Paylaş
Müzik yazarımız Naim Dilmener, cumartesi günkü köşesinde Berksan’ın kardeşiyle birlikte yaptığı yeni şarkısını eleştirdi.
Ama ne eleştiri!
Kıvrak Türkçesiyle kelimelerin uçlarını sivriltip mızrak haline getirmiş.
Cümlelerini okurken, “Ya bunlar benim için yazılmış olsaydı” diye geriliyorsunuz, tırnak yiyecek hale geliyorsunuz.
Berksan’dan cevap gecikmedi tabii. Sosyal medyadan.
Aynı silahlar ve sivrilikle.
Kötücül mü? Dilmener’le aynı acımasızlıkta.
Takip etmesi zevkli mi? Kesinlikle!
Çünkü karşılıklı zekice ve ince hamlelerde bir kelime hakaret, tek kötü söz yok.
Kanlı ama centilmence bir düello izler gibi.
NAİM DİLMENER: Ya şarkı nedir yanlış anlamış bu gençler ya da bilmezden gelmek işlerine geliyor.
YORUM: Sert mi? Evet, çok sert. Buradaki belden aşağı hareket hangisi? Dilmener, şarkıyı eleştirirken “gençler” diyerek Berksan ve kardeşini “aklı havada toylar” olarak nitelendiriyor. Oysa adam 40 yaşında.
BERKSAN:
Bizim müziğimiz, sound’umuz öyle yeni ki senin anlamanı beklemek, sana büyük haksızlık olurdu.
YORUM: “Restini gördüm artırıyorum” diyor Berksan. İnce bir manevrayla Dilmener’i kendi silahıyla vuruyor: Yaş mevzuu...
“Bizim gençliğimizi bırak, asıl sen o kadar yaşlı bir müzik yazarısın ki bizim sound’umuzu anlamıyorsun” demeye getiriyor.
NAİM DİLMENER: Sözleri Berksan yazmış. Söz dediğimiz de lafın gelişi tabii... Serdar Ortaç’ın mucidi olduğu, hani ayrılık sonrası o eski sevgiliye yapılan nispet havaları/dalgaları var ya, onlardan...
YORUM: Berksan’ın yazdığı şarkı sözlerine “Serdar Ortaç” benzetmesi! Daha durun, ölümcül darbe yeni geliyor: “Tabii böyle de yaşanabilir, hayatlar böyle de kurulabilir. Ama şarkılar değil...” Türkçesi: Sen dalgana bak, boşver şarkıyı markıyı.
BERKSAN: Öyle ezbere eleştirilerin var ki bu şarkıda Serdar Ortaç bulmak, bir sağır için bile zor bir iş olurdu.
YORUM: Beyaz adam çatal dilli: Bir müzik yazarına “sağır” demek... Kötücül olduğu kadar zekice de ahahahhah...
NAİM DİLMENER: Hem sözler böyle ‘sade su’ olacak hem de tekdüze bir ritim üzerine, ortalıkta onlarca benzeri olan zayıf melodi(ler) oturtacaksınız...
YORUM: Yani diyor ki: “Serdar Ortaç’ta hiç olmazsa dile dolanacak popüler bir nakarat/melodi oluyor. Sizde o da yok...”
BERKSAN: Biz ne yaptığımızdan eminiz ve değerimizin farkındayız.
YORUM: E ne güzel her hamleye misliyle cevap veriyordu. Şimdi niye geri adım atıp savunmaya geçti ki Berksan?
NAİM DİLMENER: Mesele yok o zaman, ne yaptığınızdan eminseniz beni boşverin.
YORUM: Yılların kurdu tabii, en ufak zaaf belirtisini affeder mi? “Madem kendinizden bu kadar eminsiniz, beni niye bu kadar ciddiye alıyorsunuz?” diye soruyor. Laf cambazlığıyla kendisini önemsiz gibi gösterirken, aslında bir tepeden bakış sergiliyor. Hem de “tartışmayı bitiren taraf” avantajı elde ediyor.
Keşke hemen bitmeseymiş, biraz daha uzatsalarmış...
Paylaş