Püf noktası

- Kendisi kaçmadı ya.

Başka ne ihtimal var ki?

***

Öldürmek için bunca zahmete ve riske ne hacet? Bu devirde bin türlü suikast yöntemi varken, cellat mı kullandılar?

Yani öldürülmüş olma ihtimali bence uzaktır.

Herhalde kaçırılmış olacak.

***

Hepimiz zehir hafiye kesildik.

Gerçi kafamıza takılan birçok soruya cevap bulamadık ama bir iki noktayı daha kurcalayalım.

Mesela...

Kaşıkçı, konsolosluğa Hatice Hanım’la gelmeseydi... O kadıncağız kapıda saatlerce beklemeseydi... Olayı nasıl ve ne zaman öğrenecektik?

Yine mesela...

Evlenebilmek için ille İstanbul’daki konsolosluktan niye bir takım evrak veya belge almak gerekiyor? Niye ille de İstanbul?

***

Kaldı ki Kaşıkçı, zaten çekine çekine gelmiş konsolosluğa... Herhalde öyle ki, Hatice Hanım’a “çok geç kalırsam filanca filancayı ararsın” diye tembih etmiş.

Böyle bir riski neden göze alıyor anlayamadık.

Gerekli evrakmış?

Batsın onların vereceği evrak.

***

Her neyse...

Kafamıza takılan noktalar, saymakla bitmez. Kaç gündür yazıyoruz, bitmiyor.

Neticede...

- Yazık oldu Kaşıkçı’ya.

Değerli bir gazeteciydi. Olayın Türkiye’de gerçekleşmiş olması da ayrıca üzüntü oldu bize.

Fakat görüyor musunuz, ne biçim insanlar var aramızda.

Kaşıkçı umurlarında değil, onlar Kaşıkçı üzerinden Erdoğan’ı nasıl vururum’un hesabında.