Paylaş
Kuzey Irak’ta ve güneydoğudaki PKK hedeflerine düzenlenen hava baskınları -başka üslerin de görev almalarına karşılık- çoğunluk bu filolardaki F-16 pilotları tarafından icra edilir.
Diyarbakır’daki F-16’lar bu tür operasyonlar söz konusu olduğunda havalandıktan sonra rotalarını çoğunluk güneydoğuya, doğuya doğru çevirir. Oysa 15 Temmuz 2016 gecesi saat 22.35’de altılı kol olarak havalanan F-16 pilotları, yönlerini bu kez batıya, Ankara’daki Akıncı Üssü’ne doğru çevirdiler.
*
Bu pilotların savcılık ifadelerine baktığınızda, hepsi 15 Temmuz akşamı kendilerine verilen “terörle mücadele harekâtı görevi” için Diyarbakır’dan havalandıklarını söylüyor. Ancak burada bir tuhaflık var. Terörle mücadele için havalanan uçakların yönlerini Ankara’ya doğru çevirmeleri işin tabiatına ne kadar uygundur?
Ters giden başka bir şey daha vardı o akşam. F-16 uçakları, Genelkurmay Başkanlığı’nın saat 19.05 itibarıyla Türk hava sahasını bütün askeri uçuşlara kapatmış olmasına, hiçbir kalkış yapılamayacağı yolunda yayımladığı emre rağmen havalanmıştı.
Üstelik üssün komutan vekili Kurmay Albay Özkan Edip Akgülay, kalkış hazırlığından haberdar olur olmaz Eskişehir’deki Birleşik Hava Harekât Merkezi’ni (BHHM) arayarak Diyarbakır’a bir kalkış emri verilmediğini tespit etmişti. Akgülay, hemen 181. Filo karargâhına giderek, telsizle uçaklara kendisinden talimat beklemelerini söylemiş ve kuleye de kendisinden habersiz kalkış yapılmaması emrini vermişti. Ancak Akgülay’ın uçaklarla telsiz irtibatı kurma çabaları hiçbir sonuç getirmedi. F-16’lar bütün uyarılara rağmen havalandı. Bir anlamda korsan bir uçuştu bu.
İnmeleri yolunda kuleden ve Eskişehir BHHM’den gelen bütün uyarılara rağmen toplam 8 pilotun uçtuğu altılı kol Ankara’ya doğru yoluna devam edecekti. 181. Filo Komutanı Binbaşı Ahmet Özdemir, savcılık ifadesinde uyarılara neden uymadıklarını anlatırken, “(Komutan) Deniz Kartepe kalkın ancak size durma ya da geri dönme talimatı gelse de Akıncı Üssü’ne devam edin, talimatları dinlemeyin dedi” diyerek kendisini savunacaktı.
Diyarbakır Ana Jet Üssü Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe, o sırada Eskişehir’deki BHHM’nin komutanı olan Hava Korgeneral Mehmet Şanver’in kızının düğünü için İstanbul’da Moda Deniz Kulübü’ndeydi. Bu talimatı muhtemelen ya İstanbul’a gitmeden önce ya da düğün sırasında telefonla vermişti.
*
Dikkat çekici olan 181 ve 182. filoların binbaşı rütbesindeki her iki komutanı Ahmet Özdemir ve İbrahim Yozgat’ın da fiilen bu işin içinde olmalarıydı. Daha da dikkat çekici gözüken, üs personelinden olmayan, Eskişehir BHHM’de görevli Kurmay Yüzbaşı Yavuz İstek’in de Diyarbakır’a gelip buradaki pilotlarla birlikte bu darbe operasyonunda görev almış olmasıydı. Üstelik İstek, altılı kolun ilk havalanan birinci uçağında önde oturuyordu, bu konumuyla altılı kolun lideri olarak uçuyordu.
Tuhaf bir başka unsur daha var. Yavuz İstek, 14 Temmuz perşembe akşamı Diyarbakır’a Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliği’nde görevli Albay Ali Durmuş ile birlikte gelmişti. Ali Durmuş’la ikisini havaalanında 15 Temmuz’da altılı kolda uçan pilotlardan Binbaşı İbrahim Yozgat karşılamıştı. Durmuş, ertesi sabah Ankara’ya dönmüş ve darbe gecesi Akıncı Üssü’ndeki 143. Filo’da ortaya çıkmıştı. Güvenlik kamerası kayıtları, Durmuş’u o gece 143. Filo’nun koridorunda yürürken gösteriyor.
Uçaklar daha sonra Ankara’ya yaklaşırlarken alçaldılar, kentin üstünden süratle geçerek havadan estirilen terörü daha da alevlendirdiler.
Pilotlar, 24.00’ü geçtikten sonra Akıncı Üssü’ne iner inmez doğruca darbenin operasyon merkezi 141. Filo’ya katıldılar. Akıncı Üssü’ne ilişkin iddianamede bu pilotlardan ikisinin daha sonra yeniden kalkarak Ankara üzerinde uçuş yaptığı, iki pilota ise İstanbul üzerinde uçma görevi verildiği belirtiliyor.
Fatih Şen
*
İddianameye göre, İstanbul üzerinde uçan pilotlardan birincisi Yüzbaşı Fatih Şen. Saat 02.10’da 94-0077 numaralı mühimmat yüklü F-16 uçağıyla Akıncı’dan kalkış yapan Fatih Şen, İstanbul’a giderek alçaktan uçtu, ses hızını geçti, çok sayıda dalış yaptı ve ardından saat 04.05’te Akıncı Üssü’ne indi.
İkinci pilot Yüzbaşı Erdem Erdoğan da 02.10’da 93-0689 kuyruk numaralı mühimmat yüklü F-16 ile kalkarak İstanbul’a gitti. O da Fatih Şen gibi kent üzerinde alçaktan uçtu, çok sayıda dalış yaparak, ses hızını geçti. Erdoğan, saat 04.50’de Akıncı Üssü’ne indi. Bu durumda 2 saat 40 dakika havada kaldığı anlaşılıyor.
Erdem Erdoğan
İddianamedeki bu bilgiler, büyük ölçüde Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın görevlendirdiği bilirkişilerin uçakların radarlarda bıraktıkları izler ve diğer teknik veriler üzerinden yaptıkları değerlendirmelere dayanıyor.
Askeri bilirkişilerin tespitlerine karşılık, her iki pilot da İstanbul’a uçmadıklarını ve filoda kaldıklarını söylüyor.
Paylaş