COVID-19 ile geçen üç ay-Başarı grafiğindeki işaret fişeği erken mi atıldı?

Ülkemizdeki ilk koronavirüs COVID-19 vakasına ilişkin teşhisin 10 Mart tarihinde kayda geçtiğini ve ilk ölüm vakasının da 17 Mart’ta açıklandığını göz önüne alırsak, bu ölümcül salgınla mücadelesinde Türkiye üç ayı geride bırakmış bulunuyor.

Haberin Devamı

Üç ay öncesini hatırlayalım. Büyük bir tedirginlik içinde dev bir dalganın üzerimize doğru gelmesini beklemekteydik. Yanıtı boşlukta olan soru, bu dalganın Türkiye’de hangi boyutlarda bir tahribata yol açacağıydı. Mart ayının üçüncü haftasına girildiğinde salgının Avrupa’da en şiddetli yaşandığı ülkelerden biri olan İtalya’da günlük ölüm sayıları 300’ün, yeni teşhis edilen vaka sayıları ise yine günlük 3 binin üzerine çıkmıştı.

Şimdi geriye dönüp baktığımızda Türkiye’nin COVID-19 dalgasıyla karşılaşmasını, İtalya, İspanya, Fransa ve Birleşik Krallık gibi Batı Avrupa ülkelerinin büyük bir bölümünden çok daha düşük bir yoğunlukta, daha az vaka ve daha az kayıpla atlatmış olması, 5 bine yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu sıkıntılı, üzüntü verici sürecin teselli bulacağımız bir yönüdür.

COVID-19 ile geçen üç ay-Başarı grafiğindeki işaret fişeği erken mi atıldı

Haberin Devamı

NİSAN AYININ ORTASINDA DÜŞÜŞE GEÇMİŞTİ Kİ...

Geçen üç aya baktığımızda önce iki kritik tarihe dikkat çekelim. Türkiye, günlük yeni vaka sayısında en yüksek noktayı 11 Nisan’da görmüştür: 5 bin 138 vaka... En yüksek günlük insan kaybı sayısı da 19 Nisan tarihinde kayda geçmiştir: 127 vefat...

Buna karşılık geldiğimiz noktada günlük koronavirüs kaynaklı ölüm sayısı ortalama 10’lu basamaklarda seyrediyor. Önceki gün açıklanan sayı 15’ti. Geçen haftanın ortalaması 16 kayıptır. Bir önceki hafta ise bu sayı 21’di. Batı Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında bu sayı yine göreceli olarak düşük görünüyor.

Günlük vaka ve insan kaybı rakamları altını çizdiğimiz bu tarihlerin ardından düşüşe geçmiştir. Bu iki tarih (11 ve 19 Nisan) bir anlamda Türkiye’de COVID-19 ile mücadelede yaşanan en önemli kırılmaya işaret ediyor.

Bu kırılmayla birlikte genellikle istikrarlı bir doğrultuda giden bu çizgide sıkıntı yaratan bir durum, son günlerde vaka sayısının birden artışa geçmesi, ayrıca yoğun bakıma alınan ve entübe edilen hastaların sayısının da benzer şekilde yükselmeye başlamasıdır.

Ters giden bir şeyler var...

Haberin Devamı

VAKALARDA 9 MAYIS EŞİĞİNE DÖNDÜK

 Aslında 18 Mayıs’ta başlayan haftaya kadar olan süre zarfında günlük vaka sayısının genellikle düzenli bir şekilde aşağı doğru indiğini görüyoruz. Bu arada, 18-24 Mayıs haftası içinde ilk kez günlük yeni vaka sayısında 1.000 eşiğinin altına inilmiştir.

Bunu izleyen dönemde eğrinin aşağı inmeye devam etmesi bekleniyordu. Gelgelelim beklendiği gibi olmadı. Aynı haftanın sonuna doğru yeniden 1.000’li rakamların üstüne çıkıldı. 25 Mayıs’ta başlayan hafta 1.000 eşiğinde iniş çıkışların gözlendiği bir kilitlenme yaşandı. 1 Haziran’da başlayan haftada en düşük günlük vaka sayısı kayda geçti. 2 Haziran günü 786 vaka tespit edildi. Ancak bir daha 700’lü rakamları görmedik.

Haberin Devamı

Sonraki günlerde eğri burnunu yukarı doğru çevirdi ve önce 800’lü, ardından 900’lü rakamlara çıkıldı. Ve geçen hafta cuma gününden sonra yeniden 1.000 eşiğinin üstündeki bir yükseliş eğrisini izlemeye başladık. Önceki gün yeni vaka sayısı 1.562’ye yükseldi. Bu bizi 9 Mayıs tarihindeki düzeye (1.546) geri götürüyor.

YOĞUN BAKIMDA DA ARTIŞ VAR

Bekleneceği gibi, bu yönelişe paralel bir şekilde yoğun bakımda olan ve entübe edilen hastaların sayısı da 1 Haziran haftasında en düşük eşiklere inmiş, bunu izleyen günlerde yeniden yükselme yönelişine girmiştir. Örneğin, yoğun bakımdaki hasta sayısı 6 Haziran’da 591 ile en düşük sayıyı gördükten sonra düzenli bir yükselişe geçmiştir. Sayı önceki gün itibarıyla 717’ye çıkmıştır.

COVID-19 ile geçen üç ay-Başarı grafiğindeki işaret fişeği erken mi atıldı

Haberin Devamı

Keza entübe edilen hastaların durumu da farklı değildir. Bugüne dek entübe edilen hasta sayısında kaydedilen en düşük eşiğe 3 Haziran’da rastlanmıştır: 261... Ardından mütevazı bir şekilde de olsa bu kategorinin seyrini gösteren eğrinin yeniden yukarı doğru döndüğünü izliyoruz.

Yeni tanı konan, yoğun bakıma alınan ve entübe edilen hasta kategorilerinin her üçündeki eşzamanlı artış virüsün dikkat çekici bir şekilde zemin kazanmakta olduğunu gösteriyor. COVID-19 ile mücadelede yakalanan ve nisan ayının ortasından itibaren cesaretlendirici bir şekilde olumlu yönde seyreden hareketlilik şu an itibarıyla bir türbülansa girmiştir.

BİRÇOK FAKTÖR YAN YANA GELİNCE

Haberin Devamı

Rakamların da anlattığı gibi, salgının yeniden zemin kazanmaya başlaması, belli ölçülerde kapsamlı normalleşme adımlarının haziran ayı başında yürürlüğe girmesinin ertesinde ortaya çıkmıştır. Üstelik mayıs ayında 1-3 Mayıs, 16-19 Mayıs, 23-26 Mayıs gibi toplu karantina dönemleri yaşanmış olmasına rağmen, yine de salgının seyrine ilişkin göstergelerde yukarı doğru bir çıkış eğrisi ile karşılaşıyoruz.

Bu yönelişin birçok faktörün bir bileşkesi olduğunu tahmin edebiliriz. Başlangıç olarak 11 Mayıs’ta AVM’lerin açılması, belki bundan daha önemlisi AVM’lerin açılmasıyla birlikte normalleşmeye geçildiği algısının toplumda neden olduğu yeni psikoloji kuşkusuz kritik bir faktördür.

Bu süreçte hafta sonu karantina uygulanan büyükşehirlerin sayısının kademeli bir şekilde azalması ve tümden kalkması, şehirler arası geçişlerdeki kısıtlamaların kaldırılmasının ülke içinde Anadolu’nun pek çok noktasına yayılan bir nüfus hareketliliğine yol açması, geçen bayramda yakın teması getiren geleneklerin tekrarlanması bu çerçevede hemen akla gelen faktörler arasındadır.

Bir bu kadar önemlisi, TV ekranlarına da yansıyan pazaryeri ve toplu ulaşım görüntülerinin de işaret ettiği gibi, hedeflenen disiplinin toplumun azımsanmayacak bir kesiminde bir türlü yerleşmemesi yine altını çizmemiz gereken bir başka olgudur.

Tabii, normalleşmeye geçiş evresindeki karar alma süreçlerinde Bilim Kurulu’nun adının daha az duyulmaya başlanması da, bu çerçevede kayda değer bir faktör olarak vurgulanmalıdır.

KOCA’NIN ‘İŞARET FİŞEĞİ’ EŞİĞİ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 20 Mayıs günü yaptığı bir açıklamada “Vaka sayılarındaki düşüş başarı grafiğimizdir” demiş ve eklemişti: “Dün binin biraz üzerinde olan bu sayı, binin altına düştüğünde, bu düşüş, nihai başarının işaret fişeği olacaktır.”

Aynı akşam vaka sayısının 972 çıkması ile işaret fişeği atılmıştı. Neredeyse bir ay sonra vakalarda yeniden 1.500 eşiğine geldiğine göre, bu kez duyduğumuz işaret fişeğinin değil çalan tehlike çanlarının sesi olmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları