Paylaş
Yani, isteyen gizli oy kullanır, istemeyen aleni oy... Öyle mi?
Yoksa mecburen gizli oy kullanacaksın diye bir bağlayıcı hüküm mü var?
Kanun yazıcı, bunu açıkça belirtmiyor.
Ama nereden bilsin ki aleni oy’u birileri tercih edecek? Ne bilsin?
Gizli oy... Eyvallah.
Kişisel iradeyi vurgulayan bir kavram olduğu muhakkak.
- Ama mecburi mi, yoksa ihtiyari mi?
Eğer mecburiyse, bunu bile bile niye göstererek oy kullanıyorlar? “Oylama geçersiz olsun” diye mi? Hayır...
Peki niye? “Paşa gönlü öyle istedi” diye mi? Yoksa “şaibeden arınsın” diye mi?
Hangisi olursa olsun.
Yasa’ya uygun mu, değil mi?
Burada iki görüş çarpışıyor.
Birincisi... Yasa’nın sana tanıdığı “gizli oy” kullanma hakkından feragat edebilirsin.
İkincisi... Hayır, edemezsin. Çünkü “aleni oy” kullanırsan, başkalarını etkileme ihtimalin var.
Kanun yazıcı ne yapsın? Bunları tek tek zikretmemiş. “Gizli oy” deyip geçmiş. Acaba gerisini tercih’e mi bırakmış?
Bu devirde neler konuşuyoruz...
Şaka yapar gibiyiz.
Aleni oy’dan sonra bir de gizli sayım diye tutturanlar çıksaydı, işte o zaman tam nostalji olurdu...
Şükür halimize.
Not: Bir Başbakan’ın, bir muhalefet kulisine uğrayıp çay içmesi, üç-beş dakika sohbet etmesi “mühim haber” olarak günlerdir gönüllerimizi ısıtıyorsa, toplumsal barış geldiğinde herhalde sevincimizden çılgına döneriz.
Paylaş