakib’de çok yakın zamanda yaşandığı üzere ciddi risklerin göze alındığını belirtmeliyiz. Rejimin İdlib’de güneyden kuzeye doğru sürekli alan kazanması sonucu (8) ve (9) numaralı gözlem noktaları bugün Esad ordusu tarafından çevrelenmiş durumdadır. Bu yöneliş önümüzdeki dönemde devam edebilir. Maar Hitat’taki mevzi bölge kuzey, güney ve doğudan çevrelenmiştir, yalnızca batıya açık bir cephesi kalmıştır. Benzer bir durum kuzeyde Halep’e yakın (5) numaralı gözlem noktasında da yaşanıyor.

Bu arada, Esad ordusunun M-5’in doğusunda (6) ve (7) numaralı noktalara da çok yaklaştığı gözleniyor. İdlib’in batısındaki (10), (11) ve (12) numaralı gözlem noktaları da zaten Esad ordusu ile büyük ölçüde görüş mesafesi yakınlığındadır.

İdlib’deki krizin tehlikeli seyri içinde Türkiye’nin buradaki askeri birlikleri önümüzdeki dönemin en hassas başlıklarından biri olacaktır.

 

Yazarın Tüm Yazıları