Paylaş
Kırk yıldır aynı laf.
Taa sağ-sol çatışmalarından tutun, irtica kaygılanmalarına, oradan tutun, terör olaylarına ve “Kürt Sorunu”na kadar, koro halinde:
- Bölünüyoruz.
Şimdi de “paralel devlet yapılanması” karşısında, yine o şarkı:
- Bölünüyoruz.
***
Hayır efendim.
Bölündüğümüz falan yok. Bölüneceğimiz de yok.
Ya ne var?
Bir tarafta millet, öbür tarafta ona musallat olmuş bir illet var...
Bu illet, her zaman var.
Var ama millet’e vız gelir. 93 yıldır da vız gelmiştir.
***
Evham’dan öte, tehdit altında kaldığımız tehlikeli dönemler olmadı mı?
Şimdi de o dönemlerden birini yaşıyoruz.
Bunların hepsini göğüsleyecek güçteyiz. Yeter ki yüksek moralimizi kaybetmeyelim.
Ne ABD destekli PYD, ne PKK, ne DEAŞ, ne FETÖ, hiçbiri bizi bölemez.
Sadece uğraştırır.
Uğraştırsın.
Biz de uğraşırız.
Ama bölünmeyiz.
Ve böldürtmeyiz.
***
Bizim en büyük rakibimiz birbirimize karşı duyduğumuz nefrettir.
Düşünün.
O bile bizi bölemedi.
Halbuki kumpascıların güvendiği tek unsur o idi:
- Türkler, birbirini yer bitirir.
Ne oldu?
O ihtimal de çöktü.
Evet, birbirimize karşı sevgisiz ve saygısız olabiliriz ama“söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.”
Peki dilimizden düşürmediğimiz şu “bölünme” lafı nedir?
Aldırmayın.
Siyasi kekemeliktir.
Paylaş