Bir koronavirüs teşhisinin öyküsü

Zeynep C. (42), 13 Mart Cuma sabahı uyandığında ağzında bir tatsızlık hissetti.

Haberin Devamı

Çok hafif bir öksürüğü vardı. Soğuk algınlığı olduğunu düşünüp Aferin ilacı ve C vitamini aldı. “Biraz nanemolla bir halim vardı. Hastalık mevsiminde olduğumuz için soğuk algınlığıdır diye düşündüm, korona gibi düşünmedimdiye hatırlıyor o sabahı. Çalıştığı şirkette normal mesaisini bir sorun olmaksızın bu şekilde tamamlamıştır 13 Mart’ta.

Cumartesi ve pazar günlerini evde biri 5, diğeri 10 yaşındaki iki oğlu ve kendisiyle aynı yaşta olan eşiyle birlikte geçirdi. Öksürüğü biraz artmış gibiydi. “Kendimi biraz halsiz de hissetmeye başladım. Ev işlerini aksatmadım ama fırsat buldukça yattım dinlendim” diye anlatıyor o hafta sonundaki halini.

16 Mart Pazartesi günü halsizliğinin biraz daha arttığını hissetti. Öksürük az da olsa sürüyordu, gelgelelim ateşi yoktu. Bu durumda mesaiye gitti ve işyeri hekimi ile görüştü. İşyeri hekimi, işe gelmekle iyi yapmadığını belirterek evine gitmesini, ancak aile hekimine de muayene olması gerektiğini söyledi.

Haberin Devamı

Zeynep C., “Tat ve koku kaybım sıfır olmuştu. Daha önce hiç başıma böyle bir şey gelmemişti” diye anlatıyor o günkü halini. O gün öğleden sonra aile hekimine muayene oldu. Hekim ateşine baktı, ancak ateşiyle ilgili bir sorun yoktu. Üst solunum yolu enfeksiyonunun, bazı durumlarda da ilaçların tat alma duyusunu eksiltebileceğini kaydetti. Reçeteye öksürük şurubu yazdı, Aferin’e devam edebileceğini ifade etti.

O gün evde bir başka gelişme ortaya çıktı. Eşi Selim C. ateşlendi, hatta akşam ateşi bir ara 39.5’e kadar çıktı. Bir hafta önce de ishale yakalanmıştı.

Karı-koca ertesi günü (17 Mart Salı) aile hekimine bu kez birlikte gittiler. Aile hekimi, Selim C.’ye ilaç olarak antibiyotik ve aynı zamanda ateş düşürücü yazdı.

GOOGLE’DEN ÇIKAN ÖNEMLİ BİLGİ

Sonraki günler eşi aldığı ilaçlarla durumunu toparlarken, Zeynep C.’de başka bir belirti kendini gösterdi, göğsünde yanma oluyordu.

Bu arada Zeynep C., 19 Mart akşamı evde bilgisayarından Google’a girerek tat ve koku kaybıyla ilgili bir araştırma yaptı ve ilginç bir haberle karşılaştı. Bir Alman gazetesinde bir Alman profesöre atfen koronavirüs vakalarında tat ve koku kaybına çok sık rastlandığına ilişkin bir araştırmanın sonucu yayımlanmış, bunu da Hürriyet’teki köşesinde Prof. Osman Müftüoğlu aktarmıştı.

Haberin Devamı

Zeynep C., ertesi günü (20 Mart) yeni belirtilerden de şüphelenerek özel bir hastaneye gidip bu kez bir dahiliye uzmanına muayene oldu. Burada kan tahlili de yapıldı. Ateşi yine yoktu. Dahiliye uzmanı, üst solunum yolu enfeksiyonu teşhisi koydu ve tedavi olarak bir antibiyotik yazdı. Tat ve koku kaybının da üst solunum yolu enfeksiyonundan kaynaklanabileceğini söyledi.

Hafta sonunu (21-22 Mart) evde istirahat ederek geçirdiler. Karı-koca evde maske takıyorlardı. O hafta sonunda çok çabuk yorulmaya başladığını hissetti. Hatta çok konuştuğunda da yoruluyordu. Bu arada nefesi de daralıyordu. Buna karşılık, eşi biraz halsiz olmakla beraber büyük ölçüde iyileşmiş görünüyordu.

Haberin Devamı

AKCİĞER TOMOGRAFİSİNDE GÖRÜNTÜ BUZLU ÇIKINCA...

Şikayetler azalmayıp, aksine artınca 23 Mart Pazartesi günü eşiyle birlikte aile hekimine yeniden gitti. Kapıdan içeri girdiğinde aile hekimi kendisini daha da kötülemiş bir şekilde görünce hemen bu vakalar için referans hastane olarak açıklanan Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gidip koronavirüs testi yaptırmasını istedi.

Eşiyle birlikte aile hekiminin yanından ayrılıp doğruca Bakırköy’deki Dr. Sadi Konuk Hastanesi’ne gittiler, ancak burada arabadan inmedi Zeynep C. “Arabadan inmeye çekindim. Soğukta hastanenin önünde bekleşiyordu insanlar. Uzun bir kuyruk vardı. Sıra bana gelene kadar akşam olacaktı. Ben taşımasam bile orada bekleyenlerden alırım diye korktum. Zaten çoğunun maskesi de yoktudiye anlatıyor Zeynep C. karşısında bulduğu görüntüyü.

Haberin Devamı

24 Mart Salı günü tanıdıkları bir doktorla temas ederek, onun bilgisi dahilinde ikinci bir özel hastaneye giderek acil servisten giriş yaptırıldılar. Bu hastanedeki doktor, tat ve koku kaybı olduğunu ve nefes almakta zorlandığını duyar duymaz kendisini hemen yatırıp serum verdi. Boğaz ve burundan sürüntü alındı. Alınan örnekler İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne gönderildi. Bu arada hastanede Zeynep C.’nin akciğer tomografisi de çekildi. Tomografik görüntüde yapılan incelemede akciğerlerde sınırlı bir kesitte olmakla birlikte genellikle zatürre oluşumuna işaret eden ‘buzlu cam görüntüsü’ tespit edildi. Kendisini evde izole etmesi ve test sonucunu beklemesi istendi. İlaç olarak da bronş açıcı sprey ve bir antibiyotik yazıldı.

Haberin Devamı

BEŞ GÜN SONRA GELEN TELEFON

Ve uzun bir bekleyiş başladı. Tam 5 gün sonra 29 Mart Pazar günü sabah saat 10.00’da telefonu çaldı. İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden arayan bir görevli, “Koronavirüs testi sonucunuz pozitif çıktı, ilacınızı evinize göndereceğiz” diye bildirimde bulundu.

Yaklaşık üç saat sonra evin kapısı çaldı. Kargo servisi aracılığıyla ilk parti ilaç geldi. Ertesi günü öğle saatlerinde ikinci parti ilaç gönderildi.

Ayrıca, test sonucu pozitif çıkınca ertesi günü (30 Mart Pazartesi) eve gelen bir doktor, hem eşinden hem de birinde hafif ateş, diğerinde ishal belirtisi ortaya çıkan çocuklarından sürüntü aldı. Şu an ailece evde izolasyon altında yaşarken testlerin sonucunu bekliyorlar.

Dün Zeynep C. ile konuştuğumda morali yerindeydi: “Tat duygum geçen hafta sonuna doğru büyük ölçüde geriye geldi. Sırtımda biraz ağrım var. Öksürük de çok azaldı, yüzde 20 oranında gibi kaldı. Bir de efor sarf edince halsizliğim oluyor. Ancak ilk döneme kıyasla çok iyiyim. Son raddelerini yaşıyoruz diye düşünüyorum. Ev işlerini yapıyorum, yemekleri ortak yapıyoruz eşimle. Ama bugün mutfakta ıspanak yıkayınca biraz sırtım ağrıdı.

Aile hekiminin ve İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden yetkililerin her gün kendisini düzenli bir şekilde aradıklarını anlattıktan sonra ekledi:Şimdi ailece diğer test sonuçlarını bekliyoruz. Ama hasarsız atlattığımızı ümit ediyoruz...”

Zeynep C., bu arada sohbetimiz sırasında koronavirüse yakalanmadan önce sigara içtiğini de ifade ederek, bir taahhüdün altına girdi: “Bitti, buraya kadar, sigarayı artık kendime yakıştıramıyorum.” 

NOT: İstanbul’dan aktardığımız bu olayda müstear isimler kullanılmıştır.

Yazarın Tüm Yazıları