Paylaş
İstanbul’u Türkiye’nin küçük bir ölçeği olarak kabul edersek, bu metropolde sandıktan çıkan sonuçlar ve işaret ettiği seçmen davranışlarına ilişkin veriler bize zengin bir laboratuvar sunuyor.
Yaşam tarzları, aidiyetleri, siyasi tercihleri, tüketim kalıpları, sınıfsal konumları, özetle insanların temsil ettikleri karmaşık sosyolojik katmanlar bakımından birçok Türkiye’nin yan yana geldiği bir tablo var karşımızda İstanbul’da.
Bu tablonun bir köşesinde İstanbul’un seçimlerde fazla değişikliğe uğramayan, güç dengesinin devam ettiği ilçeler var. Bu ilçeler siyasi tercihlerin değişikliğe genellikle kapalı durduğu yerleşim merkezleri. Bizi pek şaşırtmıyorlar. Kadıköy ve Beşiktaş her zaman büyük çoğunluğuyla CHP’den yana tercih kullanırken, Bağcılar, Sultanbeyli ve Pendik’in mutlak şekilde AK Parti’nin üstünlük alanı olmaları gibi.
Bir de tarafların kurdukları ittifaklar üzerinden özellikle belediye ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde güç dengelerinin çekişmeli bir şekilde seyrettiği, güç merkezlerinin gidip geldiği, küçük oranlarda da olsa yer değiştirebildiği ilçeler var. Üsküdar, Beyoğlu gibi şehrin merkezinde olup çekişmeye sahne olan bu ilçeler, değindiğimiz özellikleriyle muazzam bir hareketlilik alanını gösteriyor. Her seçim öncesinde “Bakalım bu kez ne olacak?” sorusuyla merakınızı tetikliyorlar.
Bugünkü yazımızda yer verdiğimiz grafik son yıllarda Üsküdar’da yaşanan hareketliliği çarpıcı bir şekilde gösteriyor.
İSTANBUL’DA KIRILMA 2017 REFERANDUMU’YLA BAŞLADI
İlçeler bazındaki değerlendirmeye geçmeden önce İstanbul’da 14 Mayıs’ta alınan sonuçla ilgili geçen perşembe günü yayımlanan yazımızda özetlediğimiz genel tabloyu kısaca hatırlayalım. Bu yazıya “AK Parti İstanbul’da yine birinci parti ancak irtifa kaybı sürüyor” başlığını atmıştık.
AK Parti İstanbul’daki milletvekili seçiminde sandıkta birinci çıksa da cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun 190 bin farkla Recep Tayyip Erdoğan’ı geride bıraktığına dikkat çekiyordu bu yazımız.
Milletvekili seçimindeki parti tercihlerine bakıldığında ise tablo şöyle seyretmişti: A) AK Parti, 1 Kasım 2015 milletvekili seçiminde İstanbul’da 4 milyon 521 bin (yüzde 49.2) oy almış, B) 24 Haziran 2018 seçiminde 6.6 puan kadar bir düşüşle 4 milyon 29 bine (yüzde 42.6) gerilemiş ve son olarak C) Geçen pazar günü 6.5 puanlık ikinci bir düşüşle bu kez 3 milyon 758 bine (yüzde 36.06) gelmişti. 2015’ten 2023’e geçen sekiz yıllık süre içinde AK Parti’nin oyları 763 bin dolayında düşmüştür İstanbul’da.
Bu yöneliş neresinden bakılırsa bakılsın ciddi bir kayıptır ve şu arka plan içindeki iki majör gelişmeyle birlikte değerlendirilmelidir.
Bunlardan birincisi, 16 Nisan 2017’deki anayasa referandumunda İstanbul’da “Hayır” oylarının tam 249 bin farkla “Evet” oylarına baskın çıkmasıdır. İkinci gelişme ise CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun 23 Haziran 2019 tarihinde tekrarlanan büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde AK Parti adayı Binali Yıldırım’a 800 bin dolayında bir fark atarak belediyeyi 25 yıl sonra AK Parti’den almasıdır.
Bütün bu olguları yan yana getirdiğimizde, İstanbul’un özellikle 2017 sonrasında artık AK Parti açısından eskiden olduğu gibi mutlak bir üstünlük alanı olmaktan çıktığı gerçeği ile karşılaşıyoruz.
AK PARTİ’NİN OY DEPOLARINDA YÜZDE 8-10’LUK DÜŞÜŞLER
Bu ana çerçeveyi çizdikten sonra şimdi ilçelerdeki sandık sonuçlarına geçebiliriz.
Önce milletvekili seçimi sonuçlarına odaklanalım. AK Parti’nin milletvekili seçimi sandıklarında 2018’e kıyasla yüzde 6.5’lik düşüşüne yakından baktığımızda oylarının bütün ilçelerde gerilediğini görüyoruz.
Gerilemenin birçok ilçede yüzde olarak 2-3 gibi daha düşük puan aralıklarında olmasına karşılık, özellikle AK Parti’nin geleneksel oy deposu kimlikleriyle bilinen bazı ilçelerde genel ortalamanın üstüne çıkan 8-10 puan aralığında düşüşler hemen göze çarpıyor.
Burada en çarpıcı tablolardan biri Arnavutköy’de beliriyor. AK Parti 2018 seçiminde bu ilçede sandıkta oyların yüzde 54.4’ünü kazanırken, bu kez ancak 44.3’ünü alabilmiştir. Sultanbeyli’de de 10 puan kadar bir gerileme söz konusudur. Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa, Pendik, Eyüpsultan’da genellikle 8 puan civarında seyrediyor iktidar partisinin kayıpları. Bir başka AK Parti kalesi Bağcılar’da düşüş 7.5 puan dolayındadır.
Genellikle AK Parti’nin kalesi olarak bilinen bu ilçelerdeki gerileme özellikle dikkat çekicidir.
CHP’NİN KAZANIMLARI MÜTEVAZI KALDI
Buna karşılık CHP’ye baktığımızda AK Parti’de meydana gelen bu düşüşlerin ana muhalefet partisi cenahında çok anlamlı artışlara tahvil olduğunu söyleyebilmek güçtür. Hatta sınırlı sayıda ilçede 1 puanın altında çok küçük oranlarda düşüşler de meydana gelmiştir CHP kanadında. Onun dışında ilçelerin çoğunda genellikle 1 ile 3 puan arasında değişen mütevazı artışlar söz konusudur. Sonuçta CHP’nin 2018 milletvekili seçiminde İstanbul’da yüzde 26.4 olan oy oranını bu kez ancak yüzde 28.33’e çıkartabilmiştir.
İstanbul’daki oy dengesini değerlendirilirken HDP’nin 2018’deki yüzde 12.6 oranından yüzde 8.19’a inerek uğradığı 4.4 puanlık düşüş özellikle not edilmelidir. Keza 2018 seçiminde İstanbul’da oyların yüzde 8.26’sını alan MHP de bu kez 6.24 oranına inerek 2 puan kadar gerilemiştir.
Oran olarak bakıldığında sahneye yeni çıkan aktörlerin kendi ölçeklerinde kazançlı çıktıkları söylenebilir. TİP yüzde 4.04, Yeniden Refah Partisi yüzde 3.25, Zafer Partisi yüzde 2.78, Memleket Partisi yüzde 1 gibi oranlarla karşımıza çıkıyorlar İstanbul sahnesinde.
2019 İLE 2023’Ü KIYASLAYINCA
Cumhurbaşkanlığı seçimi sandıklarını ilçeler bazında değerlendirirken farklı bir yöntem izleyerek, 2019 yılında tekrarlanan büyükşehir belediye başkanlığı seçimi ile geçen pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini karşılaştırmak istiyorum.
Bu seçimlerin farklı dinamikleri olduğu öne sürülebilir ama unutmayalım ki son tahlilde her iki yarış ta iki tarafın bütün güçlerini sahaya sürdükleri, en geniş ittifakları kurmaya çalıştığı sert rekabet ortamlarına sahne olmuştur. Dolayısıyla, bu karşılaştırmanın İstanbul’da iktidarla muhalefet arasında bugün var olan geniş ölçekteki güç dengesini ölçebilmek bakımından fikir verebileceğini düşünüyorum.
Bu kıyaslamada önce şu gözlemi yapabiliriz. 2019’da İstanbul’un toplam 39 ilçesinin 28’inde Ekrem İmamoğlu, buna karşılık 11’inde Binali Yıldırım yarışı birinci bitirmişti. AK Parti’nin geleneksel oy deposu olarak görülen bazı merkezlerinde bile İmamoğlu AK Parti’nin adayını geçmişti. Fatih, Beykoz, Beyoğlu ilçeleri bunlar arasında sayılabilir.
Geçen pazar günkü sonuca bakıldığında, İstanbul’u Kılıçdaroğlu kazansa da ilçeler arasında bir dengenin şekillendiğini görüyoruz. 20 ilçede Erdoğan, 19 ilçede Kılıçdaroğlu birinci bitirmiştir yarışı. 2019 seçiminde ise İmamoğlu’nun üstünlük sağladığı ilçelerden dokuzu bu kez yeniden AK Parti’nin bulunduğu iktidar blokuna dönmüştür. Bu ilçe şunlar: Bahçelievler, Bayrampaşa, Beykoz, Beyoğlu, Çekmeköy, Fatih, Sancaktepe, Şile, Zeytinburnu...
Bu tespiti yaparken önemli bir hususun altını çizmem gerekiyor. Birçok ilçede Erdoğan cephesinde 2019’a kıyasla iki üç puanlık artışlar söz konusu olmuştur. Bazı ilçelerde ise 1 hatta 1 puanın bile altındadır artış. Örneğin Çekmeköy’de Yıldırım’ın 2019’daki oranı 48.69 iken, bu oran pazar günü Erdoğan’da 49.33’e çıkmıştır. Artış 1 puanın da altındadır. Buna karşılık Beykoz’da AK Parti’nin 2019’daki 49.23 oranı geçen pazar günü 52.07’ye çıkmıştır. Artış 2.8 puan dolayındadır. Zeytinburnu’nda 47.06’dan 50.07’ye gelinmiştir.
SİNAN OĞAN’IN GERİSİNDEKİ ÖRÜNTÜ
Şimdi ilginç bir duruma değinelim: Şile... Bu ilçede Binali Yıldırım’ın 2019’da yüzde 49.39 olan oranı bu kez Erdoğan’ın aldığı oyda 48.75’e düşmüştür. Ancak Erdoğan bu ilçede yine yarışı önde bitirmiştir. Bunun nedeni, Millet İttifakı’nın da bulunduğu muhalefet cephesindeki aday Kılıçdaroğlu’nun oy oranında 2019’a kıyasla meydana gelen gerilemedir. İmamoğlu’nun 2019’da bu ilçede yüzde 49.76 olan oy oranı, 2023’te Kılıçdaroğlu’nda 45.85’e düşmüştür. Burada Cumhur İttifakı kanadı gücünü önemli ölçüde korurken, CHP’nin başını çektiği ittifakın 4 puan gibi gerilemesi AK Parti’yi üstünlük noktasına taşımıştır.
Peki aradaki yaklaşık 4 puan nereye gitti diye merak edebilirsiniz? Muhtemelen bunun belli bir bölümünü Sinan Oğan’ın Şile’de aldığı 4.9 puan içinde arayabiliriz.
Tabii bu duruma kategorik bir şekilde CHP ve muhalefet cephesinde azalan oyların tümden Oğan’a gittiği şeklinde bir teşhis koymak yanıltıcı olabilir. Çünkü denizin altında çok yönlü seyreden akıntılar gibi seçimlerde de muhtelif istikamette oy hareketlerinin cereyan ettiğini düşünmemiz gerekir. Oğan pekâlâ AK Parti’den de, başka partilerden de oy almış olabilir.
Böyle de olsa cumhurbaşkanlığı seçiminde İstanbul’un ilçelerinin çoğunda karşıma çıkan bir örüntünün altını kalın bir çizgiyle çizmekten kendimi alıkoyamıyorum. Bu örüntüde şu ana yönelişler göze çarpıyor:
A) Cumhur İttifakı’nın oyu 2019’a kıyasla ilçelerde önemli ölçüde sabit kalıyor ya da minör artışlar kaydediyor.
B) Millet İttifakı ve HDP’nin de dahil olduğu muhalefet cephesinde neredeyse bütün ilçelerde genellikle 3-5 puan aralığında düşüşler yaşanıyor 2019’a kıyasla...
C) Sinan Oğan da genelde bu düşüşe yakın ya da biraz üstündeki oranlarda varlık gösteriyor sandıkta...
Bir örnek verirsek, CHP’nin önde olduğu Maltepe’de İmamoğlu 2019’da yüzde 63.34 oranında oy almışken, bu oran Kılıçdaroğlu’nda 59.43’e gerilemiştir. Binali Yıldırım 2019’da yüzde 36.01 oy almış, bu oran pazar günü Erdoğan’da 36.26 olmuştur. Muhalefet cephesindeki 3.91 puanlık düşüşe karşılık Sinan Oğan yüzde 4.05 oranında oy almıştır.
İstanbul’un ilçelerinden aynı örüntünün tekrarlandığı bunun gibi pek çok yakın örnek vermek mümkün. Bu durum, Oğan’ın İstanbul’da Millet İttifakı cephesinden, bu çerçevede muhtemelen İYİ Parti tabanından belli bir miktarda oy aldığı tahminine götürüyor beni.
Paylaş