Paylaş
- Sınır güvenliği.
Nasıl bir güvenlikse, kendi askerine değil paralı asker’e güveniyor. Onların arkasına saklanıyor. Onları ateşe atıyor. Onları ölüme yolluyor.
Kendi çıksa ya ortaya.
***
Çıkmıyor... Çıkmaz.
Ayak bastığı her ülkede bir daha ot bitmedi ya, bu defa hezimetin faturasını fedailere kesecek:
Diyecek ki:
- Ne biçim savaşçısınız? Size top verdik, tüfek verdik, tank verdik, modern silahların hepsini verdik, bir iş beceremediniz.
Sonra da kös kös dönüp gidecek.
***
Cumhurbaşkanı’na sormuşlar:
- Trump’ı arayacak mısınız?
Cevap:
- Ben aramam.
Tabii ki aramaz.
Ama Trump arasa da telefonuna çıkmamak lazım.
Konuşacak ne kaldı ki?
Gördüğün yerde selam ver geç, o kadar.
DİL YÂRESİ
Siyasetçiler arasındaki tazminat davalarına bakın.
Yüzbinlerce liralık...
Bazen milyonluk davalar.
Asgariye inse bile bunlar ciddi rakamlar.
Yorulmuyorlar da:
- “Dava açmazsan namertsin” diye bağırıp hergün atışa devam ediyorlar. Gittikçe de tozutuyorlar.
Sert politika demek hakaret etmek demek değildir. En ağır eleştiriyi bile hakaret etmeden yapabilirsiniz.
Zor değil.
Biraz zekâ, biraz nezaket, biraz da Türkçe lazım. Hepsi bu.
Paylaş