Paylaş
Ama halkın kalbi kırılmışsa, onun tamiri zor olur.
Amerika, tekrar Türkiye’yi kazanmak istiyorsa, protokol katındaki nezaketle yetinmeyip önce Türk Halkı’nın gönlünü almalıdır.
Ama nasıl?
Onu ben bilemem.
***
İç siyasette, hafta “hodri meydan”larla geçti.
Fakat nafile.
Erken Seçim teklifi kabul görmedi.
Görmeyince, teklif yumuşatıldı “bari istifa eden Belediye Başkanları için seçim yapalım” dendi.
O da kabul görmedi.
Peki ne yapalım? İlle de bir şey yapalım. Hiç değilse Muhtarlık Seçimleri’ni yenileyelim.
Muhtar deyip geçmeyin. İçlerinden biri belki de yarın öbürgün Cumhurbaşkanı bile olabilir.
***
Nereden nereye?
Muhtar bile olamaz noktasından Cumhurbaşkanı bile olabilir doruğuna.
Lakin, Allah kolaylık versin.
Cam filmleriyle bile Cumhurbaşkanı ilgileniyor. TEOG önce onun dikkatini çekiyor. Vergi indiriminden tutun, yabancı futbolcu sayısına kadar her şey onun eline bakıyor.
Buna Tek Adam denmez.
Issız Adam denir.
***
Yargı, yine haftanın baş konusuydu.
Güzel Türkiyem, hukuktan ziyade hukuk tartışmasını seviyor. Televizyonları izleyin, tartışan hukukçular hiçbir zaman mutabık kalamıyor.
- Hukuk, herkese lazımmış.
Anladık ama hukuk değil orada edebiyat konuşuyor. Münazarada tabii ki en zeki olan laf ebesi, izleyicilerden alkış alıyor.
Buna da kamuoyu vicdanı deniyor.
Batur
Türk Basketbolu’nun beyefendisi o...
Mehmet Baturalp.
Öyle ki, tam da Atatürk’ün tarif ettiği sporcunun “zeki, çevik ve ahlaklı olanı.”
Nur içinde yatsın.
Ailesine, dost ve arkadaşlarına, spor camiasına başsağlığı diliyorum.
Paylaş