Paylaş
- Çıktı gitti... Aha da görüntüsü.
Sonra dediler ki:
- Bir arbede sırasında öldü.
Yani, arka arkaya 2 yalan söylediler.
Resmi yalan.
***
Üçüncü yalan da cesedin akıbetiyle ilgili.
Bir yerli işbirlikçi’den bahsettiler.
Sonra yok öyle birisi dediler. Sanki biz uydurmuşuz gibi...
Şimdi durum nedir?
- Ortada bir cinayet var. Ama ceset yok.
İster misiniz cinayeti de bize yüklesinler.
***
Böyle bir pişkinlik görülmemiştir. Düşünün... Diplomasi platformunda söyledikleri resmi yalanlar yetmiyor, hukuk adamı geçinen o başsavcıları da ayrıca yalan söylüyor.
Artık yazılacak laf kalmamıştır. Ben havlu atıyorum aziz okuyucular. Aptal yerine konmaya daha fazla tahammül edemeyeceğim.
Melih Gökçek
Hakkında herkes bir şeyler yazıyor. Öyleyse bendeniz de bir racon keseyim:
- Hazır, iadei itibar edilmişken...
- Üstelik, Ankara seçimi cepte keklik değilse...
- Eh, arkadaş epey dinlenip metal yorgunluğunu da attığına göre...
Melih Gökçek niye tekrar AK Parti’den aday olmasın?
“Beraber yürüdük biz bu yollarda” dersiniz, olur biter.
Paylaş