Paylaş
Bu üç genç araştırmacıdan Daniel Gruss’ın yazdığı kod güvenlik bariyerlerini aşar. Bir anda bilgisayarın çekirdeğinden, “kernel”, kendi internet arama tarihçesi gibi çok özel bilgiler su yüzüne çıkıverir. Eğer Gruss bunu yapabilmişse başkaları da yapmış olmalı diye düşünür.
Hemen mikroprosesörleri üreten İntel ile bağlantıya geçer. İntel bir hafta sessiz kalır. Daha sonra “mesajınızı aldık, ilk değilsiniz” diye dönerler.
Bu sorunlar yirmi yıldır kullanılan ürünlerde ortaya çıktı. Yani aynı ürünler tüm dünyada çok yaygın olarak kullanılıyor.
Veri, dijital ekonominin tek altyapısı.
Verinin güvenliği 2018 ve ötesinde vatandaşlar olarak bizlerin ve hükümetlerin en büyük derdi olacak.
Verinin güvenli bir şekilde elde edilip saklanabilmesi ve çalışılabilmesi hem kişisel hem de milli güvenlik konusu olarak hayatlarımıza girmeye başladı.
ABD ve Çin kendi platformlarını hızla yaratarak kendi verilerine, kendileri sahip çıkarken, dünyanın da verisini ellerinde bulundurma yolunda ilerliyorlar. Tek pazar olarak bu yarışa giren Avrupa bu yarışta geride kaldı.
Burada kendimize sormamız gereken soru bu önemli altyapıya bizim nasıl sahip olabileceğimizdir. Bunun ötesinde global platformlar yaratarak başkalarına da servis sağlayabilmek, Türk ekonomisine büyük aşama kaydettirebilir.
ABD ve Çin’in ürün ve platformlarının tüketicisi olmak tek opsiyon mu Türkiye için?
Türkiye bunu kabul etmemeli.
Çin inanılmaz hırslı. Bu resim Çin’in Hebel bölgesinde bulunan Lanfgang veri merkezine ait. Çin kendi verisine sahip çıkıyor. Kendi verisinin güvenliğinden kendisi sorumlu.
Okuyor olmalısınız bugünlerde fiyatı 20 bin doları bulan bir kripto para biriminden bahsediyoruz. Bitcoin ve diğer kripto para birimleri de aslında güven duygusu üzerine inşa edilmekte olan teknolojiler. Büyük bir balon oluşuyor olsa dahi biliyoruz ki büyük inovasyon atılımları büyük balonlarla beraber gelir. Yine bu inovasyon da güven ihtiyacı üzerine inşa edilmektedir.
*
Geçtiğimiz haftalarda TÜSİAD’da katıldığım bir toplantıda konuşmacılardan biri Türkiye’deki şirketlerin dijital dönüşüm konusunu düşündüklerinde siber güvenlik konusunun öncelikleri arasında en son sırayı aldığını söyledi.
Bu aslında temel olarak Türkiye’de hala dijital dönüşüm konusunun anlaşılamadığının da büyük bir göstergesi. ABD ve Avrupa’da dijital dönüşüm ajandalarının ilk sırasında veri güvenliği geliyor.
O halde 2018’de devletin öncülüğünde ülkemizdeki firmaların yüzde 99.8’lik bölümünü oluşturan KOBİlerin dijitalleşmede ivedilikle yol almalarının sağlanması gerekmektedir. Bu firmalar bilinçlendikçe milli ekonomimizin güçlendiğini göreceğiz.
Teknolojiyi içselleştirmemek artık bir seçim değildir.
2018 yılında dijitalleşmenin ve siber güvenlik konularının esas konumuz olmadığı her gün bir adım geriye gidiyor olacağız.
Paylaş