Paylaş
Önce Türkiye’nin listesiyle başlayalım. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yürüttüğü soruşturma çerçevesinde olaya karıştığını saptadığı 18 kişinin listesini hazırlayarak bunlar hakkında bir iade talepnamesi düzenledi ve bu yazıyı 26 Ekim tarihinde Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Türkiye’ye verilmesi istenen kişilere ilişkin bu liste Dışişleri Bakanlığı üzerinden Suudi Arabistan’a iletildi.
Bu listedeki isimler Türk kamuoyuna açıklanmış değil. Ancak 15’inin kimlikleri biliniyor. Bunlar, operasyon için Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye gönderilen ve hepsi de resmi unvan taşıyan istihbaratçı, asker ve adli tıp uzmanlarından oluşan heyetin üyeleri. Ekip, 1 ve 2 Ekim tarihlerinde İstanbul’a geldi ve cinayetin hemen ardından Türkiye’den ayrıldı. Atatürk Havalimanı’ndaki pasaport kayıtlarından her birinin ismi, fotoğrafı ve giriş-çıkış saatleri tespit edilmiş durumda.
Türkiye’nin 18 kişilik listesinde infaz ekibinde yer alan bu 15 Suudi görevlisi dışında kalan diğer 3 kişinin kimlikleri hususunda açıklık yok. Olay sırasında İstanbul’da bulunan Suudi Başkonsolosu Muhammed El Uteybi’nin iade talepnamesinde yer alıp almadığı da resmen açıklanmış değil. El Uteybi, 16 Ekim tarihinde, polisin başkonsoloslukta arama yapmasından kısa bir süre önce İstanbul’dan ayrılıp Riyad’a dönmüştü. Cinayetin işlendiği mekânın ev sahibi olması, olaya karışma noktasında El Uteybi’ye önemli bir sorumluluk yüklüyor.
İade listesinde El Uteybi’nin ismi varsa, o zaman Türk makamlarının Türkiye’den çıkışını engellemedikleri bir şüpheliyi sonradan Suudi Arabistan’dan talep etmeleri gibi bir durum ortaya çıkacak.
ABD’NİN 17 KİŞİLİK LİSTESİ
ABD Hazine Bakanlığı, önceki gün yaptığı bir açıklamayla, Cemal Kaşıkçı’nın ölümünde sorumluluk taşıdığını tespit ettiği 17 Suudi Arabistan vatandaşı hakkında ‘Küresel Magnitsky Yasası’ çerçevesinde yaptırım uygulanmasının kararlaştırıldığını duyurdu ve bunların isimlerine ilişkin bir liste yayınladı.
Bu liste incelendiğinde, 17 kişiden 15’inin Kaşıkçı’yı öldürmek üzere İstanbul’a gelen ekibin üyeleri olduğu anlaşılıyor. Bu 15 kişinin Türkiye’nin ABD’ye yaptığı bilgilendirme üzerine listeye konulduğunu tahmin edebiliriz.
Listedeki diğer 2 kişinin durumu şöyle: Bunlardan listenin 10’uncu sırasında yer alan isim Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosu Muhammed El Uteybi’den başkası değil. Amerikalıların Başkonsolos’un da Kaşıkçı’nın ölümünde sorumluluk taşıdığına kanaat getirip kendisini yasaklama listesine almaları kuşkusuz önemli.
ABD’nin listesindeki bir diğer kritik isim ise Saray’ın bütün medya ve sosyal medya stratejisinden sorumlu olan Kraliyet Divanı Müşteşarı Saud el Kahtani. Hadiseden sonra görevden alınan El Kahtani, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a en yakın iki-üç isimden biri olarak tanınıyor. Suudi Arabistan’ın da Kaşıkçı’nın getirilmesi emrini veren kişi olduğunu kabul ettiği ve görevden aldığı İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed el Asiri ise ABD’nin listesine dahil edilmiş değil.
SUUDİLERİN 11 KİŞİLİK SANIK LİSTESİ
Riyad Başsavcılığı’nın önceki günkü açıklamasında, 21 şüpheli hakkında soruşturma yürütüldüğü ve bunlardan 11’ine suç isnat edilerek haklarındaki dava dosyasının mahkemeye gönderildiği belirtiliyor. Açıklamaya göre bunlardan 5’i hakkında idam cezası istendi.
Başsavcılık sözcüsünün ifadelerine baktığımızda, A) Ölüm emrini veren 1 kişi, cinayeti işleyen 4 kişi ve B) Suç işleyenlere lojistik destek sağlayan 4 kişi söz konusu. Suçlanan diğer 2 kişinin rolü bilinmiyor.
Bu durumda Riyad cephesinde toplam 21 şüpheliden 10’u hakkında en azından bu aşamada suçlama yöneltilmediği, ayrıca operasyon için İstanbul’a gelen 15 kişilik heyetin bütün mensuplarının da suçlanmadığı gibi bir sonuca ulaşıyoruz.
Açıklamada, Ahmed el Asiri’nin Kaşıkçı’nın Türkiye’den getirilmesi talimatını verdiği kabul ediliyor, Saud el Kahtani hakkında ise yurtdışına çıkış yasağı konduğu belirtiliyor. Gelgelelim, suçlanan 11 kişinin isimleri belirtilmediğinden El Asiri ile El Kahtani’nin yargılanıp yargılanmayacakları hususunda bir açıklık yok.
Evet, Veliaht Prens Muhammed bin Selman bu açıklamada cinayetin dışında tutulduğu için kendisinin rolüyle ilgili tartışmalar dinmeyecektir. Ancak bundan bağımsız olarak, açıklamanın bu kadarıyla bile Suudi Arabistan devletinin Kaşıkçı cinayetinin faili olduğu bizzat kendi savcıları tarafından belgelenmiştir. Bu leke Suudi Arabistan’ın görüntüsünün üzerine kalıcı bir şekilde yapışacaktır.
Paylaş