Afrin'de her ihtimale hazırlıklı olmak

TÜRKİYE’nin en kıdemli dış politika yorumcularından Semih İdiz’in geçenlerde Hürriyet Daily News gazetesinde yayımlanan makalesi, “Türkiye’nin Suriye’de her ihtimale karşı hazırlıklı olması gerektiği” tezini işliyordu.

Haberin Devamı

İdiz’i bu kanaate taşıyan gelişmelerden biri, PKK uzantısı YPG’ye destek vermekte olan Esad rejimine bağlı 36 milisin Türk Hava Kuvvetleri’nin bombardımanında öldürüldüğü yolundaki haberlerdi. Reuters ajansının geçen hafta sonunda bu konuda geçtiği haber, ne doğrulanmış ne de yalanlanmış olduğu için bir belirsizlik yaratmış bulunuyor.

Doğrulanmasa da bu yöndeki haberler, Türkiye ile Esad rejiminin Afrin’de çatışması riskinin varlığını tartışmaya açıyor.

Unutmayalım ki, Esad’a bağlı milislerin 20 Şubat tarihinde rejim bölgesini Afrin’e bağlayan anayoldan giriş yaptıktan sonra TSK’nın açtığı roket ateşi üzerine geri dönmek zorunda kalmaları hadisesi sıcaklığını hâlâ koruyor.

Türkiye ile Esad rejiminin karşı karşıya gelmelerinin yaratacağı sonuçlardan biri, bu kez Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkinin ciddi bir basınç altına girecek olmasıdır. Bu yönde bir gelişme, Esad rejiminin bir numaralı destekçisi Rusya’nın Suriye’deki bütün oyun planını altüst edecektir.

İdiz’in tahmini, böyle bir ihtimal yaşandığı takdirde Esad rejiminin bir diğer destekçisi İran’ın da sahadaki duruma seyirci kalmayacağı ve Suriye’deki ‘vekillerini’ devreye sokacağıdır.

Tabii, burada ortaya çıkabilecek en kötü durum senaryosundan söz ediyoruz. Türkiye, Rusya ve İran’ın, aralarındaki bütün görüş ayrılıklarına rağmen, Astana sürecinde kurdukları yakın danışma mekanizmasını bir kopma olmadan sürdürmekte oluşları, bu aşamada böyle bir ihtimale karşı en önemli güvencedir.

Yine de herkesin elinde her tür silahla dolaştığı, ayrıca kontrol dışına çıkabilecek unsurların cirit attığı sıkışık bir coğrafyanın, hesapta olmayan, öngörülmeyen ihtimalleri her an gündeme taşıyabileceği ihtimalini dışlamamak gerekiyor.

Ekonomik ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) adlı düşünce kuruluşunun hazırladığı “Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı Yeni Bir Aşamaya Girdi” başlıklı yeni rapor, harekâtın şu ana kadar olan seyrinin askeri açıdan son derece kapsamlı bir teknik analizini yaparken, aynı zamanda tartıştığımız bu ihtimalleri de mercek altına yatırıyor.

Raporda, Esad rejimi ile PYD arasında varılan mutabakatın harekâtın geleceği açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğine, Suriye ordusunun TSK’ya karşı koymak üzere Afrin’e girmesinin yeni bir durum yaratacağına dikkat çekiliyor. Rapora göre, Türkiye bu takdirde Suriye ile çatışmak pahasına harekâtı sürdürmek ya da koşullu olarak harekâtı askıya almak seçeneklerinden birini tercih etmek durumunda kalabilir.

Ancak, raporun yazarları Sinan Ülgen ve Can Kasapoğlu, kısa dönemde Esad rejiminin Afrin’de ikinci bir cephe açmasını pek ihtimal dahilinde görmüyorlar. Yazarlara göre bunun nedeni, rejimin şu an bütün dikkatiyle Doğu Guta’ya odaklanmış olmasıdır. Rejimin askeri kabiliyetleri Afrin’e güç kaydırabilmesi açısından sınırlıdır. Dolayısıyla, Esad rejimi güneyde Doğu Guta ile meşgulken, Türkiye’nin kuzeyde Afrin’de zamana karşı yarıştığına dikkat çekiyor Ülgen ve Kasapoğlu.

Raporda dikkat çekilen ilginç bir nokta daha var. Bu da Afrin’in güneyinde rejimin kontrol ettiği bölge ile TSK arasında şekillenmesi muhtemel temas hattının bitişiğindeki Şii unsurların yaratabileceği hassasiyetlerdir.

Bu hattın hemen altındaki Nubl ve Zahra yerleşim merkezilerinde nüfus Şii ağırlıklıdır. Her iki kasaba da iç savaşta kuşatma altında kalmış ve kuşatmanın kırılması için Lübnan Hizbullah’ı ve İran Devrim Muhafızları bu iki kasabaya çıkarma yapmıştır. Bu durum bölgede Şii militanlığın güçlenmesine yol açmış ve ‘Suriye Hizbullah’ı diye adlandırılan yeni bir dalgaya kaynaklık etmiştir.

Raporda, bu grupların TSK’nın müttefiki (baskın bir Sünni kimliğe sahip) Özgür Suriye Ordusu’ndan rahatsızlık duyacaklarına dikkat çekildikten sonra “Daha da önemlisi, Rusya’nın Nubl ve Zahra etrafındaki Şii silahlı grupları ne ölçüde kontrol edebileceği kuşkuludur. Özetle, Tahran ile Kremlin arasında Suriye’ye ilişkin farklılıkların Afrin’de somut bir hal alması da ihtimal dahilindedir” deniliyor.

Bu, kuşkusuz dikkate alınması gerekli bir uyarı.

Haberin Devamı

Raporun metnine http://edam.org.tr/ adresinden ulaşılabilir.

Yazarın Tüm Yazıları