Dışişleri’nin yüzde 25’i nasıl FETÖ’cü olur?

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda geçenlerde Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde yapılan görüşmeler sırasında FETÖ/PDY’nin Dışişleri’ne nüfuz etme çabasına ilişkin olarak verilen resmi rakamlar fazlasıyla dikkat çekici bir boyuttaydı.

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “FETÖ, biliyorsunuz tüm kurumlara olduğu gibi bizim bakanlığımıza da maalesef girmiş. Bakanlığımızda ciddi bir temizlik yapıldı. Hem konsolosluk ihtisas memurlarımızın hem de meslek memurlarımızın aşağı yukarı yüzde 25’i bakanlıktan uzaklaştırıldı. Bunların hepsi ciddi bulgu ve belgeler neticesinde gerçekleştirildi” diye konuştu komisyona yaptığı sunumun girişinde.

Çavuşoğlu, Bakanlığımız arındı, temizlendi ama personel sayımızda da ciddi bir düşüş oldu” diye ekledi.

***

Neresinden bakılırsa bakılsın, Dışişleri gibi butik bir bakanlık için meslek memurlarının dörtte birinin FETÖ/PDY bağlantılı görülerek tasfiyeye uğramış olması son derece yüksek bir oranı gösteriyor. Bu oranın yüksekliğinden Fetullahçı organizasyonun devlet içindeki yükseliş döneminde Dışişleri Bakanlığı’nı sessizce en önemli hedeflerinden biri haline getirmiş olduğunu söylemek mümkün.

Haberin Devamı

Çavuşoğlunun bu açıklaması komisyonda bir hayli yankı yaratmış. Örneğin, CHP grubu adına konuşan İzmir milletvekili Zekeriya Temizel,FETÖ terör örgütünün Dışişleri Bakanlığı’nın yüzde 25’ini oluşturması gerçekten ürkütücü bir olay, az bir olay değil...” tepkisini vermiş. CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz ise “Yüzlerce diplomat FETÖ’cü oldukları iddiasıyla ihraç edildi. Bu kişilerin nasıl bakanlık personeli oldukları açıktır. Sınavlarda hakkı yenen yüzlerce gencin vebal ve sorumluluğu kimin üzerinedir, sizlere bırakıyorum” diye konuşmuş.

MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Çavuşoğlundan bakanlıktan atılan FETÖ’cü diplomatlarla ilgili analiz talebinde bulunup, “Bu ihraç edilenlerin sınav dönemleri, yılları, mezun oldukları okullar, sınav komisyonlarında görev alanlar hususunda bir kategorize yaptık mı, baktık mı” sorusunu yöneltmiş.

***

Aslında Dışişleri Bakanı’nın, bu yılın başında CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun bir yazılı soru önergesine verdiği yanıtlarda ihraçlar konusunda biraz daha ayrıntı bulabiliyoruz. Çavuşoğlu, 16 Temmuz 2016-7 Kasım 2016 tarihleri arasında yayımlanan üç ayrı kararname ile Dışişleri Bakanlığı’ndan FETÖ ile ilişkili oldukları gerekçesiyle toplam 408 kişinin ihraç edildiğini, bunların 350’sinin diplomat, 58’inin ise diğer kategoride memur olduğunu açıklamıştı.

Haberin Devamı

Daha sonra 7 Şubat 2017 tarihinde yayımlanan dördüncü bir kararnameyle Dışişleri Bakanlığı’ndan 31’i meslek memuru, 17’si idari memur olmak üzere 48 kişi daha ihraç edilmişti.

AK Parti 2002 sonunda iktidara geldiğinde Dışişleri Bakanlığı’ndaki kariyer diplomat sayısı 542’ydi. 2016 yılı başında bu sayı 1202’ye yükselmişti. Bu artışın en kabarık bölümü Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı’nda bulunduğu yıllarda 2010-2013 döneminde gerçekleşiyor.

***

Davutoğlu, bakan olduktan sonra Dışişleri’nin teşkilat yasasını değiştirerek, diplomatlık kariyerini hukuk, dış politika ve siyaset dışındaki alanlardan da adaylara açmıştı. Bir bu kadar önemli olan değişiklik, Davutoğlu’nun diplomatlığa girişte uygulanan sınav sistemini değiştirmesiydi. Daha önce yazılı ve ardından sözlü sınav yapılırken, yeni sistemde ikisinin öncesine ‘çoktan seçmeli’ bir sınav da getirildi. Ayrıca mülakat komisyonu daraltılıp, bütün müsteşar yardımcıları ve genel müdürlerin de katıldığı geniş heyet yerine beş kişilik dar bir komisyon görevlendirildi. Bu heyetin içinde yer alan bazı personel dairesi yöneticileri halen FETÖ/PDY üyeliği iddiasıyla tutuklu bulunuyor.

Haberin Devamı

Burada yanıt aramamız gereken kritik soru şu: 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY bağlantısı gerekçesiyle atılan diplomatlar bakanlığa ne zaman girdi? Kuşkusuz, bunlar arasında Davutoğlu’nun bakanlığı üstlenmesinden önce Dışişleri’ne katılmış olanlar var. Ancak bu grupta bulunan diplomatların toplam içinde kısmen küçük bir oran tuttuğunu, çoğunluğun 2010 sonrası girişli olduğunu söylemek hata olmaz.

Sonuçta Ahmet Davutoğlu döneminde iyice açılan kapının Mevlüt Çavuşoğlu döneminde kapandığını söyleyebiliriz.

 

NOT: Başlamış olduğum bir proje üzerinde çalışmak amacıyla yıllık iznimin bir bölümünü kullanacağım. Okurlarımıza duyururum.

Yazarın Tüm Yazıları