Paylaş
Musa Kart, dünkü sohbetimizde “Gülen’in ordudaki tırmanma sürecini daha o günlerden sezip bu duruma dikkat çekmek istemiştim. Şimdi aklımda değil ama 2000’li yılların başlarında çizmiş olmalıyım” dedi bu karikatüründen söz ederken.
Uzun yıllar Cumhuriyet’in birinci sayfasına çizen karikatürist Kart, Fetullah Gülen’i bugüne dek çizimlerine ne kadar konu ettiğini hatırlamıyor, “Gülen’i bildim bileli hep çizdim” diye konuşuyor. Muhtemeldir ki, çizdiği Gülen karikatürlerini toplasa bu seçki rahatlıkla kitaba dönüşecek bir hacmi bulur.
Gelin görün ki, İstanbul Bölge Adliye (istinaf) Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin ‘onama’ kararı sonucu hakkındaki “PKK, DHKP-C ve FETÖ/PDY terör örgütlerine bilerek ve isteyerek yardım ettiği” yolundaki hüküm kesinleştiği için Musa Kart önümüzdeki günlerde yeniden cezaevine girecektir.
Cumhuriyet gazetesi soruşturmasında 5 Kasım 2016 tarihinde tutuklanarak hapse atılan ve toplam dokuz ay Silivri’de kalan Kart, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sonunda 25 Nisan 2018 tarihinde 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
İstinaf mahkemesinden geçen pazartesi günü çıkan onama kararının ardından Kart’ın cezasının kalan bölümünü -infaz indirimleri düşülerek- çekmesi gerekiyor. Kart, “12 ay 16 gün daha yatacağım” dedi.
Dünkü sohbetimizde kendisini yeniden cezaevi yaşamına dönüş konusunda zihinsel olarak bir hayli hazırlıklı gördüm. Karar Kart için sürpriz olmamıştı. Meslektaşımla sohbetimizin gündemi birden kalacağı cezaevinin Silivri mi yoksa Maltepe mi olacağı sorusuna kaydı. Yine Silivri olursa eşinin uzaklık faktörü nedeniyle ziyaretlerde zorlanabilecek olmasından dolayı kaygılanıyordu.
Musa Kart’ın postala tırmanan Gülen karikatürü Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya’nın yazdığı 2005 baskısı “Fethullah Gülen’in 40 yıllık serüveni” başlıklı kitabın kapağında da yer alıyor. Kitap bir dönem Fetullah Gülen’in yol arkadaşı olan Nurettin Veren’in anlatımlarına dayanıyor.
Pek çok kalbur üstü şahsiyetin Pensilvanya’da Gülen’in huzuruna çıkmak ve cemaat tarafından kutsanmak için kıyasıya rekabete girdiği yıllarda Gülen’e en sert muhalefeti yapan gazetecilerin herhalde başında geliyordu Çetinkaya.
Gülen hakkındaki yazılarından oluşan beş kitabı yayımlandı bugüne dek Çetinkaya’nın. Ancak o da Musa Kart gibi -DHKP-C ve PKK’nın yanı sıra- “FETÖ/PDY’ye bilerek ve isteyerek yardım ettiğine” kanaat getirildiği için Cumhuriyet davasında mahkûm olmuştur. İstinaf mahkemesi de ‘onama’ kararıyla Çetinkaya hakkındaki bu kanaate katılmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca Çetinkaya hakkındaki hapis cezasının süresi beş yıl sınırını aştığı için kendisinin mahkûmiyeti kesinleşmemiştir. Bu durumda onama kararını Yargıtay’da temyiz edebilecektir. Cezası kesinleşmediğinden dolayı bu aşamada Çetinkaya’nın hapse girmesi riski bulunmuyor. Buna karşılık, Yargıtay’ın önümüzdeki aylarda bu hükmü onaması halinde Çetinkaya’ya cezayı çekmek üzere hapishane yolu görünecektir. Çetinkaya en son 12 Eylül askeri rejim döneminde iki ay kadar tutuklu kalmıştı.
Dünkü sohbetimizde “Kendimi tuhaf bir durumun içinde buluyorum” dedi Çetinkaya ve ekledi: “Bugün yaşananları ben yıllar önce anlattım. Ancak sonunda FETÖ’cülükten yargılanıp mahkûm oldum. Bu, insanın içini acıtan bir duygu. Sözün bittiği yerdeyim, her şey kara mizah gibi görünüyor...”
Dün konuştuğum Cumhuriyet davası hükümlüsü bir başka meslektaşım Güray Öz oldu. Öz, dün Birgün’deki köşesinin girişine yakında hapishaneye girecek olması nedeniyle “Hoşça kalın” başlıklı kısa bir veda notu koyarak sütununu boş bırakmıştı.
Hakkında telefon bağlantısına dayanan bir delil nedeniyle Öz’ün dosyası özellikle dikkat çekiciydi. Ankara’daki evine pide getirtmek için telefonla arayıp sipariş verdiği Çankaya’daki bir pidecinin geçirdiği soruşturma nedeniyle Öz’e iddianamede FETÖ/PDY bağlantısı atfedilmişti. Kaldı ki, pideci hakkında sonradan takipsizlik kararı verilmişti. Neyse ki mahkeme, Öz hakkındaki mahkûmiyet kararında bu delile atıf yapmamıştı.
Güray Öz, mahkemede 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmış ve Silivri’de toplam 9 ay yatmıştı. İstinaf mahkemesi kararı sonrasında 1 yıl 13 gün daha hapis yatacaktır.
Son karar ona da sürpriz olmamış. Öz, “Kuşların Kanat Sesleri” adlı romanı önümüzdeki hafta piyasaya çıkacağından dolayı mutluydu. “Artık ikinci romanımı da cezaevinde yazacağım” diye konuştu.
Evet, dün hapishaneye girecek ya da girme riski altında olan meslektaşlarımla sohbet günüydü. Ne yazık ki hepsine yer veremiyorum.
Paylaş