Hal ve gidiş

- Ya dayak, ya cinayet.

Hep de namus belası.

Namusuna bu kadar düşkün bir toplumda, bu kadar çok namussuzun bulunması da ayrıca tuhaf.

***

Zaten haberleri dinlerseniz, Türkiye’de tek namuslu adam kalmadığını zannedersiniz.

Ya da dünyadaki bütün namussuzların Türkiye’ye doluştuğuna inanırsınız.

Siyaset bile namus edebiyatı üzerine kurulmuş.

***

Türk Adliyesi’ndeki dosyalar, nüfusa oranla dünya rekoruna yaklaşıyor.

Çoğu da hakaret davası.

Dibinde yine namus.

Davalı veya davacı.

Hep namus.

Bu kadar kolay lekelenen veya lekeleyen insanlar yargıya güvenmiyorlarsa, mahkemede ne işleri var?

Maşallah, kimse lafını esirgemiyor. Bu yüzden de leke sürülmedik yer kalmıyor:

- Esnaf soyguncu.

- Memur rüşvetçi.

- Doktor fırsatçı.

- Avukat dolandırıcı, öyle mi?

Bereket memlekette birkaç tane sicil amiri, birkaç tane de namus bekçisi var... Yaşasın.

Not:

İstifa eden Belediye Başkanları, seçimde nereye oy verecek?

Böyle bir merak var.

Halbuki ben, bambaşka bir şeyi merak etmekteyim:

- Acaba Abdullah Gül hangi partiye oy verecek?