Paylaş
Ne kadar malzeme varsa önce hepsi ortaya döküldü:
En kutsal kavramlar bile, aylardır sömürüldü. Hâlâ da öyle. Niçin?
Çünkü “ne pahasına olursa olsun” seçimi ille de kazanma hırsı.
- Kazanamazsan ne olur?
- Eyvah, dünyanın sonu olur.
Hep böyle sanırlar ama hiç de dünyanın sonu olmaz... Bilakis, ertesi sabah
dünya yeniden kurulur... Her sabah taze bir başlangıçtır.
Kaldı ki... bu sefer, siyasetten öte bir durum var... Değişik bir durum:
- Adaylar yarışacak.
- Adayların ufku yarışacak.
- Yetenekleri, bilgi ve dağarcıkları yarışacak.
Velhasıl:
- Sadakat değil, liyakat yarışacak.
Yani, gönül verdiğin parti, hangisi olursa olsun, sevdiğin lider kim olursa olsun... Adaylar açıklandığı andan itibaren, odaklanacağın nokta sadece adaylardır.
Bu bir ilk.
Çünkü belediyelerin hizmet aşkı, muasır medeniyet’le kucaklaşıyor.
Farkındaysanız, partiler, belediye başkan adaylarını tespit ederken, ilk defa
bu kadar titiz davranıyorlar
ve ince eleyip sık dokuyorlar.
Bu bile tek başına büyük anlam taşımaktadır.
Göreceksiniz, günlerdir sahaya sürdükleri bütün o klasik malzemeler, birdenbire kenara itilecek ve adayların medeniyet yarışı başlayacaktır.
Eski yerel seçimler böyle miydi?
Bu, liyakat’ın zaferidir işte.
Liyakat seçimin favorisi.
Herhalde bu, durup dururken olmadı.
Paylaş