Paylaş
Bir soru üzerine:
“Küresel arena hiç havalı bir yer değil” diyor ve ekliyor:
- 10 günde bir, Türkiye Cumhurbaşkanı’yla görüşmek zorunda kalan benim.”
Ne demek bu?
****
Lafa bakın.
“Görüşmek zorunda kalan...”
Görevlendirilmiş biriyse, Fransa Cumhurbaşkanı, başkalarının iradesiyle hareket ediyor demektir.
Peki, 10 günde bir şerefyâb mı olmaktadır, yoksa bir angarya mı üstlenmektedir?
O da belli değil.
40 yaşında “havalı bir arena” arıyor idiyse, vakit
çok geç, yok şikayetçiyse, vakit çok erken. Daha durun bakalım.
****
Bir de var ki “boyundan büyük işlere kalkıştığı için” cumhurbaşkanı seçildiğine pişmanlık duyuyor olabilir. Yazık, gençliğini hiç yaşamamış galiba.
Herhalde öyle ki...
Taa öğrencilik çağında, kendini bir hücreye hapsetmiş, havalı bir arenaya hasret kalmış... Hem de Paris gibi bir yerde.
Türkçe’de buna gözü çöplükte derler.
Bu mudur?
Yok canım, zannetmem.
***
Demagoji yaptığımın farkındayım. Pardon Mösyö... Fakat ne demek istediğiniz anlaşılmıyor.
Bize övgü mü var, yergi mi,
o da bilinmiyor.
En iyisi biz buna, Türk siyasetinde pek moda haline gelmiş “maksadını aşan sözler” deyip geçelim. Herhalde bir açıklık getirirsiniz. Lakin getirirken yine maksadınızı aşmayınız. Kendinizi aşınız.
Paylaş