Paylaş
Anayı babayı, çoluğu çocuğu, bacanağı enişteyi falan bağlamaz.
Bunu bildiğimiz halde Bülent Arınç’ın ve Kadir Topbaş’ın isimlerini, niçin damatlardan daha öne çıkarıyoruz? Niye önce onların isimlerini telaffuz ediyoruz?
Sonra da millete demokrasi ve hukuk dersi vermeye kalkmaktayız.
***
Merhum Demirel de Yahya üzerinden epey hırpalanmadı mı?
Çıkıp defalarca:
- Benim adım Süleyman dediyse de ne fayda?
Bir sürü benzer örnek verebiliriz.
Bu bizim eski hastalığımız.
Siyasi kavgada hep belden aşağı vurmaktayız.
***
Merhum Ecevit için:
- En şanslı siyasetçi derdik.
Niye?
Çoluğu çocuğu yoktu, gelini damadı, bacanağı eniştesi, şusu busu, kimsesi yoktu.
Biz buna şans derdik. Böyle şans olur mu?
Olur olur.
Aksi halde Özal Ailesi gibi Hanedan damgası yer.
***
Buraya nereden geldik?
Tamam. Özetleyelim:
Ne masumiyet karinesi’ne aldırdığımız var, ne de suçun kişiselliği’ne.
Ondan sonra hukuk beğenmiyoruz. Acaba hukuk bizi beğeniyor mu?
Paylaş