31 Mart seçimi ve SP’nin özgül ağırlığı

SON yerel seçimlerin kendi ölçeğinde en kârlı çıkan siyasi aktörlerinden birinin Saadet Partisi (SP) olduğuna kuşku yok. 2001 yılında Prof. Necmettin Erbakan’ın liderliğinde siyasi hayatına başlayan SP, bu seçimde 18 yıllık tarihinin en yüksek oy oranlarından birini yakalayarak Türkiye genelinde yüzde 2.71’e çıkmıştır. Aynı zamanda 1 milyon eşiğini geçerek oy miktarında 1 milyon 257 bine gelmiştir.

Haberin Devamı

SP, bundan önceki serüveninde 1 Kasım 2015 seçiminde sert bir şekilde 325 bine düşerek yüzde 1 oranının da altına inmişti. Geçen 24 Haziran 2018 genel seçiminde durumunu kısmen toparlayıp 660 bin oyla yüzde 1.33 oranına çıksa da yine de ‘butik parti’ hüviyetini aşamamıştı.

Bu seçimde 30 büyükşehirde ‘büyükşehir belediye başkanlığı’, 51 ilde ‘il genel meclisi’ oyları toplamındaki ‘Türkiye geneli’nde, SP’nin oyunu 24 Haziran seçimine kıyasla neredeyse iki katına yakın (yüzde 90) arttırarak kendi ölçülerinde anlamlı bir yükseliş yakaladığını belirtmek gerekir. Ülke genelinde dokuz ayda 600 bin oya yakın bir artış SP’nin özgüvenini arttıracak bir sonuçtur.

*

Temel Karamollaoğlu’nun liderliğindeki SP’nin en dikkat çekici artışı kaydettiği yerlerden biri İstanbul’dur. Türkiye’nin en büyük metropolünde 24 Haziran 2018 seçiminde yaklaşık 137 bin kişi SP’ye oy verirken, 31 Mart’ta ilçe belediye meclislerinde SP tercihi kullananların sayısı bu kez 224 bindir. Yaklaşık 87 binlik bir artış söz konusudur.

Haberin Devamı

Kayda değer artışlar içinde SP’nin oylarının 31 binden 48 bine çıktığı Konya, 26 binden 82 bine doğru yükseldiği Kocaeli örnek olarak gösterilebilir.

Altı çizilmesi gereken bir durum, parti tercihinin ağır bastığı ‘ilçe belediye meclisi’ sandıklarında SP oylarının SP’li belediye başkan adayları için kullanılan oylardan genellikle fazla olmasıdır.

Örneğin, İstanbul ilçe belediye meclislerinde SP’ye 224 bin oy çıkarken (yüzde 2.63) bu partinin İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Necdet Gökçınar ancak 103 bin oy (yüzde 1.21) alabilmiştir. Demek ki 100 binden fazla SP seçmeni belediye başkanlığı sandığında farklı tercih kullanmıştır.

Bunun gibi örnekler arttırılabilir. Bu farklardan anlaşılan, SP seçmenlerinin kendi adaylarının nasıl olsa seçilemeyeceği düşüncesiyle başka adaylara yöneldiğidir. Tabanda SP ile AK Parti arasındaki ‘geçişkenlik’ göz önünde bulundurulduğunda, bu düşüncedeki SP’li seçmenlerin belli bir bölümünün AK Partili adaylara oy vermiş olması muhtemeldir. Ancak SP’lilerin yerine göre belli oranlarda ‘millet ittifakı’ adaylarına, örneğin İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ve Ankara’da Mansur Yavaş’a da yönelmiş olmaları da ihtimal dışı değildir.

Haberin Devamı

Bununla birlikte, karşılıklı ‘geçişkenlik’ faktörü ışığında  AK Parti açısından ters istikametteki trafiği de hesaba katmalıyız. AK Parti-MHP blokunun 31 Mart yerel seçiminde 28 Haziran’a kıyasla ülke genelinde 2 milyona yakın bir oy kaybına uğradığı hatırlandığında, AK Parti’den uzaklaşan seçmenlerin en azından bir kısmının SP adresine gittiği tahmin edilebilir.

*

SP, Türkiye genelinde kaydettiği artışı kendisini içinde bulduğu dezavantajlı rekabet koşullarına rağmen elde etmiştir. SP, bu çerçevede artan ölçüde sosyal medya stratejilerine yönelmek durumunda kalmış, bu anlamda fark edilen bir etki de yaratmıştır.

Ancak SP’nin performansı değerlendirilirken, AK Parti-MHP blokunun doğrudan bu partiyi hedef alan bir hayli sert bir kampanya yürüttüğü gerçeği de dikkate alınmalıdır. İktidar blokunun SP’yi HDP ve PKK ile ittifak içinde olmakla suçlayan söylemi, özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı çıkışlar bu partiyi sahada muhafazakâr taban karşında sıkıştırma hedefine odaklanmıştır.

Haberin Devamı

Terör başlığı söz konusu olduğunda SP tabanının önemli bir kesiminin 1 Kasım 2015 seçiminde AK Parti adresine kaydığı  hatırdan çıkarılmamalıdır. Ancak bu strateji AK Parti açısından bir ikilemin de altını çiziyor. SP’nin bu şekilde üstüne gidilmesi parti tabanının bir kesimini ürkütse de, bir başka kesimini AK Parti’den iyice uzaklaştırdığı da bir olgudur.

*

Yine de SP örneği Türkiye’de girilen ittifaklar döneminde küçük partilerin bazı durumlarda sandıktaki sonuçta ne kadar etkili olabildiklerini göstermesi bakımından da önemlidir. Küçük bir partinin sahip olduğu oy miktarı, pekâlâ bir metropolün büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin çok küçük farklarla şekillenen sonucu üzerinde dolaylı yoldan belirleyici bir etki icra edebiliyor.

Haberin Devamı

AK Parti’nin İstanbul’da itiraz ettiği sonuçlara bakıldığında, ‘cumhur ittifakı’ adayı Binali Yıldırım, ‘millet ittifakı’ adayı Ekrem İmamoğlu’na bindelik bir farkla kaybetmiştir. Buna karşılık İstanbul bütününde SP’nin ilçe belediye meclislerindeki oranı yüzde 2.63, belediye başkanlığındaki oranı ise yüzde 1.21’dir.

Kabul edelim ki bu oranlar, bir büyük partiye seçimi kaybettirecek ya da kazandırabilecek kritik güç eşikleridir.

Her halükârda SP’nin önümüzdeki dönemdeki özgül ağırlığının etkisini dikkatle izlemek gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları