Paylaş
Ancak bu yazımın fotoğrafın tümünü göstermek açısından biraz eksik kaldığını anlıyorum. İki ülkenin dışişleri bakanlarının da görüştükleri ortaya çıkıyor, biraz eskide kalmış da olsa... Bu kritik bilgiyi de geçen çarşamba akşamı CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın ‘Tarafsız Bölge’ programına katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamasından öğrendik.
“Mısır’la görüşülmüyor değil” dedi Çavuşoğlu, “İstihbarat düzeyinde görüşmeler var” dedikten sonra ekledi: “Dışişleri Bakanı Semih Şükrü ile geçmişte kaç defa biz görüştük. Geçen sene New York’ta BM marjında da görüştük Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgisi dahilinde.”
İLİŞKİLERİN DÜZELMESİ İÇİN ‘NON-PAPER’
Açıklama burada bitmiyor. Çavuşoğlu, daha önceki bir görüşmelerinde Semih Şükrü ile “non-paper” niteliğinde bir belgenin ele alındığını anlatıyor. Bu görüşmenin 2016 yılında yine New York’ta yapıldığı anlaşılıyor.
Ayrıca, açık kaynaklarda Çavuşoğlu ile Şükrü’yü 2016 yılında Venezuela’daki Bağlantısızlar Zirvesi sırasında ayaküstü konuşurken gösteren fotoğraflara da rastlamak mümkün.
‘Non-paper’, diplomaside tarafların tutumlarını açıklamak açısından masaya koydukları bağlayıcılığı olmayan, üzerinde çalışılabilecek fikirlerin yer aldığı metinler için kullanılan bir terim.
Çavuşoğlu, bu kâğıdın içeriğini anlatırken “Hani, bir yol haritasıyla ilgili de neler yapılabilir bundan sonra...” diye konuşuyor.
KAHİRE’NİN ANKARA’DAN BEKLENTİLERİ
Yani geçmişte iki ülkenin dışişleri bakanları arasında bir “yol haritası” gündeme gelmiş. Bununla kastedilen, 2013 yılında Mısır’da General Abdülfettah es Sisi’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi devirdiği darbeden sonra Ankara’nın gösterdiği sert tepkiyle birlikte siyasi düzeyde büyük bir soğukluğa giren ikili ilişkilerin normalleştirilmesine dönük bir yol haritası olsa gerek.
Peki sonuç? “Tabii onlar Mısır’la ilgili gelişmelerde, darbe ve sonrası gelişmelerle ilgili bizim yaptığımız eleştirilerden çok rahatsızlar, yani en büyük engellerden bir tanesi o oldu. Ama biz de doğruları söylemek durumundaydık. Doğruları söyledik, herhangi bir yanlışlık yok” diye anlatıyor Dışişleri Bakanı.
Belli ki Mısır tarafı, Ankara’nın General Sisi’ye karşı sert söyleminden duyduğu rahatsızlığı anlatmış, bunun durması beklentisini iletmiş. Mısır’ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Rakha Ahmed Hassan’ın geçen ay ‘Aydınlık’ gazetesine verdiği mülakat bu temaya da işaret ediyor.
Hassan, Kahire’nin normalleşmeye dönük pozisyonunu açıklarken “Top Türkiye’nin tarafında, beklentimiz çok açık” diyerek şu noktaları sıralıyor:
“- Türk hükümetinin Mısır’ın içişlerine yönelik açıklamalarını sonlandırması,
- Türkiye merkezli olmak üzere Mısır’a yönelik propaganda yayını yapan medya organlarına desteğin çekilmesi ve İhvancılara verilen desteğin sonlandırması.”
AK Parti iktidarının Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketine yakınlığı dikkate alındığında zor bir konuya dokunuyor bu beklentiler.
ÇAVUŞOĞLU MISIR İLE DE ANLAŞMA İSTİYOR
Ancak Doğu Akdeniz’de yakın dönemde ortaya çıkan son gelişmelerin Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin üzerine oturduğu zeminin dengesinde yeni bir durum yarattığını teslim etmek gerekir. Nitekim Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, aynı programda Türkiye’nin Mısır ile bir deniz yetki alanları anlaşmasını imzalama arzusunu telaffuz ediyor, “Libya ile imzaladığımız anlaşmadan sonra benzer bir anlaşmayı Mısır ile yapabileceğimizi söyledik” diyor.
Bakanın ifadesine göre, Türkiye’nin bu tutumu Dışişleri’nin bu dosyaya bakan genel müdürü (Büyükelçi Çağatay Erciyes) tarafından Mısır’ın Ankara’daki Maslahatgüzarı’na (Amr Hamamy) iletilmiş.
Çavuşoğlu’nun açıklamalarında Kahire’ye giden başka sıcak mesajlar da var. Örneğin, Mısır’ın gerek Yunanistan gerek Kıbrıs Rum Yönetimi ile imzaladığı münhasır ekonomik bölge anlaşmalarında “Türkiye’nin kıta sahanlığı alanına girmediğine” dikkat çekiyor.
‘BİR KERE BOZULUNCA KOLAY DÜZELMİYOR’
Dışişleri Bakanı’nın en çarpıcı cümlesi şurada geliyor: “Mısır burada bizim haklarımıza esas saygılı davranmıştır, şimdi ilişkilerimiz, siyasi ilişkilerimiz çok iyi değil diye haksızlık yapmayalım. Dolayısıyla yarın Mısır’la da böyle bir anlaşma imzalarız. Ama gerçekçi olmak lazım, bu anlaşmayı imzalayabilmemiz için siyasi ilişkilerin biraz düzelmesi lazım. Bunun düzelmesi için işte istihbarat düzeyinde, benim Semih Şükrü ile geçmişte yaptığım görüşmeler var.”
Ve bütün bu sözlerin ardından şu tespitte bulunuyor Çavuşoğlu:
“Tabii bir kere bozulduktan sonra düzelmesi de o kadar kolay olmuyor...”
ANKARA: ENERJİ İLE SİYASETİ AYIRALIM
Çavuşoğlu, açıklamaları sırasında Mali’deki askeri darbeden sonra iki hafta önce bu ülkeyi ziyaret edip darbenin liderleriyle görüşmesinin, Türkiye’nin 2013’te Mısır’daki darbe karşısında izlediği ‘köprüleri atma’ politikası ile kıyaslandığında çelişki yarattığı yolundaki eleştirilerden de rahatsız görünüyor.
Bu kısmı bir tarafa bırakılırsa, Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları son dönemde önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile başlayan Mısır’a dönük normalleşme mesajlarının ulaştığı son aşamalardan birini gösteriyor. İlginçtir ki, bu yeni yöneliş çerçevesinde dikkat çeken bir başka açıklama da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan geldi geçen pazar günü.
Kalın, Demirören Haber Ajansı’na verdiği mülakatta ‘Türkiye ile Mısır arasındaki siyasi anlaşmazlıkların enerji alanında işbirliğine engel olmaması gerektiği’ tezini işledi. Bu konuda aynen şunları söyledi:
“Evet, bizim şu anda İsrail ile Mısır ile bazı siyasi görüş ayrılıklarımız var, ihtilaflarımız var. Bunlar enerji konusunda işbirliği yapmanın önüne illa da bir engel olmak zorunda değil. Çünkü hepimiz son tahlilde bu coğrafyanın bir parçasıyız, coğrafyayı değiştiremeyeceğimize göre bu gerçekler ışığında hareket etmemiz gerekir. O yüzden bütün Akdeniz’e kıyıdaş ülkelerin katılımıyla, adil ve paylaşımcı bir enerji platformu konferansı, toplantısı ya da süreci başlatılmasına biz olumlu bakıyoruz.”
Bütün mesele de Mısır ve İsrail gibi ülkelerin Türkiye’nin yapmak istediği bu açılımlara nasıl bakacakları sorusunda karşımıza çıkıyor. Her halükârda Mısır ile ilişkilerde yakından izlenmesi gereken yepyeni bir durumun ortaya çıktığını görüyoruz. Ancak Dışişleri Bakanı’nın dediği gibi, bir kere bozulduktan sonra düzelmesi o kadar kolay olmuyor...
Paylaş