Paylaş
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın her akşam yaptığı sosyal medya paylaşımları günlük bazdaki test, yeni vaka, insan kaybı, yoğun bakıma alınan ya da solunum cihazına bağlanan hastaların toplam sayılarıyla sınırlı tutuldu. Koca’nın haftada bir düzenlediği basın toplantıları da mücadelenin genel seyri ve belli temalara odaklandı.
Buna karşılık, duyurulan vaka ve ölümlerin hangi illerde ortaya çıktığı, keza yaş kümelerine nasıl dağıldığı gibi bilgiler bu günlük paylaşımlarda yer almadı. Kamuoyu, yalnızca toplam sayılarla yetinmek durumunda kaldı. Koca’nın, krizin tırmandığı dönemde İstanbul’daki vakaların toplamın yüzde 60’ını oluşturduğu gibi bazı açıklamaları istisna olmayı geçmedi.
BİLİM KURULU’YLA DA PAYLAŞILMADI
Buradaki şeffaflık eksikliği Türkiye’yi problemli bir noktaya taşıyordu. Salgını Türkiye’den çok daha şiddetli bir şekilde yaşayan birçok Batı Avrupa ülkesinde COVID-19 vakaları ve insan kayıpları genellikle bölge, hatta şehir ve ayrıca yaş grupları bazında ayrıntılı bir şekilde açıklanıyordu. Şeffaflık, virüsle mücadelede toplumun güvenini kazanabilmek bakımından da zorunlu görülüyordu. Örneğin, Almanya’da salgınla mücadelenin merkezi kuruluşu olan ‘Robert Koch Institut’, bu gibi verileri günlük 7-8 sayfalık raporlarla son derece ayrıntılı bir şekilde paylaşmaya devam ediyor.
Şeffaflık örneklerine bakıldığında, Rusya’da bile günlük vaka ve ölüm sayılarının Moskova ve Saint Petersburg gibi büyük şehirler ve bölgelere göre günlük açıklanması dikkat çekiyor.
Daha çarpıcı olan bir husus, Türk kamuoyu bir tarafa, bu ayrıntılı verilerin Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Bilim Danışma Kurulu üyeleriyle de paylaşılmamasıydı. Günlük vakaların geçen ay birden artış yönelişine girmesi üzerine kurul üyesi Prof. Alpay Azap, yaptığı bir açıklamada “Yeni tanı konulan hastaların nerede yoğunlaştığını bilirsek daha iyi modeller ve tahminler yapabiliriz” diyerek kendilerinin de bu bilgilere sahip olmadıklarına işaret etmişti.
BAKANLIĞIN YENİ RAPOR FORMATI
Sağlık Bakanlığı’nın çok eleştiri alan bu politikası geçen perşembe gününden bu yana değişmiş bulunuyor. Bakanlık, yine her akşam yeni verileri açıklamakla birlikte, buna ek olarak web sayfasına bu verilerin bölgesel ve yaş gruplarına göre dağılımlarını da içeren detaylı “COVID-19 Günlük Durum Raporu” koymaya başladı. Ayrıca, mart ayından bu yana gelinen durumu değerlendiren ve yine bölgesel verileri de kapsayan 7 sayfalık haftalık bir rapor da paylaşıldı. Haftalık raporun da düzenli bir şekilde güncelleneceği anlaşılıyor.
Yeni günlük rapor formatının en önemli tarafı bölgesel dağılımlar verildiği için salgının Türkiye coğrafyası üzerindeki seyrini anlamamıza, nerede ivme kazandığını, nerede gerilediğini karşılaştırmalı bir şekilde değerlendirmemize yardımcı olması.
GÜNEYDOĞU ANADOLU İSTANBUL’UN ÖNÜNE GEÇİYOR
Türkiye, bu rapor formatında -İstanbul ayrı bir bölge kabul edilerek- toplam 12 bölge üzerinden değerlendiriliyor. Önceki günkü 5 Temmuz raporuna baktığımızda, 1148 yeni vaka içinde en yüksek oranı 350 vakayla yani yüzde 30.48 gibi bir oranla Güneydoğu Anadolu’nun aldığını görüyoruz. İstanbul ise 311 vaka (yüzde 27.09) ile ikinci geliyor. Ankara, Konya ve Karaman’ın olduğu Batı Anadolu Bölgesi 132 vaka ile üçüncü, Bursa ve Kocaeli’nin de bulunduğu Doğu Marmara Bölgesi ise 105 vaka ile dördüncü sırada yer alıyor.
Burada karşımıza çıkan ilginç bir yöneliş var. Rapora göre 5 Temmuz itibarıyla yaklaşık dört aya yakın dönemdeki 206 bin 847 toplam vaka içinde İstanbul 110 bin 899 vakayla yüzde 53.61 gibi yarıdan fazla bir ağırlık oluşturuyor.
Ancak gelinen noktada İstanbul’daki günlük vakaların toplam içindeki oranının azımsanmayacak derecede gerilemeye başladığını, Güneydoğu Anadolu’nun ise oran olarak belirgin bir şekilde büyüdüğünü gözlüyoruz.
En azından geçen haftanın verileri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bu aşamada sıralamada birinciliğe yerleştiğini gösteriyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün özellikle Gaziantep, Mardin ve Diyarbakır’ı vakaların en çok arttığı iller arasında saymıştı.
Bu bölgede geçen pazartesi (29 Haziran) 396 olan yeni günlük vaka sayısı, 30 Haziran’da 335, 1 Temmuz’da 327, 2 Temmuz’da 324, 3 Temmuz’da 283, 4 Temmuz’da 313 ve 5 Temmuz’da (önceki gün) 350 olmuştur.
Geçen haftanın Türkiye’deki yeni günlük vaka ortalaması 1.217’dir. Güneydoğu’nun geçen haftaki günlük vaka ortalaması ise 332’dir. Bu bölgenin Türkiye’deki toplam vakalar içinde payı yüzde 27.32’dir. İstanbul açısından bu oran 2 puan eksiğiyle 25.23’tür.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 9 ilin nüfus toplamının 8.4 milyona yaklaştığı, İstanbul’un nüfusunun ise 15.5 milyon dolayında olduğu dikkate aldığımızda, bölgenin İstanbul’u geçmiş olması vaka yoğunluğu bakımından kaygı verici bir duruma işaret ediyor.
İL BAZINDA DA AÇIKLANMALI
Sağlık Bakanlığı’nın şeffaflaşma yönündeki adımı, Türkiye’ye uygulanan seyahat kısıtlamasının kaldırılması için AB’yi ikna etmek amacıyla yoğun diplomasi yürütülen bir döneme rastlamıştır. Bu yönüyle düzenlemenin AB’ye dönük bir boyut da taşıdığı düşünülebilir.
Ancak hangi saikle atılmış olursa olsun, ne kadar gecikmiş de olsa, kamuoyunun bilgi edinme hakkına karşılık vermesi, salgının seyrinin daha yakından izlenebilmesini mümkün kılacak olması bakımından yeni formatı doğru yönde bir adım olarak görmek durumundayız.
Hatta bölgelerle kalmayıp verilerin 81 il bazında açıklanması, şeffaflık açısından daha da isabetli olacaktır.
Paylaş