Paylaş
Güzel bir şey.
“Mahkeme Kadı’ya mülk değildir” derler ya... bütün mevki ve koltuklar geçicidir. Mühim olan hizmettir. Siyasette Tenzil-i rütbe diye bir şey yok.
Koskoca İsmet Paşa bile, Cumhurbaşkanlığı’ndan indikten sonra Başbakanlık yaptı. Başbakanlıktan düştü, muhalefet liderliğini kabullendi. Oradan da düştü, düz milletvekili olarak hayatını noktaladı.
Yani Ahmet Necdet Sezer gibi pijamalarını giyip evde oturmadı.
Ankara kulislerinden duyuyoruz. Binali Yıldırım’ın ismi de geçiyor.
Efendim, Başbakanlık yapmış, Meclis Başkanlığı’na kadar yükselmiş bir insan, Belediye Başkanı olur mu?
Olur. Hem de daha iyi olur.
Bütün bilgi ve birikimini, belediye hizmetlerine yağdırır.
Efendim, şeklen tuhaf değil mi?
Bırakın bu şekilciliği. Eski Başbakan ve Eski Meclis Başkanı, ANAP’lı Yıldırım Akbulut, parti bile değiştirdi.
Mesela CHP kanadında, belediyeler için ağır topların ismi geçiyor. Fena mı?
Gürsel Tekin, Akif Hamzaçebi, Sezgin Tanrıkulu, Özgür Özel, Levent Gök, Engin Altay, Abdüllatif Şener, İlhan Kesici... Ve daha bir dizi milletvekili...
İyi bir şey bu.
Mesleklerinin en verimli çağında, boşu boşuna mecliste vakit kaybedeceklerine, dağılsınlar vatan sathına, belediye hizmetlerine sarılsınlar.
Aynı şeyi Kılıçdaroğlu için düşünüyorum.
“Başbakan Kemal” diye bir ihtimal kalmadığına göre, ne işi var hâlâ mecliste? Aday olsun belediyelerden birine... Tevazuyu bıraksın, üstün yeteneklerini bari gelsin orada göstersin.
Neyi esirgiyor ki milletten?
Paylaş